20 Aralık 2001 22:00

Kopuk kola gecikmiş diyet

Devlet, Burdur Cezaevi'ne düzenlenen kanlı operasyonda kolu kopan Veli Saçılık'a verilen protez kolun parasını 2.5 ay gecikmeyle ödedi.

Paylaş
Kopuk kola gecikmiş diyetTuna ArıgüçBurdur Cezaevi'ne düzenlenen operasyonda iş makinesiyle kolu kopan Veli Saçılık'a takılan protez kolun parası aylar sonra ödendi. Parası ödenmediği için bakımı da yapılamayan protez kolu Saçılık, haftalarca kullanamadı. Adalet Bakanlığı çıkan haberler ve tepkiler üzerine önceki akşam alalacele protez kolun parasının ödenmesini sağladı.Burdur Cezaevi'ne 2000 yılında düzenlenen operasyonda cezaevi duvarı iş makinesiyle yıkılmak istenirken Veli Saçılık'ın sağ kolu kopmuştu. Adalet Bakanlığı, tepkiler üzerine Saçılık'a, "En ileri derecede" protez kolun, devlet tarafından sağlanacağı sözünü vermişti. Saçılık'a, "Nesneleri kavrayabilen ve diğer elin hareketine kolaylık sağlayan" özelliklere sahip, ileri derecedeki protez kol, Bakanlık yetkililerince teslim edildi. Ancak, devlet uzun süre anlaşmalı olduğu Buğramed şirketine kolun parasını ödemedi. Ödeme yapılmadığı için kolun bakımını yaptıramayan Saçılık, protez kolu çıkarmak zorunda kaldı.Protez kolun bedelinin ödenmemesi Saçılık ile birlikte kolu yapan şirketi de zor duruma soktu. Milyarlarca lira tutarındaki kolun parasını alamayan şirket, haftalarca devletin kapısını aşındırdı. Yetkililerin, "Böyle kol bizim çalışanlarımıza bile takılmıyor. Mevzuatta bu ileri derecedeki protez kolun ödenmesi yok. O nedenle ödemeyi yapamıyoruz" sözleriyle karşılaşan şirket sahibi Bilal Koca, yaşadığı sıkıntıları televizyonlar aracılığıyla kamuoyuna duyurdu. Saçılık'la bir sorunu olmadığını ve devletin kendisine ödeme yapması gerektiğini vurgulayan Koca'nın ve Saçılık'ın ortak mağduriyetlerini kamuoyuna yansıtmaları üzerine kol parası ödendi. Koca, gazetemize yaptığı açıklamada, "Ödeme yapıldı. Biz anlaşma üzerine en gelişkin olan protez kolu taktık. Bu kolun diğerlerinden maliyet farkı 4-5 bin mark kadardır. Bu farkın kabul edilmemesi ve mevzuat nedeniyle aylarca uğraştık" dedi.

İleri derece sözüGazetemize görüşlerini açıklayan Veli Saçılık, operasyon sonrası tepkiler üzerine devletin kendisine, kamuoyunun önünde, "En ileri derecede" protez kol sözü verdiğini hatırlatarak, "Adalet Bakanlığı kol sözü ile operasyondaki sorumluluğunu da kabul etmişti. Aylar sonra kol bana verildi. Ancak bir türlü anlaşmalı oldukları şirkete kolun parasını ödememişler. Bu nedenle bakım da yaptıramadığımdan, kolu uzun süre kullanamadım" diye konuştu. Saçılık, mevzuat gerekçesiyle zor duruma düşürüldüğünü ifade ederek, kullandığı kolun bakımının yalnızca ilgili şirket tarafından yapılabildiğinin altını çizdi. Saçılık, eğer şirketin parası ödenmeseydi, mahkeme yoluyla kolun kendisinden alınabileceğine işaret ederek, çıkan haberler ve kamuoyu tepkisi ile paranın ödenebildiğini kaydetti. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Yargıdan kurtuldu, müşavir olduTuna ArıgüçÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, sahte diplomayla bürokrasi basamaklarında hızla yükselen Ali Rıza Basa'yı, önce yargının elinden kurtardı, sonra da Bern Büyükelçiliği'ne Çalışma Müşaviri olarak atadı. Öğrenim düzeyi ne müşavir olması, ne de yıllardır bakanlıkta işgal ettiği diğer koltuklarda oturması için yeterli olan Basa, gücünü ANAP'lı bürokrat ve politikacılardan alıyor.

Savcılık soruşturamadıAli Rıza Basa, Almanya'nın Köln kentindeki meslek yüksekokulunda okuduğu sırada, 1983 yılında Çalışma Çalışma Bakanlığı'na memur olarak alındı. Okuldan mezun olduğunda aldığı diplomasının Türkçe çevirisinde kendisini üniversite mezunu gibi göstererek, bürokraside yüselme fırsatı yakaladı. "Sosyal Kamu Hizmetleri Diploması" adını taktığı bu sahte diplomayla YÖK'ten "fakülte denklik belgesi" alan Basa, Çalışma Bakanlığı Yurtdışı İşçi Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne kadar yükseldi. Basa, yine sadece üniversite mezunlarının üstlenebileceği ataşelik görevine de getirildi. 3 yılı aşkın süre de bakanlıkta, Avrupa Birliği Koordinasyon Dairesi Başkanlığı yapan Ali Rıza Basa, Tüm-Sosyal-Sen'in başvurusu üzerine, yargıyla yüz yüze geldi. Sendikanın hazırladığı rapor 24 Temmuz 2001 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunuldu. Savcılık ise, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun gereğince, soruşturma açmak için, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na başvurdu. Ancak bakanlık, "Basa'nın soruşturulmasına gerek olmadığı" yanıtını vererek, bu diplomasız bürokrata kalkan oldu. Bununla da yetinmeyen, ANAP'lı Yaşar Okuyan'ın idaresindeki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ani bir kararla Ali Rıza Basa'yı, daire başkanlığı görevinden alarak İsviçre'nin Bern şehrindeki büyükelçiliğe Çalışma Müşaviri olarak atadı.

ANAP bağlantısıAli Rıza Basa, bunca şaibeye karşın genel müdürlük, ataşelik, daire başkanlığı ve müşavirlik mevkilerine gelebilirken "elinden tutanların" ANAP'lılar olması dikkat çekiyor. ANAP'ın tek başına iktidar olduğu 1985 yılında, hemen fark edilebilecek çeviri hileleriyle dolu diplomasıyla YÖK'ten "fakülte denklik belgesi" talep etti. YÖK Başkan Vekili Tahsin Özgüç'ün onayını alarak, bir günde denklik belgesini aldı. Bir harf hatası nedeniyle bile çevirileri kabul etmeyen YÖK, böylece Avrupa Konseyi'nin "meslek yüksekokulu mezunları aynı dalda eğitim gören üniversite mezunları ile denk değillerdir" kararını da çiğnedi. Basa, Yurtdışı İşçi Hizmeleri Genel Müdürlüğü'ne yükseldiğinde, Meclis Başkanı Mustafa Kalemli'ye yakınlığı ile tanınan ağabeyi Necdet Basa da Meclis Genel Sekreteri ve YÖK üyesiydi. Ağabey Basa, adı Meclis'in koltuklarının yenilenmesiyle ilgili skandala karışınca, görevinden uzaklaştırıldı. Kardeş Basa ise, Çalışma Bakanlığı'nda yurtdışı ataşeliğine yükselirken, bir yandan da, Diyanet İşleri Başkanlığı Türk İslam Birliği'nden, yurtdışında çalıştığına dair bir belge alarak, döviz karşılığı askerlik yapma hakkı elde etti. Nami Çağan'ın bakanlığı sırasında hakkında soruşturma açılan Basa'nın imdadına, bu defa da Yılmaz Babül yetişti. Soruşturmayı yürütmekle görevli Babül, gerekli araştırmaları yapmayarak, dosyayı sürüncemeye bıraktı. Nihayet, kendi bakanlığındaki yolsuzlukları Başbakanlık Teftiş Kurulu ve mahkemelere "ihbar ederek" şov yapan ANAP'lı Yaşar Okuyan döneminde Ali Rıza Basa, hem yargılanmaktan kurtuldu, hem de İsviçre'de müsteşarlık göreviyle ödüllendirildi.
ÖNCEKİ HABER

İETT 300 bin liraya taşısa zarar etmez

SONRAKİ HABER

Piyasa korsana kaldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...