30 Ocak 2002 22:00
Yılmaz: Türkçe dışında eğitim olmaz
Yılmaz: Türkçe dışında eğitim olmaz
ANAP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Türkiye'de, Türkçe dışında bir dille eğitim yapılamayacağını, eğitim dilinin Türkçe olduğunu belirterek, "Kimse bu meseleyi kendi bölgesinin meselesi olarak göremez" dedi.
Son günlerde Türkiye'nin attığı olumlu adımları provake etmek için bölücülerin desteklediği bazı grupların ana dilde eğitim için dilekçe verdiklerini belirten Yılmaz, "Türkiye'de, Türkçe dışında bir dille eğitim yapılamaz. Eğitim dili Türkçe'dir. Bizim bu konuda hiç kimseye bir taahhüdümüz yok, AB'nin de bizden bu konuda bir talebi olmadı" diye konuştu.
Yılmaz, "bölücüler"in desteklediği kampanyanın amacının, Türkiye'de dil yasağının tekrar gelmesi ve Türkiye'nin AB sürecinden uzaklaşması olduğunu belirterek; "Üç-beş tane bölücünün Türkiye'nin AB sürecini engellemeye hakkı yoktur. Bölücülerin istediği gibi bu eyleme destek vermek, bu alanda siyasi rant sağlamaya çalışanların değirmenine su taşımaktır. Kimse bu meseleyi kendi bölgesinin meselesi olarak göremez" dedi.
Yılmaz, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, Uyum Tasarısı'nın, kendisinin ve ANAP'ın görüşünü yansıtan bir tasarı olmadığını söyledi. Türkiye'de yaşayan herkesi vatan haini olarak görmeye hiç kimsenin hakkı olmadığını kaydeden Yılmaz, hastalıklı üç-beş ağacı kurutmanın yolunun, bütün ormanı ateşe vermek olamayacağını ifade etti.
src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Yine göç yolları görünüyor Özkan Zülfikar "Dersim katliamı" olarak anılan olaylar sonrasında 1938'de terk ettikleri yurtlarına tekrar devlet desteği ile dönen Tuncelililer şimdi yine göç yollarında. Tunceli'den zorla sürgün edilmelerinin ardından tekrar döndüklerinde Elazığ'da devlet tarafından imar edilen 128 tane konuttan oluşan Beyazevler (Cumhuriyet) Mahallesi'ne yerleştirilen mağdurlar, kullanışlı olmaması nedeni ile yerleşmek istemedikleri halde yaşamak zorunda kaldıkları 72 metre karelik evlerde şimdi istedikleri halde kalamıyorlar. Uzun yıllar bu mahallede yaşayan Zeynel Yeşil, mahallenin artık yaşanmaz olduğunu şu sözlerle özetliyor: "O günden bu güne mahallede hiçbir sorun çözülmedi. Sürekli bir aksaklık var. Alt yapı yok, top sahası yok, yol yok, hiçbir şey yok. Mahalleye bir kahve izini bile verilmedi. Burası iskan evleri olduğundan kanunen işyeri açamazsınız. Onu bırakın mahalle içerisinde dikine inen yolun altında evler var. Arabaların freni tutmuyor ve evlerimizin içine giriyor. 3 defa kaza oldu. Bu kazalarda ölenler bile oldu. Yetkililer ise bu konuya karşı duyarsız." Mahalle sınırları içerisindeki araziye mahalle halkı ortak olduğu için hiç kimsenin bu araziden yararlanamadığına işaret eden Yeşil, kapılarının önündeki araziyi kullanamadıklarını, ekip biçemediklerini ifade ediyor.
30 yıl öncesiyle aynı 1972'den beri Beyazevler'de ikamet eden Mustafa Yağmaz ise duygularını şöyle aktarıyor: "1938'de insanlarımız kırıldı. Sürgün edildi ve bizlere de kan bedeli olarak 72 metrekare ev verdiler. Kırılanların kan bedeli sadece bu küçücük evlerdi. 72'den beri hangi vaziyetteysek şimdi de durum aynı. Hiçbir yetkili sorunlarımıza el atmıyor. Bu olup bitenin yanıtını kendimce arıyorum acaba bu olanlar Tuncelili olmamızdan mı kaynaklı?" Mahallelinin geçim kaynağının kadınlarda ev temizliği, bağ bahçe işleri, çapa gençlerde ise genelde inşaat işçiliği olduğunu kaydeden Yağmaz, mahalleden göçlerin yoğunlaştığına dikkat çekiyor.
