18 Şubat 2002 22:00

'Barış' gücünün ilk cinayeti

Afganistan'daki "Barış Gücü"nde görevli olan İngiliz komandoları, hamile olan baldızını taksiyle hastaneye yetiştirmeye çalışan bir Afganı öldürdüler. Başkent Kabil'de meydana gelen cinayete karşı tepki büyürken, İngiliz askeri yetkililer, "önce taksiden kendilerine ateş açıldığını" ileri sürerek halktaki öfkeyi daha da artırdılar. Görgü tanıkları ise, askerlere gerçekten ateş açıldığını, ama ateşin farklı bir yönden geldiğini belirterek, bunun üzerine İngilizlerin, olay yerinden geçmekte olan taksiyi kurşun yağmuruna tuttuğunu anlattılar.

Başından vuruldu Saldırıda, hamile kadın Faryah da yaralandı. Kadının eşi Muhammed İshak; Farhay ve 19 yaşındaki kardeşi Hamyun'un, cuma gecesi hastaneye gidebilmek için evden çıktıklarını söyledi. İshak, karanlık sokaklarda bir fener kullanarak taksi aradıklarını, İngiliz askerlerin nöbet tuttuğu bölgeye 600 metre uzaklıkta bir tahıl silosu önündeyken kurşun yağmuruna tutulduklarını anlattı. Hamyun başından vurulduğu sırada, taksiye henüz girmişlerdi. Faryah ise, omuz ve boynundan hafif yaralandı. Hamile kadının 40 yaşındaki annesi de yaralandı. 25 yaşındaki Muhammed İshak, "Burada geceleri uzun zamandır silah sesi duyulmuyordu" diye konuştu. İngiliz kuvvetlerinin sözcüsü Yüzbaşı Graham Dunlop ise, altı kişilik devriye grubunun "silahlı saldırıya uğradığını" söyledi. Dunlop, "Askerler ateş açılan noktayı tespit edip karşılık verdiler" diye konuştu.

Basına yanlış bilgi Cumartesi sabahı yapılan aramada, mermilerle delik deşik edilmiş olan taksi bulundu. Ancak yakındaki bir eve sığınmış halde bulunan yaralılar ve yanlarındaki cesedin sivil ve silahsız oldukları görüldüğü halde, basına "saldırganların vurulduğu" haberi verildi. Afgan gruptan sağ kalanlar, hastanede tedavi altına alındılar. Taksinin şoförü de, bir süre sorgulandıktan sonra serbest bırakıldı. Bölge halkı, cinayete duyduğu tepkiyi gizlemedi. Yaralanan 40 yaşındaki annenin kuzeni Nasır Ullah, olayın açık bir cinayet olduğunu vurguladı. Batılı gazetecilerin, olayın bir "kaza" olduğu yönündeki ısrarlarına tepki gösteren Nasır Ullah, "Bu kasıtlıydı. Onları öldürmek istediler. Onlara bu yönden ateş falan açılmamıştı. Saldırmaya gelen insan elinde fenerle gezer mi?" diye konuştu. Civardaki evlerde yaşayanlar, yaralıların beş saat boyunca acı çektiğini ve ancak şafak söktükten sonra hastaneye kaldırıldıklarını belirttiler. İngiliz yetkililer ise, yardıma gidilmemesini "yeni bir saldırıdan korkmaları" ile açıklamaya çalıştı.

Güneyde gerginlik İşgalin halk üzerindeki ilk etkileri başkentte böyle hissedilirken, ülkenin güneyinde de gerginlik sürüyor. Devrik Taliban şeflerinin, Gazni bölgesindeki kargaşadan yararlanarak etkinliklerini artırmaya başladığı kaydedildi. Afganistan ulusal güvenlik istihbarat şefi "Mühendis Ali", başkent Kabil'den 10 bin kadar Kuzey İttifakı askerinin bu bölgeye gelerek "otoriteyi sağlaması gerektiğini" öne sürdü. Ancak bölgedeki Peştun kabileler, Tacik ve Özbeklerden oluşan böyle bir gücü asla kabul etmeyeceklerini belirtiyor. Şaran kasabasının "valiliğini" yürüten Muhammed Ali Celali, "Yabancıların müdahalesi, ülkemizi parçalanmaya götürüyor" diyerek durumdan hoşnutsuzluğunu ifade etti. Celali, Peştun kabile şefleri tarafından bu göreve getirilmişti, ancak Hamid Karzai hükümeti, onu kabul etmiyor. Yerel Taliban güçlerinin desteğini alan Celali, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Eğer ABD askerleri burada Ruslar gibi daha uzun kalmaya niyetlenirse, onlarla da savaşırız" diye konuştu.

Hakkani kayıp 1979'da, Rus işgaline karşı savaş, Paktita bölgesindeki Zerok köyünde başlamıştı. Bu köydeki Rus birliklerine yönelik saldırıyı düzenleyen liderlerden Celaleddin Hakkani'nin, bugünlerde Gazni civarında saklandığı sanılıyor. Peştunlar nezdinde büyük saygınlığı olan Hakkani, Taliban'a destek veriyor ve ABD kuvvetleri tarafından her yerde aranıyor. Aralık ayında, Hakkani'nin bulunduğunu sandıkları bir köye giren ABD komandoları, 4 köylüyü alıp götürmüşlerdi. Köylülerin bütün başvurularına rağmen, bu kişilerin nerede olduğu, yaşayıp yaşamadıkları bilinmiyor. Benzer baskınların sonuç vermemesi nedeniyle, Amerikan işgalcilerin yakınlardaki Kost bölgesinde "farklı bir taktik" üzerinde durdukları öğrenildi. 200 civarındaki Amerikan özel timi, beş savaş ağasına başvurarak, yerel bir "anti-El Kaide" gücü oluşturmak için 400 savaşçı istediler. Bu isteğin, yerli halktaki tepkileri daha da artırdığı konuşuluyor.

Bomba yağdırdılar Batılı savaş uçakları, Afganistan'ın doğusundaki birçok bögeyi hafta sonu boyunca bombaladı. Tampa'daki Amerikan Merkezi Komuta karargâhından yapılan açıklamada, kara ve denizden kalkan uçakların, hangi ülkeye ait olduğu belirtilmedi. Açıklamada, hava saldırısının, cumartesi günü Kabil'deki İngiliz askerlerine düzenlenen "saldırı" üzerine başladığı kaydedildi.

Evrensel'i Takip Et