04 Ocak 2002 22:00

Unocal'ın adamı temsilci oldu!

Amerikan yönetiminin Afganistan'daki gerçek niyeti ortaya çıkıyor. Hükümetin kurulmasından 9 gün sonra bölgeye atanan Halilzad, 1997'de Taliban ile Unocal arasında yapılan petrol görüşmelerine de katılmıştı.

Paylaş
Unocal'ın adamı temsilci oldu!Patrick Martin - World SocialistABD Başkanı Bush'un Afganistan için atadığı özel temsilci Zalmay Halilzad, Amerikan petrol şirketi Unocal'ın eski yöneticilerinden biri. Halilzad'ın ataması 31 Aralıkta, Hamid Karzai liderliğindeki geçici hükümetin Kâbil'de işbaşı yapmasından dokuz gün sonra gerçekleştirildi.Bu atama, ABD'nin Orta Asya'ya yönelik askeri müdahalesinin ardında yatan ekonomik ve mali çıkarları da gösteriyor. Halilzad, ABD'nin bölgedeki petrol ve doğalgaz kaynaklarına doğrudan erişim sağlamak için sürdürdüğü uzun vadeli çabalarla yakından ilişkili. Bu kaynakların, Basra Körfezi'nin ardından dünyanın en büyük ikinci rezervleri olduğu biliniyor.

Taliban'ın arabulucusuHalilzad, Unocal'a danışmanlık yaparken, Türkmenistan'dan başlayıp Afganistan ve Pakistan'dan geçerek Hint Okyanusu'na ulaşan bir doğalgaz boru hattı projesinin risk analizini gerçekleştirdi. Ayrıca 1997'de, şirket ile Taliban yetkilileri arasında yapılan görüşmelere katıldı. Bu görüşmeler, Batı Afganistan'a bir boru hattı kurulmasına dair 1995'te imzalanan anlaşmanın hayata geçirilmesiyle ilgiliydi. Unocal, Centgas konsorsiyumunun oluşumundaki lider şirket. Bu konsorsiyumun amacı, dünyanın en büyük doğalgaz yataklarından biri olan Güneydoğu Türkmenistan'daki Dalutabad'daki gazı, piyasaya taşımaktı. 2 milyar dolarlık proje kapsamında, Afganistan-Türkmenistan sınırından 120 santimetre çapında bir boru hattının geçirilmesi de vardı. Hat; Herat ve Kandahar şehirleri yakınından geçiyor, Pakistan'ın Kueta şehrine ulaşıyor ve Multan'daki mevcut boru hatlarıyla birleşiyordu. Ayrıca, 600 milyon dolar daha harcanıp Hindistan'a taşınması da düşünülmekteydi.

Ortaçağ rejimini övmüştüHalilzad, ABD'nin Taliban'a daha yakın bir politika izlemesi için açıktan da lobi yaptı. Bundan dört yıl önce, Washington Post'a yazdığı makalede; terörizm destekçiliğiyle suçlanan Taliban rejimini şöyle savunuyordu: "Taliban, İran gibi anti-Amerikan bir köktendincilik uygulamıyor. Onları tanımalı, insani yardım yapmalı ve uluslararası ekonomik yeniden yapılanmayı teşvik etmeliyiz. ABD'nin Afgan rejimiyle yeniden angaje olmasının zamanı geldi." Bu "angajman", elbette, Unocal için olağanüstü kârlı olacaktı, çünkü şirket, aksi takdirde Türkmenistan gazı ve petrolünü piyasaya taşıyamazdı.Clinton yönetiminin, Usame Bin Ladin'in Kenya ve Tanzanya'daki ABD büyükelçiliklerinin bombalanmasından sorumlu olduğu suçlamasıyla, Ağustos 1998'de Afganistan'a cruise füzeleri yağdırmasının ardından, Halilzad da tutumunu değiştirdi. Saldırıdan bir gün sonra, Unocal, Centgas'ı dondurdu. İki ay sonra ise, Afganistan'dan boru hattı geçirme planlarını rafa kaldırdı. Petrol şirketleri, Taliban-sonrası Afganistan'ı gözlemeye başlamışlardı ve ABD ulusal güvenlik yapılanmasındaki temsilcileri de duruma aynı gözle bakıyordu.

