13 Şubat 2002 22:00
Yılmaz'ın Irak dilenciliği
ANAP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Irak'a müdahale gibi bir durumun Türkiye'nin bilgisi, inisiyatifi dışında gelişmesine, hassasiyetlerinin göz ardı edilmesine ve ulusal çıkarların çiğnenmesine tahammülleri olmadığını söyledi. Yılmaz, bu iddialı sözlerinin "bir nevi dilencilik" anlamına geldiğini şu sözleriyle gösterdi: "Irak'a müdahale hesabı yapan ülkelerin bu sürecin maliyetine, Türkiye'nin doğrudan veya dolaylı olarak göreceği zararların hesabını da mutlaka eklemelidir" dedi.
Yılmaz, partisinin grup toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, Irak konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Tam ABD'nin istediği gibi Yılmaz, Irak'ın toprak bütünlüğünü bozacak, Türkiye'nin güvenlik gereklerini göz ardı edecek, bölgenin dengelerini yerle bir edecek bir müdahaleye karşı olduklarını söyledi. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama, bizim Irak'a müdahale konusundaki bu hassasiyetimiz, bu tutumumuz hiçbir şekilde ilkel, çağdışı bir rejimi, bir diktatörlüğü desteklediğimiz anlamında da anlaşılmamalıdır. Çağdışı bir yönetimi, kendi insanını ezen, komşularını da taciz eden saldırganlığı desteklemek Türkiye'nin görevi olamaz. Silah gücüne dayanarak haksız bir biçimde hiç kimsenin komşularını ikide bir tehdit etmesine kalkan olmamız mümkün değildir. Diyalog yolunu kapayan, meydan okuyucu tavırları da tasvip etmemiz mümkün değildir."
Tumturaklı dilencilik! Ancak olayların başka türlü gelişmesi olasılığı karşısında da Türkiye'nin açık ve net bir tavrı olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Ülkemizi yakından etkileyecek bir olayın bizim bilgimiz ve inisiyatifimiz dışında gelişmesine, bizim hassasiyetlerimizin gözardı edilmesine, ulusal çıkarlarımızın çiğnenmesine de tahammülümüz yoktur" dedi. Türk ekonomisinin daha önceki Körfez Krizi'ni rahatlıkla atlattığını öne süren Yılmaz, bugün de sahip olunan siyasi kararlılık ve var olan dış destekle bu krizi de rahatlıkla atlatabilecek güç ve kudrete sahip olunduğunun altını çizmek istediğini söyledi. Mesut Yılmaz, Irak'a müdahale hesabı yapan ülkelerin bu sürecin maliyetine Türkiye'nin doğrudan veya dolaylı olarak göreceği zararların hesabını da mutlaka eklemesi gerektiğini kaydederek, tahammülünün paraya endeksli olduğunu gösterdi.
Tam ABD'nin istediği gibi Yılmaz, Irak'ın toprak bütünlüğünü bozacak, Türkiye'nin güvenlik gereklerini göz ardı edecek, bölgenin dengelerini yerle bir edecek bir müdahaleye karşı olduklarını söyledi. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama, bizim Irak'a müdahale konusundaki bu hassasiyetimiz, bu tutumumuz hiçbir şekilde ilkel, çağdışı bir rejimi, bir diktatörlüğü desteklediğimiz anlamında da anlaşılmamalıdır. Çağdışı bir yönetimi, kendi insanını ezen, komşularını da taciz eden saldırganlığı desteklemek Türkiye'nin görevi olamaz. Silah gücüne dayanarak haksız bir biçimde hiç kimsenin komşularını ikide bir tehdit etmesine kalkan olmamız mümkün değildir. Diyalog yolunu kapayan, meydan okuyucu tavırları da tasvip etmemiz mümkün değildir."
Tumturaklı dilencilik! Ancak olayların başka türlü gelişmesi olasılığı karşısında da Türkiye'nin açık ve net bir tavrı olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Ülkemizi yakından etkileyecek bir olayın bizim bilgimiz ve inisiyatifimiz dışında gelişmesine, bizim hassasiyetlerimizin gözardı edilmesine, ulusal çıkarlarımızın çiğnenmesine de tahammülümüz yoktur" dedi. Türk ekonomisinin daha önceki Körfez Krizi'ni rahatlıkla atlattığını öne süren Yılmaz, bugün de sahip olunan siyasi kararlılık ve var olan dış destekle bu krizi de rahatlıkla atlatabilecek güç ve kudrete sahip olunduğunun altını çizmek istediğini söyledi. Mesut Yılmaz, Irak'a müdahale hesabı yapan ülkelerin bu sürecin maliyetine Türkiye'nin doğrudan veya dolaylı olarak göreceği zararların hesabını da mutlaka eklemesi gerektiğini kaydederek, tahammülünün paraya endeksli olduğunu gösterdi.
Evrensel'i Takip Et