4 Nisan 2002 21:00

Tekellerin su kavgası

İspanya'nın Barcelona şehrinde 450 bin kişi suyun özelleştirilmesine karşı yürüdü. Portekiz'de baraj projesiyle bir yerleşim alanının suyun altında kalması ve su dağıtımının özelleştirilmesine karşı halk ayaklandı. Güney Amerika ülkelerinde su dağıtımının tekellere devredilmesiyle fiyatların aşırı artmasına karşı kitlesel eylemler yapıldı. Bu gelişmeler dünyadaki su savaşının giderek kızıştığını gösteriyor. Bu bir yandan halklara yönelik sürdürülen bir savaş olarak karşımıza çıkıyor diğer yandan da tekeller arasındaki rekabetin sonucunca.

Kavga büyüyor Bu stratejik gelişmeler, bütün alanlarda yaşandığı gibi suyun da özelleştirilmesini gündeme getirdi. Dünyada içme suyu kaynaklarının gittikçe azalması bunun en önemli nedeni. Dolayısıyla su sektörü kârlı bir pazar haline geliyor. Bu nedenle uluslararası tekeller suyun özelleştirilmesi planlarını hızlı bir şekilde hayata geçirmek için uğraşıyorlar. Sendikalar ve hükümet dışı örgütler diğer alanlardaki özelleştirmeler gibi suyun özelleştirilmesini de eleştiriyorlar. IMF ve Dünya Bankası'nın kredi verme koşulu olarak özelleştirmeyi dayatması tehdit şeklinde ortaya çıkıyor. Belediyeler ve hatta ülke yönetimleri kredilere muhtaç hale getirildikleri için ellerindeki kaynakları özel sektöre devretmek zorunda bırakılıyorlar.

Almanya başı çekiyor Bir Alman sivil toplum örgütü olan WEED'in araştırması, sudaki tehlikeyi ortaya koydu. Dünya çapında suyun özelleştirilmesi konusunda bir model olarak gösterilen "Alman Modeli"nin incelendiği araştırma, Alman tekellerinin başlangıçta ulusal firmaları öne çıkardıklarını, onlara krediler verdiklerini, ana firmanın arka planda kalarak halkın tepkisini almadan pazarı ele geçirme planı uyguladığını gösterdi. Tekellerin bu faaliyetine çeşitli yarı-resmi Alman kalkınma örgütleri de ideolojik olarak destek verdiler. Yeniden İnşa için Kredi Kurumu, Teknik Alanında Ortak Çalışma Topluluğu ve Carl Duisberg Topluluğu gibi örgütler Peru'dan Montenogra'ya, Arnavutluk'tan ve Namibia'ya kadar birçok ülkede faaliyet gösteriyorlar. Namibia'da 19 milyon Euro'luk Alman kredisiyle yapılacak sulama, içme suyu ve arıtma tesislerinden kazanılacak paranın miktarı ve bu sayede Almanya'nın ülke üzerindeki egemenliğinin ne boyutlara ulaşacağı şimdilik bilinmiyor.

Su ayaklanmaları Alman sermayesi, ''Alman Su İttifakı'' adı verilen bir kuruluş oluşturarak planlı bir şekilde su pazarını ele geçirmeye çalışıyorlar. İnşaat, teknoloji ve enerji tekellerinin bir araya geldiği ''ittifak'' el attığı bütün ülkelerdeki su projelerini kendine hedef seçiyor. WEED'in araştırmasında, gelişmekte olan ülkelerde su tesislerinin halkın denetiminde olması gerektiğini, suyun kâr aracı haline getirilmesiyle çevre korunmasının ve yoksulların su ihtiyacının giderilmesinin pratikte ortadan kalkacağını ifade ediyor. Sudaki özelleştirmenin sonuçları ortaya çıktıkça tepkiler de yoğunlaşıyor. Özelleştirme sonrası su fiyatlarının öncesine göre artması, işletmelerde çalışanların tasarruf gerekçesiyle işten atılması, birçok eylemi beraberinde getiriyor. Güney Afrika'da sendikalar su tekeli Suiz Ondeo'nun pazarı ele geçirip su tesislerini özelleştirmesine karşı greve gittiler. Çeşitli halk inisiyatifleri ve gençlik örgütlerinin katıldığı eylemler sonunda hükümet herkesin temel su ihtiyacının ücretsiz karşılanacağı sözünü verdi. Bolivya'nın Cochabamba şehrinde belediyenin Dünya Bankası'nın zorlamasıyla su işlerini Aquas del Tunari adlı tekele devretmesine bağlı olarak su fiyatlarının üç katına çıkması karşısında sendikalar, çevre ve gençlik örgütleri güçlü protestolar düzenlediler. Ddevlet Başkanı Hugo Panzer olayları polis ve jandarma şiddetiyle bastırmaya kalkıştı ve sekiz kişi hayatını kaybetti. Ancak protestoların artması sonucu belediye Aquas del Tunari'yi devre dışı bırakmak zorunda kaldı.

Evrensel'i Takip Et