Bir işbirlikçinin yükselişi1951 Mezar-ı Şerif doğumlu olan Halilzad, Afganistan'ın eski elit sınıfına mensup. Babası, ülkeyi 1973'e kadar yöneten Kral Zahir Şah'ın danışmanlarındandı. Sovyetler Birliği, 1979'da Afganistan'ı işgal ettiğinde, Halilzad, Amerikan sağının entelektüel merkezi olan Chicago Üniversitesi'nde lisansüstü öğrencisiydi. Halilzad Amerikan vatandaşı oldu. ABD emperyalizmi ile, Kabil'deki Sovyet destekli rejime karşı savaşan köktendinci mücahitler arasında bağlantıyı kuruyordu. Taliban ve Bin Ladin'in El Kaide grubunun doğduğu çevre de buydu zaten. Halilzad, Regan döneminde Dışişleri Bakanlığı'nda özel danışmanlık yaptı ve ABD'nin mücahitlere askeri yardımının artırılmasında rol oynadı. Bu yardımlar arasında, savaşın seyrini belirleyen Stinger anti-uçak füzelerini de bulunuyordu. Halilzad, Baba Bush döneminde, Irak'a karşı savaş sırasında savunma bakanı yardımcısı oldu ve ardından, en önemli askeri düşünce kuruluşlarından olan Rand Corporation'a geçti.

Senato korkusuBush, ABD Yüksek Mahkemesi'nin 5-4'lük oyuyla ABD Başkanı olduktan sonra, o da yeni Savunma Bakanı Donald Rumsfeld 'a danışmanlık yapmaya başladı. Ancak dikkat çekici bir biçimde, bir kabine-altı konum için adı geçmiyordu. Çünkü bu, Senato'nun onayını gerektiriyordu ve Halilzad'ın Orta Asya'da bir petrol danışmanı ve Taliban'ın arabulucusu olarak rolü hakkında rahatsız edici sorulara yol açabilirdi. Bunun yerine, hiçbir onayın gerekmediği Ulusal Güvenlik Konseyi'ne (NSC) atandı.NSC'de, kendisi de Orta Asya'da bir petrol şirketinin danışmanlığını yapan Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleeza Rice'a bağlı olarak çalışıyor. Rice, 1989-92 arasında, Birinci Bush döneminde görev yaptıktan sonra, Chevron şirketinin yönetim kuruluna getirildi ve şirketin Kazakistan ile ilgili başdanışmanlığını yaptı. Chevron, Kazakistan petrolünde en çok paya sahip uluslararası şirket durumunda bulunuyor.

Kimin savaşı?George W. Bush ve yardımcısı Dick Cheney'in petrol bağlantıları iyi bilinmekte, ancak petrol şirketlerine Orta Asya danışmanlığı yapan yetkililerin Afgan politikasındaki kilit rolü hakkında fazla şey bilinmiyor. Amerikan askeri müdahalesinin bu yönü hakkındaki nadir yorumlardan biri, 26 Eylül'de San Fransisco Chronicle gazetesinde yayınlandı. Frank Viviano imzalı yazıda şunlar söyleniyordu: "Terörizme karşı savaştaki gizli bahisler, tek bir sözcükle özetlenebilir: Petrol. Ortadoğu ve Orta Asya'daki terörist sığınak ve hedeflerin haritası, aynı zamanda, 21. yüzyıldaki ana enerji kaynaklarının da haritası... Terörizme karşı savaşın, birçokları tarafından ABD'nin Chevron, Exxon ve Arco, Fransa'nın TotalFinaElf, BP, Shell ve diğer çokuluslu devler lehine bir savaş olarak görülmesi kaçınılmaz. Bu şirketler, bölgede yüz milyonlarca dolarlık yatırımlara sahip."

