29 Ağustos 2011 11:38

Torbadan şeker değil sürgün çıkıyor

Denizli Belediyesinde kadrolu işçiler bugünlerde huzursuz. Bayram öncesinde torbanın içinden şeker değil sürgün çıktı onlara. Torba yasa ile norm fazlası işçilerin Milli Eğitim Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatlarına gönderilecek olması Denizli Belediyesinde büyük bir te

Torbadan şeker değil sürgün çıkıyor
Paylaş
Deniz İpek

Denizli Belediyesinde taşeronlaşmanın girmediği tek yer başkanlık makamı olunca; norm fazlası işçi sayısı 239 olarak belirlendi, bu rakam var olan işçilerin neredeyse yarısı.

AKP’li belediyenin göreve geldiği 2004 yılından itibaren özelleştirmeler sonucunda Denizli Belediyesinden atılan işçi sayısı da 600 civarında. Torba yasanın kabul edilmesi ile yürürlülüğe giren 109. madde sonucu belediyeler tarafından istihdam edilen yaklaşık 144 bin sürekli kadrolu işçi varken belediyelere tahsis edilmiş olan sürekli işçi norm kadro sayısı 80 bin civarında. Rakamlar böyle olunca belediyeler tarafından, halen norm kadro fazlası olarak sürekli işçi kadrolarında istihdam edilen yaklaşık 64 bin işçi ihtiyaç fazlası konumda. Norm fazlası işçiler ise yayınlanan genelgeye göre vali veya görevlendireceği vali yardımcısının başkanlığında kurulacak komisyon kararıyla, Milli Eğitim Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatındaki sürekli işçi kadrolarına atanacak. Bu uygulamaların yapılacağı ilk illerden biri de Denizli.

BAYRAM ZEHİR OLDU

Denizli Belediyesindeki işçiler de bayram sonrası bu sürprizle karşılaşacaklarını  öğrendiklerinden beri huzursuzluk içinde. Her an norm fazlası duruma düşebilme durumları olduğu için isimlerini vermeden gazetemize açıklamalar yapan işçiler, bu haberi aldıktan sonra bayramın zehir olduğunu söylüyorlar. Özellikle emekliliğine az kalmış, kıdem tazminatı yüksek işçileri belediyenin gözden çıkardığını anlatan işçiler, şefler tarafından göz korkutmak amacıyla görüşmelerin olduğunu söylüyor. İşçilerin bağlı bulunduğu birimlerin müdürleri tarafından son haftalarda özellikle eski işçilerin yanına gelip kaç yıldır çalıştığını sormalarının “Hazırlanın sizleri gönderiyoruz” demek anlamına geldiğini aktaran işçiler, AKP’li belediyenin norm fazlası kadro belirlerken genelgeye göre değil CHP döneminde işe girmiş ve eskiden Genel-İş üyesi olan işçileri seçtiklerini dile getirdiler.  

DÜZENLERİ BOZULACAK

Torba yasada 109. maddede ihtiyaç fazlası işçilerin tespitini yapmak üzere: “Vali veya görevlendireceği vali yardımcısının başkanlığında, il emniyet müdürü, defterdar, il milli eğitim müdürü, Türkiye İş Kurumu il müdürü ve il mahalli idareler müdüründen oluşan bir komisyon kurulur” ibaresi yer alırken işçilerin veya işçi temsilcilerinin bu komisyonda yer alınmaması da işçiler tarafından eleştiriliyor. “Herkesin bir düzeni var” diyen bir belediye işçisi, çalışanların iradeleri dışında iş ve işyerlerinin değiştirilmesinin anayasaya uygun olmadığını belirterek, “Kimimiz çocuğumuzu dershaneye yazdırdık, kimimizin çocuğu belli bir okulu kazandı, kimimiz üniversitede çocuk okutuyoruz, şimdi birden her şey alt üst olacak” diyor.

Bir diğer belediye işçisi de daha olumsuz koşullarda çalışmanın yanında, ciddi ekonomik ve sosyal hak kayıplarına uğrayacaklarını belirterek, “Bir köy okulunda hizmetli veya bir ilçe emniyette çaycı olacağız. Kıdem tazminatlarımız ve kazanılmış izin günlerimizin ne olacağı da belirsiz. Bu bayram herhalde akrabalarla son kez tatlı yiyebileceğiz” diyor.
(Denizli/EVRENSEL)


BELEDİYE-İŞ MÜCADELE EDECEK

Torba yasadaki sürgünlerle ilgili görüşlerini açıklayan Belediye-İş Örgütlenme Uzmanı, Eski Belediye-İş Denizli Şube Başkanı Musa Koç: Milyonlarca emekçiyi ilgilendiren torba yasa sendikaların ve emek örgütlerinin görüşü alınmadan TBMM’ye sunulmuş ve son genelgeyle de yürürlüğe konulmuştur. Yasa, istihdam yaratma adı altında; kadınların, gençlerin, engellilerin “İnsan onuruna yaraşır bir iş” talebini göz ardı etmektedir. Deneme sürelerinin uzatılması, çağrı üzerine çalışma, kısmi zamanlı çalışma ve asgari ücretin düşürülmesi gibi uygulamalar sömürüyü artırmaktadır. Tasarı, işçi-memur, genç-engelli demeden tüm çalışanlara güvencesiz, esnek çalışma koşulları dayatarak esnek ve kuralsız çalışmayı kural haline getirmektedir.

İşçi sınıfına her türlü saldırının yapıldığı bu günlerde, hiçbir evrensel hukuk kriterine uymayan bu sürgünün durdurulması için Belediye-İş bugüne kadar mücadelesini ortaya koymuştur. Ama her zaman vurguladığımız gibi birlikte olmanın bize güç verdiği gerçeğini unutmadan ve yılgınlığa uğramadan bütün saldırılara karşı bundan sonra da mücadelemizi yükseltmeliyiz.

Denizli Belediyesi ve diğer bütün belediyedeki arkadaşlarımızın ideolojileri, hayata bakış açılarına bakarak yasasının uygulanmasında belli bir kesimin hedef alınması kabul edilemez. Hangi sendikaya üye olduğu, hangi siyasi görüşü benimsediği eğer bir suç olarak algılanıyorsa buna sessiz kalmamız beklenmemelidir.  

İlimizdeki bütün emekçilerin, emekçi dostlarının ve demokratik kitle örgütlerinin; belediye çalışanlarının da bir yaşamı ve ailesi olduğunu unutmadan birlikte hareket etmesi ve bu hukuksuzluğun sona erdirilmesi için mücadele etmesi sadece belediye işçileri için değil, bütün halkımızın geleceği için olacaktır. 

ÖNCEKİ HABER

Tam gün değil tam vurgun!

SONRAKİ HABER

Devletin birliğini dozerle bozmuş!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa