11 Aralık 2001 22:00

Künyesinde 'boştur' yazılı

Mardin Mazıdağı'nın Golagüle köylüleri bütün Türkiye'li... Boşaltılan köylerine dönmek istiyorlar, özellikle de kentlerde yaşamı iyice zorlaştıran kriz koşullarında...

Paylaş
Künyesinde 'boştur' yazılıEyüp SeyrekMardine bağlı Mazıdağı'nın en büyük yerleşim birimlerinin başında yer alan 210 haneli Golagüle (Arısu) köylülerinin köylerini boşaltmasının üzerinden geçen 10 yılın ardından, köye dönüş özlemiyle girişimlerde bulundular. Mazıdağı Kaymakamlığı'na, İlçe Jandarma Komutanlığı'na, Mardin Valiliği'ne, ve İl Jandarma Alay Komutanlığı'na başvuran köylülere, bu kez de Giresor (Balpınar) köyündeki korucular engel oluyor.Yıllar önce 3 korucunun nöbete giderken, kim oldukları bilinmeyen kişiler tarafından pusuda öldürülmesi, 210 hanelik köyü oluşturan Golagüle (Arısu) köylülerini köylerinden uzaklaştıran olayların başlangıcı oldu. "Yardım ve yataklık yaptıkları" iddiasıyla bugün köye dönmelerine engel olan korucuların, köyün yıkılmasından ve boşaltılmasından da sorumlu oldukları ifade ediliyor.Köydeki evlerin taşları, kapı ve direklerinin sökülmesiyle yok olup giden Arisu köyünü yeniden yaşanılan bir köy yapmak için ilgili merci arayan köylüler, bir heyetle Ankara'ya gidip Başbakan Yardımcısı ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'dan yardım talebinde bulunacaklarını söylüyor.

Her biri ayrı yerde80'lik Şerif dede Golagüle köyünün bir ferdi. O da göçüp gitmiş İstanbul'un varoşlarına. Okuması yazması yok. Gezmesini bilmez, yolları tanımaz, Türkçesi olmadığından evden alışveriş için bile çıkamaz. Sadece iyice bellediği yollardan camiye gidip, namazını kılıp geri dönüyor. Köyünün hasretinden felç geçirdiğini söylüyor.Sülhe Devran da, şimdi Diyarbakır varoşlarında yaşam savaşını veriyor. Golagüleliler, "Köye Dönüş Projesi"nin hayata geçmesini istiyorlar. Dağılmışlar yurdun dört bir yanına. Kimi İzmir'de, kimi Mersin'de, kimi Sinop'ta, kimi de Kayseri'de... Köyün ve yörenin gözde kaval çalanlarından Golagüle'li Abdulkadir de İstanbul'a göçenlerden. Almış eline kavalını, varmış plakçıların çarşısına. "Çocuklarım aç, iyi kaval çalarım. Her makamı bilirim. Ama Türkçem yok. Bana bir kaset doldurun" demiş. Dinlememişler. İMÇ'nin önünde başlamış kavalını çalmaya, inadına... "Ben Sanatçıyım" demiş. O şimdi İstanbul varoşlarında Sultançifliği'ndeki bir gece konduda yaşama savaşında...

Çare bulamadılarAnlatıyor Şerif Dede, kendi dilinde... Gözleri arada bir yaş doluyor. Cebindeki mendilini çıkartarak Golagüle için akıttığı göz yaşlarını siliyor... "Rabbim neydi bu başımıza gelenler? Köyümüz 210 hane. 3 kabileden oluşmuş. İlk defa dedemiz Haci Abdulkerim Metinan aşiretinin 27 köyüne Müdürlük yapmış. Köyümüzün yetiştirdikleri arasında her meslekten adam var, iktidar partisinde siyaset yapanlar var, bürokratlar var, ticaret yapanlar var. Ama ne acıdır ki; köye dönüş için bir çare ve çözüm bulamıyorlar. Bakanlar Kurulu'nun yanı başında MGK'nin Genel Sekreterliğine kadar Diyarbakır Barosu'ndan yardım talep ettik. Ama ne hikmetse köye dönüşümüz sağlanamadı".4-5 ay önce köye dönmeye teşebbüs ettiklerini belirterek, bu fikre oldukça sıcak bakıldığını ve izin verildiğini söylüyor. Ama engellemeler bitmemiş, korucular İlçe Jandarma Komutanlığı'na giderek, girişimi engellemeyi başarmışlar. "Artık varoşlardan bıktık. Bizler de bu vatanın evlatlarıyız. Uzaydan gelmiş değiliz. Ama bizi o gözle görenler işte nasıl bir uzaylı olduğumuzu gözler önüne sermektedirler" diyor Şerif Dede.Yeniden köye dönmek için çabalarını sürdürdüklerini anlatan Şerif Dede, Giresor ve Golagüle'nin komşu köyler olduğunu belirterek, "Aynı aşirete mensubuz. Aramızdaki geçmişe dayalı husumetler var. Arazi ihtilafı, sınır ihtilafı var. Köylülerinin yolu köyümüzden geçiyor, yol sorunu var" diye ekliyor.
ÖNCEKİ HABER

İSKİ'de 'yardım' dayatması

SONRAKİ HABER

'Tarafsız arabulucu' böyle olur!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa