02 Ocak 2002 22:00

Banker'e göre 'acil durum' yok

Örgütlü olduğu bütün işyerlerinde işten atma, esnek çalışma, sözleşme delme gibi uygulamaların yaşama geçirilmesine izin veren Özçelik-İş İstanbul Şube Başkanı Salih Banker'e göre, fabrikalarda "ciddi bir sıkıntı" yok.

Paylaş
Banker'e göre 'acil durum' yokMuzaffer ÖzkurtIMF politikalarının kaçınılmaz sonucu olarak Kasım ve Şubatta "patlak veren krizleri", daha çok kâr etme fırsatına çeviren patronlar, binlerce işçiyi işten attı, toplusözleşmeleri deldi, yasalarda yer almamasına rağmen esnek çalışma gibi uygulamaları dayattılar. İşyerlerinde örgütlü sendikalar ise neredeyse patronlardan daha fazla kriz histerisine kapılıp mücadeleler sonucu kazanılmış hakları patronlara geri verdiler.Bu uygulamaların en çok yaşama geçirildiği fabrikalar arasında Öz Çelik-İş İstanbul Şubesi'ne bağlı fabrikalar da var. Söz konusu şubeye bağlı birkaç fabrikadaki durum şöyle: Kanca El Aletleri Fabrikası'nda ücretsiz izin uygulamasına geçildi ve çalışılan günlerde bir saat patron için mesai yapıldı. Başer Kardeşler Fabrikası'nda tüm işçiler atıldı ve yerine taşeron işçiler alındı. Jumbo'da sözleşme delindi ve işçi atıldı. Çorlu'da kurulu Termoteknik'te 120 kişi çıkartıldı...Sendikanın sessizliğindan cesaret alan Parsat Piston patronu da işyerinde çalışan 400 işçiden 120'sini işten atmak istedi. Ancak diğer işyerlerine göre kendi içlerinde daha örgütlü olan işçiler, hemen direnişe geçerek patrona geri adım attırmışlardı.Özçelik-İş Sendikası İstanbul Şubesi'nin örgütlü olduğu işyerlerinde özetle durum böyleyken Şube Başkanı Salih Banker, fabrikalarda "çok ciddi bir durum yok" diyor. Parsat'ta yapılan ve patrona geri adım attıran eylemi de "aceleci" bulan Salih Banker sorularımızı yanıtladı.Parsat Piston'da sözleşme görüşmeleri sürerken patron 120 işçiyi çıkarmak istedi. Böyle bir şey bekliyor muydunuz? Tavrınız ne olacak?Bir hafta önce bir işletmede sözleşmeyi bitirdik. İlk altı ay yüzde 22, ikinci altı ay yüzde 22, üçüncü ve dördüncü altı aylarda da enflasyon oranında zamla bağıtlandı. Parsat işyerinde ise 150 kişi civarı da düşük ücretli çalışanımız var. İkramiyelerle birlikte şu an aylıkları 187 milyon lira. Öncelikle bu arkadaşlarımızı korumaya yönelik bir çalımamız var. İşten çıkarma konusu da görüşmeler sonunda kesinleşecek. Sözleme bittiğinde çıkışlar 120 kişi olmayacak. Bizim arzumuz hiç kimse olmasın ama olacaksa bu rakamı mümkün olduğunca düşürmeye çalışacağız. Önümüzde çıkış gündemdeyken giriş ücreti de bizim için önemli. Buna işverenler sıcak bakmıyor. Bu maddeyle giren işçi asgari ücretin yarısı kadar daha fazla ücret alacak. Bunda büyük oranda başarılı olacağız. Bir de avans uygulamasına geçilmesini istiyoruz. Çıkışların verildiği gün işçiler iş bırakmıştı...Çıkışların yapılması sürpriz oldu. Bir gün öncesi temsilcilere bu bilgi veriliyor. Arkadaşlarımız da bana haber verdi. Eylem bunun üzerine oldu. Arkadaşlarımız aceleci davrandılar. Eylem yapılırsa başarılı olmak gerekir. Burada başarılı olunmuştur. Bir saat sürdü. Ben işyerine gittiğimde arkadaşlardan işe başlamaları için ricada bulundum. Başladılar. O saban çıkartılan 20 arkadaşların çıkışları da donduruldu. Acelecilikten kastınız nedir?Aceleci derken bana haber verildi. Ben geleceğimi söyledim. Olayı değerlendirdikten sonra eylem yapılması daha iyi olurdu. Yani ilk önce görüşme daha sonra mı eylem?Evet. Çalışma barışının bozulmasını istemiyoruz. Çıkışlar dayatılırsa çalışma barışı bozulacaktır. Mücadele yapılmaya devam edilecektir. Böyle bir gücü Çorlu'da da kullanıyoruz. Ama