19 Kasım 2001 22:00

Kürtçe fobisi bitmeli

Kürt öğrenciler, yıllar boyu anadillerinde eğitim görmekten mahrum bırakılmanın sorunlarını yaşıyor. "Kürtçe'nin Sümer dili kadar önemi yok mu?" diyor.

Paylaş
Kürtçe fobisi bitmeliHacer Yücel"7 yaşındaydım. Öğretmen sandalyeyi istedi, ben Türkçe bilmediğim için süpürgeyi götürdüm. Çok kötü dayak yedim. Öğretmen Kürtçe kolu kurmuştu, okul dışında Kürtçe konuşan öğrencileri belirlemek için..." 7 yaşına kadar Türkçe bilmeyen, sonra Kürtçe'yi unutmaya başlayan, gördüğü İngilizce eğitim ile iyice kafası karışan Mardinli Şefik Arı, şimdi üniversite öğrencisi. Sümeroloji dersi verilen üniversitede Kürtçe için de bir kürsü açılması gerektiğini düşünüyor. Kendisi gibi düşünen pek çok arkadaşıyla birlikte üniversite rektörlüklerine "bireysel başvurular" yaparak anadillerinde eğitim hakkı için mücadele ediyorlar.

'Eksiklik hissediyorduk'Bu öğrencilerden Özcan Özsoy, projenin geçmişinin 8-9 ay öncesine kadar uzandığını; somut olarak gündeme gelmesinin ise son Anayasa değişikliğiyle birlikte olduğunu anlatıyor. Kürt öğrenciler, araştırma yapmışlar, kapsamlı bir dosya hazırlamışlar. Arkadaşları ile biraraya gelerek, hem dosyayı hem de projeyi geliştirmişler."Kendi dilimizde eğitim istiyorduk. Okul hayatında ya da işyerinde, kendi dilimizin etkisinin azalmaya başladığını ve bunun yanlış olduğunu gördük. Biz de kendi dilimiz üzerinde çalışmaya başladık" diyen Özcan, anadilde eğitim görmemenin çocuklar ve gençler üzerinde olumsuz etkiler yarattığını söylüyor.

Kürtçe yok!Ali Turan ise, bunun nedenini şöyle açıklıyor: "Yıllarca sürdürülen politikalarla bize dilimizin kötü bir şey olduğu söylendi. 6 yaşına kadar gelişen bir dil var. Bir dille yaşıyoruz. Okulla birlikte farklı bir dile geçiliyor ve daha zoraki bir dil gelişiyor. Bu sefer, bu bireyi kendi içine kapanmaya götürüyor. Her konuştuğun Kürtçe kelime için ceza görüyorsun; Türkçe konuşamadığın için de ceza görüyorsun. Kendi dilini konuşamıyorsun. Sonra, 'Acaba gerçekten benim dilim kötü bir şey mi?' diye düşünüyorsun, Kürt olmak kötü mü duygusuna kapılıyorsun. Sana Kürtçe diye bir dilin olmadığı, Arapça Farça sözcüklerin karışımı olduğu söyleniyor hep. Haliyle sende 'kimim ben', 'neyim ben' diye düşünmeye başlıyorsun. Hatta bazılarında Kürt olduğu halde 'Ben Kürt değilim' tepkilerine neden oluyor".

Kültürel zenginlikBu çalışma kafalarındaki bu tür düşüncelerin kırılmasına neden olmuş. Çalışmadan çok memnunlar çünkü zengin bir dile sahip olduklarını görmüşler. Özcan Özsoy, öğrendikleri karşısında duyduğu heyecanı şöyle ifade ediyor: "Bu araştırmada beni en çok heyecanlandıran şey Kürtçe'deki her sözcüğün dişiliği ya da erkekliğinin olduğunu öğrenmem oldu. Dünyadaki çok ender dillerde bu var. Bu beni mutlu ediyor. Zengin bir kültüre sahip olduğunu görüyorsun. Ve yıllarca sana aşılanan 'böyle birşey olmadığı' yönündeki düşüncelerden kurtuluyorsun. Ya da Kürtçe'yle yazılan yüzlerce kitap olduğunu öğreniyorsun."

KorkulmamalıTuran, Kürtçe'den korkulmasına bir anlam veremiyor. "Dil bir ülkenin bölünmesine değil birleşmesine neden olur. Kültürel renklilik, zenginlik sağlar" diyor ve Kürtçe'den korkulmamasını istiyor. İlk aşamada üniversitede Kürtçe'nin seçmeli ders olarak verilmesini istiyorlar. İlkokul düzeyinde bir eğitiminin gerçekleşmesinin ise aydınların, yazarların ve halkın duyarlılığına bağlı olduğunu ekliyorlar. Bugün bu projelerini İHD İstanbul Şubesi'nde düzenleyecekleri bir toplantı ile kamuoyuna duyuracak olan öğrenciler ardından üniversite rektörlüklerine bireysel dilekçelerle başvurmaya başlayacaklar ve seçmeli ders olarak Kürtçe'nin okutulmasını isteyecekler. Özcan Özsoy, işlerinin kolay olmadığını bildiklerini belirterek, "Dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır" diyor.
ÖNCEKİ HABER

ÖDP, 'parti gibi parti' oldu

SONRAKİ HABER

Namık Tarancı anıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...