19 Nisan 2002 21:00

Resme adanmış bir hayat...

Yaşam onun için, Midilli'de beş yaşında izlediği bir lunapark oyuncağının devinimi kadar keskin çizgili ve aşılması zor bir beceri olacaktır... Mahmut Cuda kalabalık bir ailenin son çocuğu olarak 1904'de dünyaya gelir. Osmanlının savaş ve yıkımlarla dolu son yıllarında büyüyecektir. Hakim olan babasının görevi nedeniyle sık sık yer değiştiren aile bir süre sonra dağılır. Küçük Cuda 3 yaşında annesini, 8 yaşında ise babasını kaybetmiştir. Artık yaşamı yalnız göğüslemek zorundadır. Darülşafaka'ya verilen Cuda, geriye kalan çocukluk yılllarını bu yatılı okulda geçirir. Okul müdürü Fuat Şemsi bey onun resim yeteneğini öğrenmekte gecikmez. Henüz on iki yaşında iken olağanüstü yeteneği nedeniyle, resim öğrenimi için Almanya'ya gönderilmesine karar verilir. Ancak araya giren Birinci Dünya Savaşı buna izin vermeyecektir. Bu arada daha çocukluk yıllarında başlayan doğa sevgisi giderek tutkuya dönüşmektedir. Doğa güzelliklerini incelemek ve yapıtlarında yorumlamak eğilimi kişiliğinin ve sanatının vazgeçilmez unsurları olacaktır.

İşgal yılları Büyük savaşın bitmesiyle birlikte Sanayi-i Nefise Mekteb-i Ali'sinde resim öğrenimine başlar. Cuda kuşağında bulunan diğer sanatçılar gibi küçük yaşta (14) akademiye girer. Onların yaşları küçük fakat başetmeleri gereken sorunlar büyüktür. İşgal yıllarının İstanbul'unda, bir binadan bir başka binaya taşınan bir okulda öğrenim görmeye çalışmaktadırlar. Resim malzemelerinin yokluğuna, açlık da eklenir. Denizden çiroz avlayıp birbirlerinin saçlarını tıraş ederek yaşamaya çabalayan gençleri ayakta tutan şey resim tutkusudur. Hazırlık bölümünde Hikmet Onat'ın öğrencisi olur. Yıl sonunda yapılan yarışmalarda birincilik kazanması, asli öğrenci olmasını sağlar. Artık Çallı İbrahim'in atölyesindedir. Mahmut Cuda ile birlikte eğitimlerini sürdüren öğrenciler, ilk Türk öğretmenlerinin yetiştirdiği sanatçılar gurubunu oluşturacaktır.

Örgütçü misyon 1923 yılında Sultanahmet'teki bir öğrenci evinde topladığı arkadaşlarını, bir birlik etrafında birleşmeye ikna eder; "Yeni Resim Cemiyeti". Bu onun yaşamı boyunca koruyup, uğrunda çalışmalar yapacağı ressam haklarını savunma girişimlerinin ilk örneğidir. Bu örgüt bir yıl sonra ilk sergisini açtığında, Cuda Münih'tedir. Sanatına yeni boyutlar kattığı yurtdışı yılları başlamıştır. Paris'de geçirdiği 4 yıl batı sanatını yakından incelemesini sağlar. 1928'de İstanbul'a döndüğünde Akademi'de Namık İsmal'in yanına yardımcı öğretmen olarak atanır. Ancak yurda dönen diyer sanatçılar çeşitli illere atanınca buna karşı çıkar. Sanatçı olarak yetişen insanların orta öğretim kurumlarında resim öğretmeni olarak değerlendirilmeleri sakıncalıdır ona göre, sanatçının köreltilmesidir. Sanat ve sanatçı güvencesinin sağlanması konusundaki toplumsal girişimleri sonucu, "Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği" nin kurulmasına ön ayak olur. Akademideki yanlışlara yönelik eleştirileri buradan da ayrılmasına neden olur. Yurdu konu alan çalışmalara yönelir. 1937'den başlayarak CHP'nin tertiplediği 'Yurdu Gezen Türk Ressamları' etkinliklerine katılır. Dergilere kapak desenleri hazırlar. Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliğinin etkinliğini yitirmesi ve sanatçıların farklı gruplarda toplanmaları üzerine, tüm ressamları tek bir meslek kuruluşunda birleştirmek amacıyla 1942'de Türk Ressamlar ve Heykeltraşlar Cemiyetinin kurulmasını sağlar.

İlk kişisel sergisi 1950'de Türk Ressamlar Birliği'ni kurar. 1952'de yalnız 8 sayı çıkacak olan Güzel Sanatlar Dergisi'ni yayınlar. Sanat ve sanatçı sorunlarına ilişkin yazılarını kitaplaştırır. O zamana kadar kişisel sergi düzenlemeyen Cuda için 1976'da Güzel Sanatlar akademisi'nde bir retrospektif sergi açılır. Bu sergiden sonra sanatçı yine yoğun çalışmalar içine girer. Kişisel sergiler açmakta, gazete ve sanat dergilerine yazılar yazmaktadır.

Profesör unvanı Ölümünden kısa bir süre önce Mimar Sinan Üniversitesi tarafından fahri profesörlük ünvanıyla onurlandırılacaktır. Zor şartlar içerisinde yetişen ve artık unutulan bir kuşağın temsilcilerinden olan Mahmut Cuda'yı tanımak için hâlâ vakit var. Onun eserlerini ve yaşamına ilişkin belgeleri biraraya getiren kapsamlı sergi 4 mayıs'a kadar açık kalacak. (Bilgi için: 0212 316 15 60)

Evrensel'i Takip Et