17 Mart 2002 22:00
Mayın gibi santral!
GÜNÜN YAZILARI
Enerji Bakanlığı'nın "mobil santral"ı, Karadeniz için büyük bir tehlike oluşturuyor. Samsun Tekkeköy ilçesinde kurulması düşünülen, geri teknolojisi ve kullandığı yakıtla bölge halkının sağlığını ve tarımı tehdit eden santralla ilgili hazırlanan raporda, ortaya çıkacak sorunlara dikkat çekildi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) tarafından hazırlanan raporda; 6 nolu fuel-oil yakıtlı 200 MW gücündeki mobil santralın kurulmasının bilimsel olarak uygun olmayacağı belirtilerek, santralın faaliyete geçmesi durumunda doğabilecek tehlikelere dikkat çekildi. Raporda kurulacak santralla ilgili hazırlanması gereken ÇED raporunun hazırlanmadığı bilgisine yer verildi. Oysa Çevre Kanunu'nun 10. maddesine göre, ÇED raporu hazırlanması zorunlu. Üstelik ÇED uygulanacak faaliyetler listesi madde 23'e göre; "Kurulu gücü 150 MW olan Termik Güç Santrallerı ÇED raporu alınmadan kurulamaz."
Geçici değil kalıcı Rapora göre; 2x100 MW güçlü dizel jeneratörlü Elektrik Enerji Üretim Sistemi, yaygın adıyla Mobil Santral, amaçları, boyutları ve teknik özellikleri açısından mobil ve yüzer niteliği ile bağdaşmıyor. Santral, geçici olarak puvant yükü karşılama, geçici enerji yüksekliğinde devreye girme, bir yörede "Dağıtık enerji sistemini" kurma gibi amaçlarla da uyumlu değil. Kurulacak santral, sürekli olarak enerji üreterek ülkenin taban enerji gereksinimini karşılayacak şekilde çalıştırılacak. Santral, büyük boyutlu ve sabit olarak tamamlanabilecek bir tesis. Mobil santralların birçok ülkede geçici ve kısa sürede hizmet verdikleri ve kurulu güçleri çok düşük olduğu için genel olarak, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), İmar Mevzuatı, Gayri Sıhhi Müesseseler Yönetmeliği ve benzeri ruhsat ve izinlerden, yönetmeliklerdeki özel maddelerle muaf tutulabiliyor. Türkiye'de de 29 Eylül 2000 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan değişiklik kararları ile Sağlık ve Çevre Bakanlığı'nca 4 yönetmeliğe mobil santrallarla ilgili özel maddeler konuldu. Bu kapsamda; ÇED yönetmeliğine konulan geçici madde ile mobil ve yüzer elektrik santralların, enterkonnekte şebekeye bağlantısını sağlayacak enerji iletim hatları, santrallarda kullanılacak olan petrol, petro-kimyasal ürün depoları ile liman ve rıhtımlara ilişkin faaliyetlerde ÇED raporu aranması koşulu 31 Aralık 2002 tarihine kadar kaldırıldı. OMÜ tarafından hazırlanan raporda; 200 MW güçlü 6 nolu fuel-oil ile çalışacak olan santralın, aynı ekosistemde 150 MW üzeri güç oluşturacak olmasından dolayı ÇED yönetmeliğine eklenmiş olan "Mobil santraller ile ilgili muafiyet" uygulanmasından yararlanmasının yasa ve yönetmeliklere aykırı olduğuna dikkat çekiliyor. Kurulacak santralla ilgili hazırlanması gereken ÇED raporu ise hazırlanmamış. Oysa Çevre Kanunu'nun 10. maddesine göre, ÇED raporu hazırlanması zorunlu. Üstelik ÇED uygulanacak faaliyetler listesi madde 23'e göre; Kurulu gücü 150 MW olan Termik Güç Santrallerı ÇED raporu alınmadan kurulumaz. Kurulacak santralda günlük olarak 1 tonun üzerinde fuel-oil yanacak. Raporda, bu yakıtın kükürtdioksit ve azotoksitleri başta olmak üzere yüksek kirletici özelliği olan bir yakıt olacağı belirtiliyor. 6 nolu fuel-oil ise hemen hemen tüm illerde Mahalli Çevre Kurulu kararları ile çevreyi kirletici vasfı yüksek olması nedeniyle yasaklanmış veya belli izinlerle sınırlı olarak yörelerin özelliklerine göre kullanılıyor. Santralın arıtma sistemi ise yeterli değil. Rapora göre; santralın faaliyete geçmesiyle günde 80 tondan daha fazla kükürtdioksit oluşacak. Bu da insan sağlığını ve diğer canlıları tehdit eder boyutları aşan bir kirlilik doğuracak. Samsun'un içmi suyu gereksinimini karşılayan Çakmak Barajı gölünün de kirlilikten etkileneceğinin kaydedildiği rapora göre, santral gürültü kirliliğine ve denizin kirlenmesine de de yol açacak.