bayan çalışan ağırlıklı fabrikalarda bu kadar rahat olamıyoruz. Başer'de işçi atıldığında eylem yapılmadı. Görüşme yapıldı ve sonunda atılan işçiler geri alınmadı. Parsat'ta ise işçilerin atılması eylemle önlendi. İkisini yan yana koyduğumuzda ne söylemek istersiniz?Başer'le Parsat'ı aynı alamayız. Başer'de iki firma iç içeydi. Sözleşme bitmişti ve işçi arkadaşların halen geri dönme düşünceleri var. Orada böyle bir eylem koyma şansımız olamazdı. Bir taraftan diğer firmadaki arkadaşlarımız çalışıyordu. Atılanların 8'i çalışıyordu. Başer'de böyle bir eylem yapamayız. Öz Çelik-İş İstanbul Şubesi'nin 10 yıllık sürecinde üye sayında nasıl bir değişiklik oldu?Bizim burada şube yönetimine 1992 yılında girdik. Bu süreçten günümüze en yüksek sayımız 1994-1995 yılında 3050 civarında oldu. Bugün de 2250 üyemiz var. Krizle beraber 500-550 civarı üyemiz işini kaybetti. Gerek sözleşmelerde ve gerekse imzalanmış sözleşmelerin delinmesi konusunda "fedakârlıklar" yaptınız. Buna rağmen işçi atıldı, ücretsiz izin ve fedakârlık saati uygulamaya sokuldu. Mesela Jumbo'da sözleşme delindikten sonra 14 işçi atıldı. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsuzunuz?Jumbo'da 4 işçinin dışında diğerleri kendi istekleriyle çıktılar. 4 kişi ise daha önce çıkış isteyen ve daha sonra vazgeçen işçiler. Bunun için atıldılar. Şu anda Jumbo'da sorun olarak ikramiyelerin ödenmesinde 1 aya ulaşan gecikmeler var. Ama 11. ayda düşük ücretle çalışan arkadaşlarımıza yüzde 60 zam yaptırdık.Ciddi boyutta problem yaşadığımız fabrika sayızı az. Kriz frsatçılığı ile işçi çıkartan fabrikalar var. Bunları ikili ilişkilerimizle çözmeye çalışıyoruz ve çözüyoruz. Ciddi boyutta çıkış olmadı. Toplu çıkış olmadı ama 15-20 civarı çıkışlar oldu. Krizin başlangıç süreci de Kasım ayında Termal'de 70 kişi çıkartıldı. Çorlu'da bir Termo Teknik'te 120 kişi çıkartıldı. 20 kişi asgari ücretin üzerinde bir ücretle geri alındı. Geri işçi aldığında attığı işçiyi alıyorlar. Genel olarak değerlendirirsek bütün firmalarımızda çok ciddi sıkıntılaımız yok. Parsat'ta da sıkıntılarımz var ama bunu aşacağız. Ciddi sıkıntıdan ne anlıyorsunuz?Ciddi sıkıntı şu anlamda: Kriz çok acımasız. Krizden çok fazla yararlanmak isteyen firma yok Başer'in haricinde. Onlar tamamen krizi bahane ederek kullanmaya çalışıyor. İşte insanların ücretini düşüreyim, ücretini vermeyeyim gibi bir durum yok. Yoksa tüm işyerlerimizde sıkıntı var. Artniyet yoktur.Artniyet yok diyorsunuz ama Jumbo Genel Müdürü yaptığı röportajda işletmeyi "Krizi aşan işletme" diye lanse etti. Öte yandan sözleşme delindi zam oranı aşağıya çekildi...Bu işletmede 18 yıl çalıştım. Dolayısıyla burada arkadaşlarımızın ücretleri belirli bir seviyede. Aşağıya çekilmesinin sebebi de budur. Bunu açık olarak söylemek istiyorum asgari ücret bu kadar düşük kaldığı sürece Türkiye genelinde bu sıkıntılar yaşanmaya devam edecektir. İşveren ister istemez "120 milyona binlerce işçi varken niye 400 milyon vereyim" diye düşünüyor. Yüksek değil ama asgari ücrete göre işveren için bu rakam yüksek geliyor. Bu konuyu diğer sendikalara sormak gerekiyor. Bununla ilgili olarak genel merkezimize Öz Çelik-İş dışında diğer sendikalar eylemlere katılmıyor diye rapor yolladım. Zaman zaman bölgelerimizde şube başkanları ile toplantılar yapıyoruz orada da ilgisiz olduklarını görüyoruz. Bunun üzerinde fazla durmak istemiyorum. Parsat'ta vardiyalı çalışıldığı için katılım çok daha farklı.
ÖNCEKİ HABER

Meclis'in gündemi IMF yasaları

SONRAKİ HABER

Kalıcı çözüm gerekli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa