06 Aralık 2001 22:00
Yağmurdan sonra...
Anlayışa bakın siz! Elinde meteoroloji raporları olan, barajın su seviyesini her gün ölçmesi gereken, metrekareye düşen yağış miktarının kontrolüyle görevli baraj yetkilileri, 4 gün boyunca yattıktan sonra barajı kurtarmak için kapakları açtı. Baraj kurtuldu; ama onbinlerce insanın mağduriyeti pahasına...
Yağmurdan sonra...Cengiz Köse (Yeni Gazete Yazıişleri Müdürü)Mitolojide Adana'nın yangından, Tarsus'un yılandan, Mersin'in de selden yok olacağı söylenir. Adana'yı ve Tarsus'u bilmem, ama mitolojinin Mersin üzerindeki kehanet öyküsü gerçek oldu. Yıllardır idari ve siyasi yöneticilerini ihmalkarlığının kentliye ve kente faturası ağır. İlk tahminlere göre zarar 10 trilyon lira civarında...Görünen bu. Zarar henüz gerçek anlamda saptanmış değil. Mersin'deki sel, iflasın dışa vurumu. Yerel yönetimler ve siyasi yöneticilerin kente hiçbir yatırım yapmamasının dışavurumu. Kentin Prestij Bulvarı (!) olarak adlandırılan gösterişli Adnan Menderes Bulvarı çökerken, sistemi de çökertti. Mersin'deki sel önce kendini Silifke'de gösterdi. Günlerdir yağan yağmurla dolan Gezende Barajı'nın kapakları açıldı. 6 İlçede binlerce dönüm ekili arazi ve yüzlerce ev sular altında kaldı. Üreticinin 1 trilyonun üzerinde zararı olduğunu resmi kaynaklar dile getirdi.Anlayışa bakın siz! Elinde meteoroloji raporları olan, barajın su seviyesini her gün ölçmesi gereken, metrekareye düşen yağışın kontrolüyle görevli baraj yetkilileri 4 gün boyunca yattıktan sonra barajı kurtarmak için kapakları açtı. Baraj kurtuldu, ama 6 ilçede yaşayan onbinlerce vatandaşın mağduriyeti pahasına. Aynı anlayış Gezende Barajı'nın yol açtığı zararı tesbitte de çıktı. Takım elbiseleriyle, bahçelere, tarlalara, girmeden uzaktan bakarak zararı tesbit etti yetkililer. İlçeleri felakete sürükleyen sel önce hafif ardınran gittikçe şiddetlenen yağışla Mersin merkeze ulaştı.Ara vermeden sadece 1 hafta sonra. Daha silifke'nin, Aydıncık'ın, Erdemli'nin, Bozyazı'nın, Gülnar'ın ve Anamur'un yaraları sarılmamışken. Geçen pazar günü şiddetini arttıran ve 2 gün yoğun şekilde süren yağış, ardında 4 ölü, 14 mahallede su basmış binlerce ev, denize dökülmüş onlarca araba ve tüm ürününü kaybeden yüzbinlerce dönüm ekili araziyi ardında bırakarak...Elektrikler kesildi, telefonlar işlemedi, demiryolu ve karayolu seferleri iptal edildi, kent ve kentli kaderiyle başbaşa bırakıldı. Daha doğrusu zaten felaketten önce de yalnız olduğunu anladı. Ne itfaiye, ne de belediyelerin iş makineleri yeterli gelmedi. Köy hizmetlerinin makine parkı sular altında kaldığı için kendisine dahi yararı olmadı. İnsanlar can derdinde, mal derdinde feryat ederken, Bakanlar peşlerinde milletvekilleriyle kente teşrif ettiler...Ama ne geliş, İçişleri Bakanı, Kültür Bakanı ve Bayındırlık Bakanı ile ilin 5 milletvekili özel Ata uçağıyla doluşup geldiler. Gelişlerinden yerel idari ve siyasi yöneticilerin ve partilerinin yöneticilerinin dışında kimsenin haberi olmadı.Vali, Belediye Başkanları, ANAP, DSP ve DYP'li yöneticiler gelenleri karşıladılar. Hep beraber konvoy oluşturup yola çıktılar. Güya afet bölgesini inceliyorlarmış, yağan yoğun yağmurda kentin trafiğini de alt üst edip, dolaştılar. Hiçbiri arabadan inmedi bile. Ayaklarına yağmurun yaşı, selin çamuru bulaşmadan, 1 saat sonra vilayete döndüler.Sel mağduru vatandaş yemek bulamazken, etler, baklavalar yendi. Geri döndüler.Bu arada, kentin tek bayide satılan yerel gazetesi Yeni Gazete'nin matbaasını ve teknik servisini de su bastı. Gazete çıkarılamadı. Yetkililer bir vidanjör, bir motor pomposı dahi temin edemediklerini söyleyerek ilgilenmediler. Bütün yetkilileri aramamıza rağmen sonuç alamadık. Bu halkın haber alma özgürlüğünün sular altında bırakılmasıydı. Yeni Gazete çalışanları sağa sola koşturup bir yandan Mersinlinin, bir yandan gazetenin sel mağduriyetine tanıklık ettiler.Selin üzerinden 24 saat geçtikten sonra "lütfen" motorpompa geldi de matbaa sulardan kurtarıldı. Yağmur durdu, ama izleri silinmedi...
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