Beritanlara 109 ev Sürekli göç halinde olmaları nedeniyle 1974 yılında Elazığ'da 109 konuttan oluşan Sarıevler'in tahsis edildiği Beritan Aşireti'nin yaşadığı mahallede artık Beritanlar için yaşanmaz olmuş. Kendilerinin hayvancılıkla uğraştıklarını başka bir işin ellerinden gelmediğini ifade eden Şehmuz Kılıç, mahallenin sitelerin ve lüks binaların arasında kalması nedeniyle hayvancılık için uygun olmadığını belirtiyor. 15 yıldır Sarıevlerde yaşadığını ifade eden Suphi Akdağ ise, dededen beri hayvancılıkla uğraştıklarını, zaten Elazığ'da iş imkanlarının kısıtlı oluduğunu durumlarına bir çözüm üretilmesi gerektiğini söyledi. Beritanların yaşadığı Sarıevler ve Dersimlilerin yaşadığı Beyazevler'in içinde bulunduğu Cumhuriyet Mahallesi Muhtarı Mustafa Doğan, "Sarıevler ise göçebe hayatı yaşayan Beritan Aşireti'ne tahsis edilmiştir. Bu mahallelerde genellikle fakir insanlar bulunmaktadır. Sarıevler'deki halk halen hayvancılık yapmakta ancak kooperatiflerin kurulması ile hayvancılık imkansız hale gelmiştir. Bu duruma hem çevre halkı hem de belediye tepki göstererek ikaz etmişlerdir. Bizim bu insanlar için yapabileceğimiz bir şey yok" diyor.



Yine göç yolları görünüyor Özkan Zülfikar "Dersim katliamı" olarak anılan olaylar sonrasında 1938'de terk ettikleri yurtlarına tekrar devlet desteği ile dönen Tuncelililer şimdi yine göç yollarında. Tunceli'den zorla sürgün edilmelerinin ardından tekrar döndüklerinde Elazığ'da devlet tarafından imar edilen 128 tane konuttan oluşan Beyazevler (Cumhuriyet) Mahallesi'ne yerleştirilen mağdurlar, kullanışlı olmaması nedeni ile yerleşmek istemedikleri halde yaşamak zorunda kaldıkları 72 metre karelik evlerde şimdi istedikleri halde kalamıyorlar. Uzun yıllar bu mahallede yaşayan Zeynel Yeşil, mahallenin artık yaşanmaz olduğunu şu sözlerle özetliyor: "O günden bu güne mahallede hiçbir sorun çözülmedi. Sürekli bir aksaklık var. Alt yapı yok, top sahası yok, yol yok, hiçbir şey yok. Mahalleye bir kahve izini bile verilmedi. Burası iskan evleri olduğundan kanunen işyeri açamazsınız. Onu bırakın mahalle içerisinde dikine inen yolun altında evler var. Arabaların freni tutmuyor ve evlerimizin içine giriyor. 3 defa kaza oldu. Bu kazalarda ölenler bile oldu. Yetkililer ise bu konuya karşı duyarsız." Mahalle sınırları içerisindeki araziye mahalle halkı ortak olduğu için hiç kimsenin bu araziden yararlanamadığına işaret eden Yeşil, kapılarının önündeki araziyi kullanamadıklarını, ekip biçemediklerini ifade ediyor.
30 yıl öncesiyle aynı 1972'den beri Beyazevler'de ikamet eden Mustafa Yağmaz ise duygularını şöyle aktarıyor: "1938'de insanlarımız kırıldı. Sürgün edildi ve bizlere de kan bedeli olarak 72 metrekare ev verdiler. Kırılanların kan bedeli sadece bu küçücük evlerdi. 72'den beri hangi vaziyetteysek şimdi de durum aynı. Hiçbir yetkili sorunlarımıza el atmıyor. Bu olup bitenin yanıtını kendimce arıyorum acaba bu olanlar Tuncelili olmamızdan mı kaynaklı?" Mahallelinin geçim kaynağının kadınlarda ev temizliği, bağ bahçe işleri, çapa gençlerde ise genelde inşaat işçiliği olduğunu kaydeden Yağmaz, mahalleden göçlerin yoğunlaştığına dikkat çekiyor.
Beritanlara 109 ev Sürekli göç halinde olmaları nedeniyle 1974 yılında Elazığ'da 109 konuttan oluşan Sarıevler'in tahsis edildiği Beritan Aşireti'nin yaşadığı mahallede artık Beritanlar için yaşanmaz olmuş. Kendilerinin hayvancılıkla uğraştıklarını başka bir işin ellerinden gelmediğini ifade eden Şehmuz Kılıç, mahallenin sitelerin ve lüks binaların arasında kalması nedeniyle hayvancılık için uygun olmadığını belirtiyor. 15 yıldır Sarıevlerde yaşadığını ifade eden Suphi Akdağ ise, dededen beri hayvancılıkla uğraştıklarını, zaten Elazığ'da iş imkanlarının kısıtlı oluduğunu durumlarına bir çözüm üretilmesi gerektiğini söyledi. Beritanların yaşadığı Sarıevler ve Dersimlilerin yaşadığı Beyazevler'in içinde bulunduğu Cumhuriyet Mahallesi Muhtarı Mustafa Doğan, "Sarıevler ise göçebe hayatı yaşayan Beritan Aşireti'ne tahsis edilmiştir. Bu mahallelerde genellikle fakir insanlar bulunmaktadır. Sarıevler'deki halk halen hayvancılık yapmakta ancak kooperatiflerin kurulması ile hayvancılık imkansız hale gelmiştir. Bu duruma hem çevre halkı hem de belediye tepki göstererek ikaz etmişlerdir. Bizim bu insanlar için yapabileceğimiz bir şey yok" diyor.
Evrensel'i Takip Et