Tarıma tehdit Raporda, santralın kurulacağı alan olan Yeşilırmak deltasında bulunan yeraltı sularının atıklardan olumsuz olarak etkileneceği ve bu durumun yöredeki tarımsal üretimi etkileyeceği bilgisine de yer veriliyor. Rapora göre, Türkiye'nin önemli tarımsal alanlarından olan Çarşamba Ovası'ndaki tarımsal üretim ciddi boyutlarda zarar görecek.
Geçici değil kalıcı Rapora göre; 2x100 MW güçlü dizel jeneratörlü Elektrik Enerji Üretim Sistemi, yaygın adıyla Mobil Santral, amaçları, boyutları ve teknik özellikleri açısından mobil ve yüzer niteliği ile bağdaşmıyor. Santral, geçici olarak puvant yükü karşılama, geçici enerji yüksekliğinde devreye girme, bir yörede "Dağıtık enerji sistemini" kurma gibi amaçlarla da uyumlu değil. Kurulacak santral, sürekli olarak enerji üreterek ülkenin taban enerji gereksinimini karşılayacak şekilde çalıştırılacak. Santral, büyük boyutlu ve sabit olarak tamamlanabilecek bir tesis. Mobil santralların birçok ülkede geçici ve kısa sürede hizmet verdikleri ve kurulu güçleri çok düşük olduğu için genel olarak, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), İmar Mevzuatı, Gayri Sıhhi Müesseseler Yönetmeliği ve benzeri ruhsat ve izinlerden, yönetmeliklerdeki özel maddelerle muaf tutulabiliyor. Türkiye'de de 29 Eylül 2000 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan değişiklik kararları ile Sağlık ve Çevre Bakanlığı'nca 4 yönetmeliğe mobil santrallarla ilgili özel maddeler konuldu. Bu kapsamda; ÇED yönetmeliğine konulan geçici madde ile mobil ve yüzer elektrik santralların, enterkonnekte şebekeye bağlantısını sağlayacak enerji iletim hatları, santrallarda kullanılacak olan petrol, petro-kimyasal ürün depoları ile liman ve rıhtımlara ilişkin faaliyetlerde ÇED raporu aranması koşulu 31 Aralık 2002 tarihine kadar kaldırıldı. OMÜ tarafından hazırlanan raporda; 200 MW güçlü 6 nolu fuel-oil ile çalışacak olan santralın, aynı ekosistemde 150 MW üzeri güç oluşturacak olmasından dolayı ÇED yönetmeliğine eklenmiş olan "Mobil santraller ile ilgili muafiyet" uygulanmasından yararlanmasının yasa ve yönetmeliklere aykırı olduğuna dikkat çekiliyor. Kurulacak santralla ilgili hazırlanması gereken ÇED raporu ise hazırlanmamış. Oysa Çevre Kanunu'nun 10. maddesine göre, ÇED raporu hazırlanması zorunlu. Üstelik ÇED uygulanacak faaliyetler listesi madde 23'e göre; Kurulu gücü 150 MW olan Termik Güç Santrallerı ÇED raporu alınmadan kurulumaz. Kurulacak santralda günlük olarak 1 tonun üzerinde fuel-oil yanacak. Raporda, bu yakıtın kükürtdioksit ve azotoksitleri başta olmak üzere yüksek kirletici özelliği olan bir yakıt olacağı belirtiliyor. 6 nolu fuel-oil ise hemen hemen tüm illerde Mahalli Çevre Kurulu kararları ile çevreyi kirletici vasfı yüksek olması nedeniyle yasaklanmış veya belli izinlerle sınırlı olarak yörelerin özelliklerine göre kullanılıyor. Santralın arıtma sistemi ise yeterli değil. Rapora göre; santralın faaliyete geçmesiyle günde 80 tondan daha fazla kükürtdioksit oluşacak. Bu da insan sağlığını ve diğer canlıları tehdit eder boyutları aşan bir kirlilik doğuracak. Samsun'un içmi suyu gereksinimini karşılayan Çakmak Barajı gölünün de kirlilikten etkileneceğinin kaydedildiği rapora göre, santral gürültü kirliliğine ve denizin kirlenmesine de de yol açacak.
Tarıma tehdit Raporda, santralın kurulacağı alan olan Yeşilırmak deltasında bulunan yeraltı sularının atıklardan olumsuz olarak etkileneceği ve bu durumun yöredeki tarımsal üretimi etkileyeceği bilgisine de yer veriliyor. Rapora göre, Türkiye'nin önemli tarımsal alanlarından olan Çarşamba Ovası'ndaki tarımsal üretim ciddi boyutlarda zarar görecek.
Evrensel'i Takip Et