09 Aralık 2001 22:00

Kentin kıyısında yaşam zorlaştı

Zorunlu göç mağdurlarının yaşamı artık daha zor. Ekonomik kriz tüm iş olanaklarını tüketti. Açlıktan ölmemek için evlerin yanına kümesler kurulmuş. Ramazan nedeniyle kahvede çay içmeden de oturabilmenin keyfini çıkarıyorlar, şimdilik...

Paylaş
Kentin kıyısında yaşam zorlaştıSinan AramanZorunlu göç sonucu büyük şehirlerin kenar mahallelerinde kendilerine yer bulabilen Kürt yoksulları, giderek daha ağır yaşam koşullarına mahkûm oluyor.Köylerde maruz kaldıkları baskı ve cenderenin etkisinden kurtulabilmek için kentlere göç edenler, ekonomik krizin yaşamı daha da ağırlaştırdığı kentlerde işsizlik ve yoksulluk içinde...Önceleri yoğun olarak inşaat, tekstil gibi sektörlerde asgari ücretten daha düşük ücretlerle, işportacılık, seyyar satıcılık gibi işlerde çalışan Kürt yoksulları, Çukurova'da yoğun olarak tarım alanında çalışıyor. Mahsul zamanının bittiği şu günlerde ise tamamen işsiz kaldılar. İnşaat sektörünün durması, tekstilde pek çok atölye ve fabrikanın kapanması, pamuk ekiminde yaşanan düşüş, en çok onları etkiledi. Alımgücü düştüğü için işportacılık da bir şey kazandırmıyor.Çukurova'daki zorunlu göçle oluşan yoksul semtlerdeki göç mağdurları, günlerini kahvelerde geçiriyor. Doğankent, zorunlu göçle oluşan mahallelerin aynası gibi...

Altyapı ve hizmet yok35-40 bine yakın nüfusun yüzde 80'inden fazlasının göçle oluştuğu Adana'nın Doğankent beldesi işsizlik, yoksulluk ve sefaletle kıvranıyor. Şehir merkezinden 45 dakika kadar uzaklıkta, Adana-Karataş yolu üzerinde, tarım alanları olarak kullanılan ovanın üzerinde inşa edilen bu beldede, hizmetten eser yok! Altyapı yetersiz, kanalizasyon yok, yollarda çamur ve su birikintileri...Yoğun olarak hasat mevsiminde tarlalarda çalışarak geçinmeye çalışan mahalle sakinlerinin çoğu, Diyarbakır, Adıyaman, Urfa, Elazığ, Bingöl'den göç edenlerden oluşuyor. Doğakent'te beldenin merkezi durumundaki Adana-Karataş otoyulu tek asfaltlı yol. Beldenin ortasında pek çok kahve var ve tümü dolu. Ramazan ayı olması nedeniyle çay parası ödeme sıkıntısı da yok. Oysa, normal günlerde çay parasını bile ödeyemeyecek durumda olduklarını, "Çayı bile veresiye ile içiyoruz" diyerek dile getiriyorlar.

İş kalmadıBuraya biriken nüfusun çoğunluğu tarımda çalışıyor. Özellikle de pamukta. Çünkü en çok işçilik gerektiren ürün, pamuk. Devletin tarıma va pamuk ekimine yönelik desteklerinin kaldırılması, çiftçilerin tefecinin kucağına itilerek iflasa sürüklenmesi, buradaki tarım işçilerini ya çok kötü koşullarda düşük ücretle tarlada çalışmaya ya da kahvede zaman geçirmeye zorlamış. Çalışan da pişman, çalışmayan da!

Kümesler kurulduDoğankent'teki bazı evlerin yanında yapılan ufak kulübelerde beslenen üç-beş tavuğun ve bir iki küçükbaş hayvanın ailelere sağladığı katkı ise kayda değer düzeyde değil. Bu katkı, sadece açlıktan ölümü engelliyor. Tarımda geçen birkaç ayın dışında ise Doğankentliler tamamen işsizliğin pençesine düşmüş haldeler. Önceki yıllarda tarlalarda gece gündüz çalıştıkları 2-3 ayla yazı ve kışı zar zor geçiribilen emekçiler, şu anda sadece yazı zor geçirebiliyorlar. Köye dönüşlerinin sağlanması yönünde ise hiçbir çaba yok.Kaldı ki olağanüstü hal ve 'güvenlik' önlemlerinin sürdürüldüğü koşullarda köye dönseler de buradakinden daha iyi bir tabloyla karşılaşma durumlarının olmadıklarını iyi biliyorlar.
ÖNCEKİ HABER

İşçiye saldırarak krizi aşıyorlar

SONRAKİ HABER

Zamanlama mükemmel

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...