20 Kasım 2001 22:00

Bişara'nın sinmeye niyeti yok

Hiçbir şey benim direnişin meşru olduğunu anlatmama, Araplar'a İntifada'ya katılmalarını söylememe engel olamaz. Bir Arap ülkesindeydim.

Paylaş
Bişara'nın sinmeye niyeti yokİsrail parlamentosu Knesset'in Arap milletvekili Azmi Bişara, bir süredir aforoz edilmeye çalışılıyor. Son olarak "düşman" bir ülkede düzenlenen toplantıya katılmak ve kışkırtıcı faaliyetlerde bulunmakla suçlanan Bişara'nın dokunulmazlığı kaldırıldı. Bişara, İsrail'de yaşayan Arap politikacılar arasında en ön plana çıkanlardan. 1999 seçiminde başbakan adayı olmuştu. Palestine Report Online, Bişara ile kendisine yönelik baskıları konuştu. Suriye'ye Hafız Esad'ın anısına düzenlenen toplantıya katılmaktaki amacınız neydi ve ne elde ettiniz?Öncelikle, ithamların Suriye ziyareti ile hiçbir ilgisi yok. İnsanlar buna yoğunlaşıyor, muhtemelen televizyondaki görüntülerden dolayı. Ancak ilk suçlama bundan çok öncesine dair; birbuçuk yıl önce Um Al Fahem'de yapılan bir toplantıyla ilgili. Suriye'ye gitmek yasak değil ve beni bununla suçlayamazlar. Suçlamalar arasında bu yok. İkinci suçlama, altı ay önce Um Al Fahem'de söylediklerimle ilgili. Bunlar, benim her yerde söylediğim şeyler. Üçüncü suçlama insanların Suriye'ye girmelerine yardımcı olmamla ilgili. Bunu da bir yıldır yapıyorum, geçtiğimiz yılın ekim ayının ilk haftasından itibaren. Bu işe başladığınızda sonunda başınızın ağrıyabileceğini düşünmüş müydünüz?Evet resmi açıdan yasayı değil ama yasanın ruhunu ihlal ettiğimizi biliyorduk. Kanun, düşman ülkeri ziyaret etmeyi yasaklar, ama Knesset üyeleri ve yetkililer bundan muhaftır. Ancak biz, yasanın çoğu 60'ının üzerinde olan bu yaşlı insanları engellemek için çıkarılmadığını düşünüyorduk. Yasa ispiyonu engellemek içindi, kardeşlerin kardeşlerle buluşmasını değil. Bu nedenle durumun farkındaydık. Ama dedik ki, Kızıl Haç da kardeşleri sınırdan geçirip buluşturuyor. Bu insani bir şey. Yasayı ihlal edenler de yaşlı insanların kendileri. Onları mahkemeye çıkartmıyorlar. Elbette bundan memnunum. Ama bu beni siyasi olarak hedef aldıklarını gösteriyor. Suçlama önemli değil, bu başbakanın odasında planlanan bir kurgu ve arkasında Şabak (İsrail Gizli Servisi) var . Benim kellemi istedikleri açık. Benim onlara karşı duran en tehlikeli adam olduğumu kendileri söylediler. Bunu yapmak dahi tehlikeli, çünkü demokratik ülkelerde Şabak bir parlamento üyesine karşı konuşmalar yapmaz. İki, üç yıl önce bizim siyasi katılımımızla, İsrail kurumlarına karşı koyma tutumumuzla sorun yaşamaya başladılar ve Azmi Bişara ve Balad partisinin varlığından ötürü Arap kesiminde bir radikalleştirme süreci başlattılar. Bunu yayınladılar ve o andan itibaren daha kötülerini beklemek gerektiği açıktı. Bu nedenle, hep vurguluyorum, bu ifade özgürlüğü ile ilgili bir konu değil. Bu açıklamaları üniversitede bir öğretmen ya da profesör olarak üniversitede veya bir gazeteci olarak yapabilirdim. Bunların hepsini söyleyebilirsiniz. Siyasi güç peşindeler. bu ülkede demokrasinin sınırlarını yeniden çiziyorlar. Arap azınlğın siyasi katılımını engellemeye çalışıyorlar. Olanların bütününün açıklaması, Arap siyasi partilerinin gayrimeşru ilan edilmeye çalışıldığıdır; kafalarında bu var. Bu, değişen katılımın temsilcisi konumundaki Azmi Bişara, Tajamua ve Balad ile ilgili. Çünkü herkes Araplar'ın değişen katılımının farkında. Oy oranları, başbakanlık seçimleri İsrail'deki Arap azınlığın Filistinliler olarak örgütlendiğini ve işgal altındaki topraklarda yaşayan halkla dayanışma yolundaki siyasi fikrimizi yansıtıyor. Bu tamamıyla yeni bir durum ve onlar da, 'öyleyse biz de yeni bir işe girişelim' diye düşündüler. Araplar'ın siyasete katılımıyla, ancak bu iş ulusal bilinçle yapıldığında bir sorunları var. Resmi kurumlara girmek isteyen yarı Arap, yarı İsrailliler'i umursamıyorlar. Ama bizim Arap siyasi sahnesinde temsil ettiğimiz şeyle sorunları var. Bunun siyasi bir tavır olduğunu ve "sizin kellenizi istediklerini" söylediniz. Peki siz de sınırları ve kuralları test etmek amacında mıydınız?Hayır, Hayır. Hiç de böyle düşünmüyorum. Sadece siyasi varlığımızı ve ilkeli pozisyonumuzu sürdürmek ile ürkütülmek arasında bir seçim yapmaya zorlanmıştık. Benim, aniden inandığım şeyleri söylemekten vazgeçmem, bize karşı yürüttükleri kampanyanın başarılı olduğu anlamına gelir. Hiçbir şey benim direnişin meşru olduğunu anlatmama, Araplar'a İntifada'ya katılmalarını söylememe engel olamaz. Bir Arap ülkesindeydim. Araplar'a mesajım ne olabilirdi? İntifada'yı desteklemek. Bu ilkeli bir pozisyondur. Arap liderlere seslenip, ne zamana kadar İntifada'yı desteklememeye devam edeceklerini sormak için hiçbir fırsatı kaçıramam. İsrail bunu bir argüman olarak kullanıyor: "Araplar, Filistinliler'i desteklemiyor" diyorlar. Öyleyse bu, Araplar'a yönelik bir eleştiridir. Ben şahsen İntifada ile dayanışıyorum. Bütün dostlarım İntifada ile dayanışma içinde. Araplar ile konuşuyorum; birçok konuda onlarla anlaşamıyorum ama oradaki herkes gibi fikrimi söylüyorum. Bu duruma karşı nasıl savaşacaksınız? En iyi ve en kötü durum senaryoları neler?Senaryolar hakkında konuşmayacağım. Ama, size ne yapma niyetinde olduğumu anlatayım, neler olacağını değil. Masumiyetimi kanıtlamaya çalışmak niyetindeyim çünkü bu işin hukuki yönünün siyasi zulme hukuki bir dekorasyon olduğunu düşünüyoruz. Arap toplumunu sadece Azmi Bişara'nın istediğini söyleyebilmesi için değil, onların "Biz de ona katılıyoruz" diyebilmeleri için örgütleyeceğiz. Bu daha önemli. Uluslararası alanda bir kampanya başlatacağız çünkü bu İsrail'in en hassas yanı. Sürekli soykırım uygulamaları ile apartheid uygulayan bir ülke gibi görünmeme çabası arasında bir denge sağlamaya çalışıyor. İsrail belki bir yahudi demokrasisidir ama, liberal bir demokrasi değil. Bunu her zaman söylerim ve bunu göstermek istiyorum. İsrail'in demokrasinin sınırlarını Siyonizm ve İsrail milliyetçiliği ile örtüşecek bir noktaya çekme çabasına karşı bir kampanyayla başlamayı düşünüyorum. Bu noktada İsrail, mahkemede ve dünya kamuoyunun gözünde kendisini demokrasisini savunan bir ülke olarak göstermelye çalışacak. Buna "Demokrasi biziz ve demokrasiye saldıran da sizsiniz" yanıtını vereceğim. Knesset'te aleyhime oy kullananların antidemokratik çoğunluk oluğunu kanıtlayacağım. Bunu kanıtlamak da çok kolay olacak. Şas, ortodoks bir dinci parti, Agudat İsrail ortodoks bir dinci parti, Ulusal Dinci Parti dinci bir parti, Likud'un içinde antidemokratik unsurlar var. Bu insanlar bizzat demokrasiye saldırıyor. Biz her zaman demokrasiyi korumak için var olduk. Sadece korumak da değil, genişletmek için mücadele etmek. Ne olacak? Bilmiyorum, Beni cezaevine koymak istediklerini sanmıyorum. Bu onlar için çok tehlikeli olur ve bunu gazetelerinde yazdılar bile. Beni mahkeme sayesinde gayrimeşrulaştırmak istiyorlar, bu nedenle savunmamızda tutarlı olmamız çok önemli. Ben burada kurban rolü oynamak istemiyorum, davayı kazanmak istiyorum.
ÖNCEKİ HABER

'Haydut' devletler arttı

SONRAKİ HABER

Gazetecilerin öldürülmesine öfke

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...