Medyanın sessizliğiBu gerçeklik Washington'da iyi biliniyor, ama en önemli medya kuruluşları; televizyon şebekeleri ve büyük ulusal günlük gazeteler, kasıtlı ve siyasi amaçlı otosansürden başka bir anlama gelmeyen sessizliklerini koruyorlar. Bu sessizliğin tek istisnası, 15 Aralık'ta New York Times ekonomi sayfalarında yayınlanan bir haber. "Savaş İttifakları Değiştirdikçe, Petrol Anlaşmaları da Geliyor" başlıklı haberde şöyle deniliyordu: "Dışişleri Bakanlığı, bölgede Taliban sonrası enerji projeleri potansiyelini inceliyor. Burası, dünyanın bilinen petrol rezervlerinin yüzde 6'sına, bilinen doğalgaz rezervlerinin ise neredeyse yüzde 40'ına sahip."Gazete, Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın Aralık ayı başlarında Kazakistan'a yaptığı ziyaretten de bahsediyor: "Powell, Amerikan petrol şirketlerinin buraya yatırdığı paradan 'özellikle etkilendiğini" dile getirdi. Powell, önümüzdeki 5-10 yıl içinde Kazakistan'a 200 milyar dolar yatırılabileceğini tahmin ettiğini belirtti."Enerji Bakanı Spencer Abraham da, Kasım ayında Rusya'ya yaptığı ziyarette ABD'nin bölgedeki petrol yatırımları için lobi yapmıştı. Abraham'ın yanında, ChevronTexaco şirketinin başkanı David J. O'Reilly bulunuyordu.

Bakü'ye verilen ödülDevam eden boru hattı manevralarında, Savunma Bakanı Donald Rumsfeld de rol oynadı. Rumsfeld, 14 Aralık'ta Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye yaptığı ziyarette, Azeri yetkililere, 1992'de uygulanan Karabağ yaptırımlarının kaldırılacağına dair garanti veriyordu. Hem Azerbaycan, hem Ermenistan, ABD'nin Orta Asya'ya yönelik askeri hücumunun yanında yer almışlar, Pentagon'a geçiş hakkı ve hava sahalarını sunmuşlardı. Rumsfeld'in ziyareti ve verdiği sözler, bu tutumun ödülü oldu. ABD Savunma Bakanı, Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'e, yaptırımların kaldırılması için Kongre liderleri ile Beyaz Saray arasında uzlaşıldığını müjdeliyordu.

Tengiz-Novorossisk hattıBeyaz Saray, 28 Aralık'ta, Hazar Boru Hattı Konsorsiyumu'nun (CPC) ilk yeni boru hattının resmi açılışını selamlayan bir açıklama yaptı. Bu konsorsiyumda Rusya, Kazakistan, Umman, ChevronTexaco, ExxonMobil ve diğer bazı petrol şirketleri bulunuyor. Açılan boru hattı, Kuzeybatı Kazakistan'daki dev Tengiz petrol sahasını, Rusya'nın Karadeniz limanı Novorossisk'e bağlıyor ve petrol, buradan tankerlerle dünya pazarlarına ulaştırılıyor. 2.65 milyar dolarlık inşa maliyetinin 1 milyarını, ABD şirketleri karşıladı.Beyaz Saray açıklamasında, "CPC projesi; Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü-Supsa ve Bakü-Novorossisk petrol boru hatları ve Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattının da aralarında bulunduğu çok sayıda Hazar boru hattından oluşan bir ağ oluşturma politikamızı da ilerletmektedir" deniliyordu. Bu açıklama, ABD basınında fazla yer almadı. Medya; İngiliz tekeli BP'nin başını çektiği Bakü-Ceyhan planında yer alan konsorsiyumun, Baker&Botts avukatlık şirketi tarafından temsil edildiğini de yazmadı. Bu şirketin en önemli yöneticisi, James Baker III. Bu kişi; Bush'un babasının iktidarında dışişleri bakarnlığı yapmıştı ve 2. Bush'un seçim kampanyasının da baş sözcülerinden biriydi. Florida eyaletinde ikinci oy sayımının durdurulması kararının alınmasında, önemli rol üstlenmişti.
ÖNCEKİ HABER

Serbest piyasa hikâyeleri

SONRAKİ HABER

İngiltere'de demiryolu kaosu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...