23 Mart 2002 22:00
Çaresiz, dil bilmez, yalnız
Yer Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi, hasta odalarından biri. Hasta olan kızıyla ilgilenemiyor. Kendi içerisinde büyüttüğü sorunları bir an da olsa kafasından atmayı başaramıyor. 10 gündür hastanede kızının yanında kalan Münevver Hanım, Arapça'dan başka bir dil bilmiyor. Çevresinde Arapça bilen hiç kimsenin olmaması kafasındaki soru işaretlerini daha da büyütüyor. İçindeki sıkıntıyı paylaşamaması onu daha da yıpratmış. Karmamakırışık bir ruh haliyle durmadan çocuğunun yatağıyla kapı arasında mekik dokuyor. Sonra da, bildiği birkaç Türkçe sözcükle kocasına öfkesini kusuyor.
Sosyal güvenceleri olmadığı için Ayşeşen'in ilaçlarını alması için kocası da gelmeyince çaresizce köşesine çekilip gözyaşlarını içine akıtıyor. İçinde büyüttüğü yalnızlığın önüne geçemiyor. Ve kendisini çevresinde bulunan insanlardan daha da soyutluyor. Sorulan her soruyu anlasa da anlamasa da tepkiyle karşılayıp kırıyor insanları. Söylenen her sözde kendisinden bahsedildiği fikrine kapılan Münevver Hanım, durup duruken herkese sataşmaya kalkıyor.
Çaresizlik... 5 aylık Ayşeşen'e ne demeli? Ayşeşen'in kromozomlarındaki kalıtsal bozukluk işini daha da zorlaştırıyor. Beslenmesi için özel bir çaba gereken Ayşeşen, Down Sendromlu. Kalbi de delik... Münevver Hanım gözleri dolmuş bir şekilde çaresizlik içinde. Artık Ayşeşen'i de umursamıyor. Ayşeşen için hastanede olduklarını dahi unutmuş. Çocuğun birkaç parça giysisi, artık giydirilecek durumda değil. Cepte para da yok. Çocuğun bezleri bitmiş. Bir ara yaklaşıyor: "Kör olasıca. Hiç mi merak etmiyorsun? Öldük mü kaldık mı? Gelirse ona yapacağımı biliyorum". Kaç çocuğu olduğunu, nerede oturduğunu soruyoruz. Yöneltiğimiz sorular yanıtsız kalıyor. Omuzunu silkiyor: "Herkes benden bahsediyor. Hiç kimse sevmiyor beni" diyerek, bize de tepki gösteriyor. Ağzından çıkan birkaç kelime Arapça'yı da kekeliyor artık. Anlaşılmaz bir şekilde çıkan her kelime, içindeki yalnızlığın, çaresizliğin ifadesi. Ulaşabileceği bir yakını olup olmadığını soruyoruz. Verdiği yanıt cebinden çıkan bir parça kağıda yazılı cevapsız kalan bir telefon numarası. Eşini anlatmasını isteyince; "Beni sürekli dövüyor. Beni insan yerine koymuyor. Umurunda değiliz onun" diyor.
Herkes yabancı Gecenin ilerleyen saatlerinde birdenbire Ayşeşen'in giysilerini alıp camdan fırlatıyor. Sonra battaniyelere yöneliyor. Oda arkadaşları engel olmaya çalışıyor, ancak mümkün değil onu zaptetmek. Ayşeşen'le hiç ilgilenemiyor. Herkes gibi Ayşeşen de artık ona yabancı. Oda arkadaşları başka odalara taşıyorlar çocuklarını. Çünkü Münevver Hanım, belirgin bir şekilde şiddete başvuruyor. Sabaha doğru artık içerisindeki sıkıntıyı yenemiyor ve cama yöneliyor. 5 aylık kızı ve kendisinden başka kimsenin olmadığı odada hastane personellerinin tesadüf eseri onu camdan atlamaya çalışırken görmeleri üzerine kurtarılıyor. Kurtuluyor dedik, ama sonrası onun için sadece bir sis bulutu. Psikiyatri Servisi'ne yatırılan Münevver Hanım, bir başka dünyanın insanı artık. Küçük Ayşeşen, odada yapayalnız. Ne arayan ne de soranı var, annesi gibi...
Çaresizlik... 5 aylık Ayşeşen'e ne demeli? Ayşeşen'in kromozomlarındaki kalıtsal bozukluk işini daha da zorlaştırıyor. Beslenmesi için özel bir çaba gereken Ayşeşen, Down Sendromlu. Kalbi de delik... Münevver Hanım gözleri dolmuş bir şekilde çaresizlik içinde. Artık Ayşeşen'i de umursamıyor. Ayşeşen için hastanede olduklarını dahi unutmuş. Çocuğun birkaç parça giysisi, artık giydirilecek durumda değil. Cepte para da yok. Çocuğun bezleri bitmiş. Bir ara yaklaşıyor: "Kör olasıca. Hiç mi merak etmiyorsun? Öldük mü kaldık mı? Gelirse ona yapacağımı biliyorum". Kaç çocuğu olduğunu, nerede oturduğunu soruyoruz. Yöneltiğimiz sorular yanıtsız kalıyor. Omuzunu silkiyor: "Herkes benden bahsediyor. Hiç kimse sevmiyor beni" diyerek, bize de tepki gösteriyor. Ağzından çıkan birkaç kelime Arapça'yı da kekeliyor artık. Anlaşılmaz bir şekilde çıkan her kelime, içindeki yalnızlığın, çaresizliğin ifadesi. Ulaşabileceği bir yakını olup olmadığını soruyoruz. Verdiği yanıt cebinden çıkan bir parça kağıda yazılı cevapsız kalan bir telefon numarası. Eşini anlatmasını isteyince; "Beni sürekli dövüyor. Beni insan yerine koymuyor. Umurunda değiliz onun" diyor.
Herkes yabancı Gecenin ilerleyen saatlerinde birdenbire Ayşeşen'in giysilerini alıp camdan fırlatıyor. Sonra battaniyelere yöneliyor. Oda arkadaşları engel olmaya çalışıyor, ancak mümkün değil onu zaptetmek. Ayşeşen'le hiç ilgilenemiyor. Herkes gibi Ayşeşen de artık ona yabancı. Oda arkadaşları başka odalara taşıyorlar çocuklarını. Çünkü Münevver Hanım, belirgin bir şekilde şiddete başvuruyor. Sabaha doğru artık içerisindeki sıkıntıyı yenemiyor ve cama yöneliyor. 5 aylık kızı ve kendisinden başka kimsenin olmadığı odada hastane personellerinin tesadüf eseri onu camdan atlamaya çalışırken görmeleri üzerine kurtarılıyor. Kurtuluyor dedik, ama sonrası onun için sadece bir sis bulutu. Psikiyatri Servisi'ne yatırılan Münevver Hanım, bir başka dünyanın insanı artık. Küçük Ayşeşen, odada yapayalnız. Ne arayan ne de soranı var, annesi gibi...
Evrensel'i Takip Et