11 Aralık 2001 22:00

Eşitsizlik derinleşti

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın Türkiye'nin durumunu irdelediği raporda, ülkenin belirli oranda geliştiğini, ancak eşitsizliklerin büyüdüğü ortaya konuldu.

Paylaş
Eşitsizlik derinleştiBirleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından hazırlanan Türkiye 2001 İnsani Kalkınma Raporu açıklandı. Rapor, Türkiye'de yaşanan gelir dağılımındaki adaletsizliği çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Raporda, yoksulluğun varlığını ve boyutunu ifade eden İnsani Yoksulluk Endeksi (İYE)'nin İstanbul'da yüzde 6 iken, Şırnak'ta yüzde 39 olduğu belirtildi. Türkiye 2001 İnsani Kalkınma raporu dün düzenlenen bir basın toplantısı ile kamuoyuna açıklandı. Raporda, Türkiye'nin sağlık, eğitim profilleri çizilerek, insani gelişme göstergelerine yer verildi. Türkiye'nin büyük eşitsizliklerin bulunduğu bir ülke olduğu belirtilen raporda, bölgeler arasındaki gelir farklarının büyük ve sürekliliğine vurgu yapıldı. Zamana dayalı yapılan karşılaştırmalar ile her geçen yıl bölgeler arasındaki eşitsizliğin arttığı gösterildi.

Yüzde 36 muhtaçYoksulluğun varlığını ve boyutunu ifade eden İYE'nin, İstanbul'da yüzde 6 iken, Şırnakta yüzde 39 olduğu belirtilen raporda, 1975 yılında en yoksul 13 ilden 10'unun 2001 yılında da hâlâ en yoksul 20 il içinde bulunduğu belirtildi. Raporda, ekonomik olarak korunmaya muhtaçlık oranının her geçen gün arttığı ifade edilirken, nüfusun yüzde 36'sının aylık tüketimlerinin ekonomik korunmaya muhtaçlık çizgisinin altında olduğu vurgulandı. Bazı değerlendirmelerin aksine, ekonomik kriterlerin Türkiye'nin AB'ye kabulü açısından en önemli engel olmadığı vurgulanan raporda, yaşam standartları iyileşen Türkiye'nin, analizlere göre yakın gelecekte AB'ye kabulü için, gerekli asgari sosyal ve politik ön koşulları gerçekleştirmesinin büyük bir çabayı gerektireceği ifade edildi. Yoksulluğun ortadan kaldırılmasının, Türkiye'nin kalkınma gündeminde önemli yer tuttuğu da ifade edilen rapora göre, Türkiye 1970'lerde, düşük insani gelişme kategorisinden orta insani gelişme kategorisine geçti. Türkiye'nin 1965 yılında 1,00 üzerinden 0,438 olan ve "yaşam beklentisi, eğitim ile kişi başına milli gelire" dayanan insani gelişme endeksi (İGE) değeri, 1972 yılında 0,500 olarak tespit edilen orta insani gelişme sınırını aştı.Rapor uyarınca Türkiye, 1988-1998 dönemi insani gelişme yükseliş trendini sürdürebilirse, yüksek insani gelişme değerlerine ulaşması 11 yıl alacak. Diğer bir deyişle, Türkiye eğer her yıl İGE değerine yüzde 0.7 oranında artış sağlayabilirse 10 yıl içinde yüksek gelişmişlik kategorisinde yer alabilecek. Rapora göre uluslararası karşılaştırma da, Türkiye'nin bilgi öğesi açısından "geride kaldığını" açıkça ortaya koydu. Orta gelişmişlik kategorisinde okuryazarlık oranları Türkiye'den düşük olan sadece üç ülke bulunuyor. Bunlar Suudi Arabistan, Libya ve Moritanya.

Bölgesel eşitsizlikAyrıştırılmış yaklaşım ise Türkiye'de insani gelişme dinamikleri açısından önemli başarılara da işaret ediyor. 1995 yılı verileri incelendiğinde, Marmara ve Ege bölgeleri dışında tüm bölgelerde düşük insani gelişme değerleri gözlendi. 1975 yılı verileriyle İç Anadolu bölgesinde 5, Karadeniz bölgesinde 7, Akdeniz bölgesinde 1, Güneydoğu Anadolu bölgesinde 5 ve Doğu Anadolu'da 11 il, düşük gelişme değerleri taşıdı. "Türkiye gelişmektedir, ancak eşitsizlikler de artmaktadır" görüşüne yer verilen rapora göre, 1975 yılı itibarıyla iller arasında İGE değerlerinde gözlemlenen farkın en belirgin nedeni bilgi öğesi olarak ortaya çıkarken, 1975-1997 döneminde İGE değerlerinde kaydedilen artış, birincil derecede artan gelir düzeyine bağlandı. Raporda şöyle denildi: "Gelir artışı, yoksullukla mücadelede önemli bir rol oynamıştır. Ancak farklı ve dengesiz eğitim düzeyleri, gelirlerde de dengesiz artışlara yol açmış ve eşitsizliği daha da derinleştirmiştir. Türkiye'de eşitsizlik, bölgeler, gelir grupları, bilgi, insani gelişme ve cinsiyet bağlamında olduğu gibi yaş grupları ile kır-kent yerleşimi arasında ve hatta hane halkı içinde bile gözlemlenebilmektedir".

Huzursuzluk artacakRaporda, bu tip eşitsizliğin şekillenmesinin ulusal kaynak kullanımında verimsizliğe yol açarken, kontrolsüz şehirleşme, suç ve hatta toplumsal huzur sorunlarını da derinleştirebildiğine dikkat çekildi. Rapora göre, son dönemde yaşanan ekonomik kriz, en ciddi etkilerini gelir üzerinde gösterecek. İGE bunu sadece gelirdeki değişiklikler oranında yansıtabilecek. Süren krizin ve sonuçlarının kısa sürede üstesinden gelinebilirse, erişkin okuryazarlığı, okullaşma ve yaşam beklentisi göstergelerinin önemli oranda etkilenmesi uzak bir ihtimal.Sonuç ve öneriler kısmında ise, devlet harcamalarının ekonomik olarak korunmaya muhtaç olanları hedeflemesi gerektiği vurgulanarak, yaşam standartını iyileştirecek ve yoksulluğu azaltacak stratejinin öğeleri şöyle sıralanmakta: "Tarım dışında istihdam yaratma eğilimleri ortadan kaldırılmalı, tarım sektörüne kaynak akışını sağlamak, eğitime, özellikle fakir çocukların eğitimine önem vermek". Raporda, eğitim olanaklarına erişimde eşitsizliğin ortadan kalkması gerektiği de vurgulandı.
ÖNCEKİ HABER

İsrail'in gerçek politikası: Böl ve yönet

SONRAKİ HABER

Aygün: 'IMF ekonomik suç örgütüdür'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa