03 Mart 2011 13:35

Artık uyanmalıyız

Nice 8 Martlar geçti, ne değişti hayatımızda? Bu da onlardan biri, unutulur dokuzda.Eski tas eski hamam. Ne göz yaşlarımız duracak ne sızımız dinecek içimizde. Yanan kor ateşler sönmeyecek, acılar katlanarak büyüyecek çileler yine çekilecek, ağular şerbet diye içilecek bir dahaki marta kadar kim bilir kaç kadın &o

Artık uyanmalıyız
Paylaş
Songül Ünsel

Nice 8 Martlar geçti, ne değişti hayatımızda? Bu da onlardan biri, unutulur dokuzda.

Eski tas eski hamam. Ne göz yaşlarımız duracak ne sızımız dinecek içimizde. Yanan kor ateşler sönmeyecek, acılar katlanarak büyüyecek çileler yine çekilecek, ağular şerbet diye içilecek bir dahaki marta kadar kim bilir kaç kadın ölecek. Bir 8 Mart daha böylece bitecek.

Bize reva mı bu, suçumuz ne erkekleri doğurup gecemizi gündüzümüze katıp onları büyütmek mi, onlar için ağlamak mı onlara sevgiyi saygıyı hayatla savaşmayı öğretmek midir? Kadınlar ölünceye kadar çocuklarını terk etmez her an düşüncelerindedir, yanlarında olmasalar bile asla onlardan bir şey talep etmezler. Yaşlı bir kadın tanımıştım sokaktan her geçişimde, evinin önünde öylece oturur yoldan gecen kadınlarla sohbet ederdi. Yılların ona pekte cömert davranmadığı yüzündeki çizgilere bakılınca anlaşılıyordu. Oğlu ve geliniyle birlikte kalıyor ve çocuklarını büyütmüş olmanın rahatlığını yaşıyor mutlu görünüyordu. Bende bir yaşlı kadın gördüğümde hemen konuşurum. İsmini bilmememe rağmen oradan her geçişimde hatırını sorardım. Sonraki günlerde yaşlı teyzeyi göremeyince merak edip sordum aldığım cevap beni çok üzmüştü gelini ve oğlunu trafik kazasında kaybetmiş altı kız torunuyla yalnız
Kalmış evleri ellerinden alınmış torunlarıyla birlikte tek odalı bir evde yaşıyormuş. Torunlarına bakabilmek için çaba sarf ediyor. Yaşlı kadın, iki büklüm olmuş beliyle sürekli yere bakarak yürüyor kendi dertlerini unutmuş torunları için ekmek parası kazanma telaşına düşmüş, evlere yorgan sıramaya gidiyor. Rahat etmesi gereken bir yaşta tekrar başa dönmüş yeniden çocuk büyütüyor. O yaşlı kadın 8 Mart’ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olduğunu bilmiyordur bile. Nereden bilsin, bilse bile ne olacak,  ona madalya mı takacaklar, ne işine yarayacak. O ki hayatının her evresini acı içinde geçirmiş bir kadın olarak, ne kadar yaşarsam kendim için değil, ama torunlarım için iyi olur ben ölürsem onların hali ne olur, diyor. Hem anne hem baba hem büyükanne olmuş bu ona verilen en ağır yük ve kimsede bu yükü hafifleteyim demiyor. O acılarıyla yaşamaya ağuları şerbet diye içmeye devam ediyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor, bizlerde seyirci kalıyoruz hep böyle mi olmalı?                 

Hayır, hep birlikte ellerimizi taşın altına koymalıyız ki yaşlı kadının, benimki böyle gelmiş böyle gidecek, dediği gibi olmamalı. Hayatımız için mücadele etmeli ölüme, dayağa, yoksulluğa çaresizliğe zulme karşı hemcinslerimizin yanında olup savaşmalıyız. Bir şeyler değişmeli, ağlamak çile çekmek istemiyoruz, ağu içmekte istemiyoruz. Güneşe doğru koşmak aynalara bakmak istiyoruz

*AHLAT
 

ÖNCEKİ HABER

Aleviler ne istiyor

SONRAKİ HABER

“At sahibine göre kişnermiş“

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...