23 Kasım 2001 22:00

Brzezinski: Tek güç ABD'dir

Alman Der Spiegel dergisi, ABD'nin eski güvenlik danışmanı Zbigniew Brzezinski ile Afganistan'daki savaşı, Ortadoğu'daki gelişmeleri ve Avrupa-ABD ilişkilerini görüştü: Afgan tuzağına bugün saplanan ABD oldu.

Paylaş
Brzezinski: Tek güç ABD'dirAlman Der Spiegel dergisi, ABD'nin eski güvenlik danışmanı Zbigniew Brzezinski ile Afganistan'daki savaşı, Ortadoğu'daki gelişmeleri ve Avrupa-ABD ilişkilerini görüştü: Afgan tuzağına bugün saplanan ABD oldu. Siz, artık mevcut olmayan Sovyetler Birliği'nden daha başarılı olacak mısınız?ABD'nin kazanacağı konusunda en küçük bir kuşku bile yok. ABD'nin askeri kapasitesi ile o zamanın Sovyetler Birliği'nin kapasitesi arasındaki fark çok büyük. Fakat, zaferin çok pahalıya mal olup olmayacağı ve çok uzun bir zamana yayılıp yayılmayacağı soruları sorulabilir.Afganistan'daki taahhütlerin sınırı ne?Taliban'a karşı mücadele ile El-Kaide'nin önderliğini ve örgütsel ağını mümkün olduğunca bertaraf etmek arasında aciliyet ayrımı yapmalıyız. Bu arada Taliban'la Afganlar, özellikle Peştunlar arasında bir çatışmanın şiddetlenmesi söz konusu. Bu ayrım, bizim çok yoğun ve çok uzun mu uğraşacağımız, yoksa savaşı hedefli ve düşük maliyetli mi yürüteceğimiz konusunda belirleyici bir rol oynayacak.Yani kara harekâtı yok mu?Yalnızca çok seçici ve yine çok özel görevler için.Ne kadar bir süre uzun sayılıyor? Kaç ölüden sonra savaş ihtirası tatmin olacak?Bu savaşta Amerikalılar kayıp vermeyi de göze alıyor. Geçmişte korkak olduğu ortaya çıkan, esasen politik önderlik oldu. 1993'te Somali ve 1999'da Kosova olaylarında Clinton'ın durumu gibi.Sovyetler Birliği Afganistan'dan çekildikten sonra, ABD bu ülkeye ilişkin her türlü ilgisini kaybetmişti. Bu Amerikan dış politikasının temel bir sorunu değil mi? Yani, bir ülkeye giriyorsunuz, tekrar çıkıyorsunuz ve ondan sonra hiç önemsemiyorsunuz?Bu genelleştirilemez. Yeteri kadar karşı örnek de var. Ama Afganistan olayında bu bir hataydı, hatta bir adaletsizlik. Sovyetler Birliği'ne karşı direnişte desteklediğimiz Afganlara yardım etmek konusunda ahlaki sorumluluklarımız vardı.Propaganda savaşını ABD kaybediyor gibi. Pentagon bombardımana ait fotoğraflarla yetinirken, Taliban ölüleri ve yaralı çocukları gösteriyor. ABD bombalamanın derhal durdurulması konusunda sürekli güçlenen taleplere karşı daha ne kadar direnecek?Henüz o duruma gelmedik. Bütün istatistikler çoğunluğun savaşı desteklediğini gösteriyor.Almanya gibi bazı ülkelerde durum başka gözüküyor. Teröre karşı savaşta Avrupa ne kadar önemli?"Avrupalılar"dan bahsetmek çok zor. Bu savaşta Avrupa yok, sadece Avrupa devletleri var. İngiltere örneğin, operasyona katılıyor. Ve böylece bizim hareketimiz de ciddi bir etki kazandı. Daha önce "Güvenlik politikasında bağımsız, dünya çapında rolü olan bir Avrupa" konusunda büyük laflar eden diğerleri, şimdi ürkek davranıyor.Almanya 3900 asker gönderme sözü verdi.Bu harika tabi. Diğer taraftan 11 Eylül'den beri tam iki ay geçti. Yine de 3900 asker iyi. Zaten, bizim en önemli dostlarımızın zaman içinde daha güçlü katılacaklarından kuşkum yok. Ama o durumda, örneğin Amerikalı askerlerle beraber çalışmada zorluklar gibi bazı pratik sorunlar çıkabilir.Sonuçta Amerikalılar her şeyi tek başlarına yapmayı tercih etmezler miydi?Elbette kendi birliklerine komuta etmek daha kolay. Gerçekten en önemli olan görevler ABD tarafından tek başlarına çözülmek zorunda. Bu bir yandan işin gerçekliği, ama öte yandan insan kendini biraz yalnız hissediyor.Bush hükümetinin başından bu yana, hiçbir şey Avrupalıları, bu tek yanlı hareket kadar kızdırmadı. Şimdi ise birdenbire ortaya bu dünya çapında ittifak çıktı. Bu aniden keşfedilen çoktaraflılık gerçekte gösteriden daha fazla bir şey mi?Bu çoktaraflılık değil. Günümüzde yaşanan, dünya siyasetinde Amerikan ağırlığının ifadesinden başka bir şey değil. Washington'a kimlerin geldiğine şöyle bir bakınız: Dün Mısır devlet başkanı, bugün Fransız. Sonra İngiltere başbakanı ve ardından Putin. Alman başbakanı yakında yine gelmeyecek miydi? Listenin sonu yok. Birçok hükümet açısından, yeni durum karşısında açık ki, Amerika'nın istikrarsızlaştırılması mümkün olsaydı, dünya anarşi içine düşerdi. Ve hepsi de bundan korkuyor. Bu da dünyanın tek kutuplu olduğunu ve bu gücün de ABD olduğunu gösteriyor.Terörizme karşı mücadelenin bundan sonraki düşmanı kim olacak? Saddam Hüseyin mi?Ulusal güvenlik nedeniyle kendimize şu soruları sormak zorundayız: Herhangi birinden gelebilecek yeni bir tehdit var mı? 11 Eylül'de yaşadığımızdan daha korkunç bir tehdidi, uluslararası terörizmi de kullanarak gerçekleştirme gücü var mı?Kitle imha silahlarından mı söz ediyorsunuz? Evet. Ve eğer bu sorulara cevap bulursak, en yakın müttefiklerimizle görüşmeliyiz ve ne yapılması gerektiğine karar vermeliyiz.
ÖNCEKİ HABER

Bolivya hükümeti ateşle oynuyor

SONRAKİ HABER

Halkbank'ta tasfiyeye direniş

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...