Çalmadık kapı kalmadı

Çalmadık kapı kalmadıEkonominin finansman açığı olduğu gerekçesi ile 2002 için yeni borç peşinde koşan Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, Kanada ve ABD'de çalmadık kapı bırakmadı. Derviş, Uluslararası Para Fonu tarafından 10 milyar dolarlık ek finansman karşılığı önerilen yeni stand-by anlaşmasını şekillendirmek için Amerika Birleşik Devletleri'nde yoğun görüşmeler yapıyor. Kanada'da düzenlenen IMF ve Dünya Bankası yıllık toplantılarına katıldıktan sonra ABD'ye geçen Derviş, burada Dünya Bankası Başkanı James Wolfensohn, ABD Hazine Bakan Yardımcısı John Taylor, IMF Başkanı Horst Köhler ve Dünya Bankası'nın Avrupa'dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Johannes Linn ile de görüştü. Bu görüşmelerde, IMF ile gelecek ay imzalanması öngörülen yeni stand-by anlaşmasına yönelik ön çalışmaları gerçekleştiren Derviş, New York'ta da uluslararası finans ve yatırım çevreleri ile görüşecek.

Yeni borç arayışıBakan Derviş, IMF Başkanı Horst Köhler ile yaptığı görüşmenin ardından, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Derviş, onuncu ve on birinci gözden geçirme dönemlerinden Türkiye'nin alacağı olan 3'er milyar doların yanı sıra gelecek yıl için daha önceden öngörülen 1 milyar doları aşkın paranın geçerli olduğunu ve 10 milyar dolar olarak planlanan ek dış finansmanın, daha önceden öngörülen kredi diliminin üzerine ekleneceğini anlattı. Derviş, IMF tarafından Türkiye'ye sağlanması planlanan 10 milyar dolarlık ek dış finansmanın tamamen yeni bir kaynak olduğunu ve Türkiye'nin mevcut programı çerçevesindeki tüm alacak ve ödemelerinin üzerine ilave olarak geleceğini bildirdi. Derviş, buna karşılık, Türkiye'nin gelecek yıl IMF'ye geri ödemesi öngörülen yaklaşık 5 milyar dolarlık SRF (İlave Rezerv Kolaylığı) kredisinin, planlandığı gibi IMF'ye iade edileceğini belirtti. Devlet Bakanı Derviş, IMF İcra Direktörleri Kurulu'nun onuncu gözden geçirme dönemini sonuçlandıracak olan toplantısının gelecek hafta yapılmasının beklendiğini de bildirdi. Bu toplantıda, dördüncü kredi dilimi olan yaklaşık 3 milyar dolarlık kredinin serbest bırakılması bekleniyor.Türkiye'nin finansman ihtiyacını karşılamak için yeni borçlar arayan Derviş, New York ve Washington'da uluslararası finans ve yatırım çevreleri için düzenlenecek toplantıların yarar sağlayacağını umduğunu dile getirdi.

Yeni program yeni kaynakIMF'den sağlanacak 10 milyar dolar yeni kaynağın, hibe değil borç olduğunu vurgulayan Derviş, bir gazetecinin, "On birinci gözden geçirme olacak mı, yoksa program yeni stand-by ile birleştirilecek mi?" sorusunu, "O tür takvim meselelerini halletmeye çalışıyoruz. Tam nasıl olacağı henüz belli değil. Ancak bir şey çok önemli. Prensip olarak mevcut program yürürlükte. Bu 10 milyar dolar olarak düşünülen ek finansman programı, önceki programa ek olarak geliyor. Mevcut program üzerine yeni bir program ve yeni bir kaynak, olay bundan ibaret" diye yanıtladı. Türkiye'nin gelecek yıl 5 milyar dolarlık borç ödemesinde bir değişiklik olup olmadığı sorusuna karşılık Derviş, "Geri ödememizde de değişiklik yok. Zamanında mevcut program çerçevesinde ödemeyi yapacağız. Mevcut programın üstüne, 10 milyar dolarlık kaynağın gelmesi öngörülüyor" diye konuştu.

Onlar bize biz onlaraGelecek yıl 5 milyar dolarlık borcun ödeneceğini anımsatan Derviş, "Onlar bize ödeyecek, biz onlara ödeyeceğiz. Bizim için olumlu bir gelişme. Çünkü o 5 milyar zaten oldukça pahalı bir kaynaktı. Kurtuluyoruz o pahalı kaynaktan. Bunun yerine daha uygun maliyette ve daha uzun vadede bir kaynak alıyoruz. Bu, bizim için yeni bir program. 5 milyar doları geri ödememektense, ondan bir şey kazanmaya çalışmaktansa, bu programı uygulamak çok daha olumlu" dedi. New York'ta bugün J.P Morgan şirketinin düzenlediği bir toplantıya katılacak olan Derviş, olumlu bir hava bulunduğunu ve bunu pekiştirmek gerektiğini kaydetti. "Bu olumlu hava içinde, Türkiye'ye yatırım yapan veya Türkiye ile ilgilenen özel sektöre bilgi vereceğiz. Sorulara cevap verme açısından önemli bir toplantı" diye konuşan Derviş, toplantının zamanlaması için de, ortamın belirsiz olduğu ekim ayı yerine, IMF'nin Türkiye'ye ek destek konusunda prensip kararının çıktığı bir zamanı seçtiklerini de kaydetti.