19 Kasım 2001 22:00
Çocuklar tehdit altında
Çocuk Vakfı'nca hazırlanan ve çocukların içinde bulunduğu duruma ilişkin tespitleri içeren raporda, çeşitli bölgelerde süren çatışmalar ile sağlık sorunları çocukların en büyük tehdidi olarak gösterildi.
Çocuklar tehdit altındaİnsan hak ve özgürlüklerinin bütünü gibi çocuklara özgü hak ve özgürlükler de tehdit altında. Tüm dünyada yaklaşık 540 milyon çocuk savaş ve yoksullukla boğuşurken, Türkiye'de yüzlercesi sokaklarda yaşıyor ve yüzlercesi de çalışmak zorunda. Çocuk haklarının pervasızca ihlal edildiği bir dünyada 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü olarak kutlanıyor. 20 Kasım 1989 tarihinde "Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi" kabul edildi. O tarihten bugüne 20 Kasım, Dünya Çocuk Hakları Günü olarak kutlanıyor.
Çatışmalar ve ölümlerÇocuk Vakfı'nca hazırlanan raporda, dünyanın çeşitli bölgelerinde süren çatışmalar ile sağlık sorunlarının "çocukların en büyük tehdidi", Türk çocukların başta gelen sorunlarının ise "eğitim, sağlık ve sosyal olumsuzluklar" olduğu bildirildi. Vakfın, çeşitli kaynaklardan derlediği bilgilere dayandırarak hazırladığı "Risk Altındaki Dünya Çocukları" başlıklı raporda, dünyanın toplam 6 milyar 300 milyonluk nüfusundan 3 milyar 50 milyonunun 0-18 yaş arasındaki çocuklardan oluştuğu, bunların da 1 milyar 900 milyonunun 15 yaşından küçük olduğu, 500 milyonunun ise henüz 3 yaşını aşmadığı belirtildi. Her 100 çocuktan 6'sının 5 yaşına varmadan öldüğü vurgulanan raporda, gelişmekte olan ülkelerde 5-14 yaşlarındaki 200 milyon çocuğun mutlak yoksulluk düzeyinin altında bulunduğu ve dünya çocuklarının genelinde, yüzde 71'inin temiz su içebildiği, okul çağındaki 135 milyon çocuğun da okuma yazma bilmediği kaydedildi. Dünyadaki her iki çocuktan birinin şiddete maruz kaldığına işaret edilen raporda, dünya üzerinde 15 milyona yakın çocuğun çatışmalar yüzünden evlerinden ayrı yaşamak zorunda kaldığı, geçen 10 yılda 2 milyona yakın çocuğun çeşitli çatışmalarda öldüğü, 1 milyondan fazla çocuğun yetim ve yaklaşık 6 milyon çocuğun ciddi şekilde sakat kaldığı, 10 milyon çocuğun da psikolojik travma geçirdiğine yer verildi.
Mağdur çocuklarRaporda, her ay 800 çocuğun kara mayınlarından dolayı yaşamını yitirdiği veya sakat kaldığı, yaklaşık 90 ülkede 60 milyona yakın çocuğun kara mayınlarının tehdidi altında yaşadığı kaydedilirken, Afganistan'da çocukların yüzde 72'sinin bir yakınını kaybettiği, yüzde 65'inin çevresinde ceset gördüğü ve yüzde 50'sinin roketli veya bombalı saldırı sonucu yaşanan ölümleri gördüğü belirtildi. Dünyada 35'e yakın ülkede 300 bin civarında çocuğun hükümet ya da muhalif gruplar adına asker olarak savaştığı vurgulanan raporda, 85'i aşkın ülkede çocukların askere alındığı ve bunların çoğunluğunun 15-18 yaş diliminde bulunduğuna dikkat çekildi.İşkence ve kötü muamelenin çocuk haklarını ihlal etmede en yoğun uygulanan yöntemler arasında yer aldığı bildirilen raporda, en sık kullanılan yöntem olan dayak nedeniyle iç kanama, sakatlanma ve ölümlerin yaşandığı, tecavüz, aç ve susuz bırakmanın da çocuklara karşı kullanılan diğer kötü muamele yöntemleri olduğuna işaret edildi.
Emek sömürüsüGün dolayısıyla yapılan açıklamalarda ise, savaş ve yoksulluğun çocuk haklarının başlıca tehdit eden iki unsur olduğu belirtildi. İnsan Hakları Derneği Ankara Şube Başkanı Ender Büyükçulha, yaptığı yazılı açıklamada, küresel sömürünün en vahşi saldırılarının çoçuk emeğine yöneldiğini ifade ederek, sermaye için çocuk emeğinin daha fazla kar anlamına geldiğini kaydetti. Dünya ölçeğinde yaşanan hak gasplarının başlıca mağdurlarının çocuklar olduğunu vurgulayan Büyükçulha, Afganistan'da devam eden emperyalist savaşta askerlerden çok çocukların öldüğüne dikkat çekti. İzmir Barosu Başkanı Noyan Özkan ve İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi de birer açıklama yaparak, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin kabul edilişinin 12. yılında, dünyada ve Türkiye'de çocuk haklarına gereken özenin gösterilmediğini belirttiler. Açıklamalarda, çocukların yasal ve insani haklarının korunması için gerekli adımların atılması istendi. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön
AB kudret peşindeAB üyesi ülkeler, birliğin daha saldırgan ve etkin bir kimlik kazanması için yapılacakları görüşmek üzere toplandı. Ana gündemi ortak asker ve polis birimlerinin kurulması olan toplantıda, Türkiye Acil Müdahale Gücü'nün NATO'nun imkânlarını kullanmasına muhalefetiyle yine yalnız durumda. AB üyesi ülkelerin dışişleri, savunma ve içişleri bakanları, kriz durumlarında acil müdahale amaçlı kullanılması öngörülen polis ve asker birimlerinin oluşturulmasına ilişkin görüşmelerini Brüksel'de sürdürüyorlar.AB savunma bakanları dün, "Yetenek Geliştirme Konferansı" çerçevesinde, 2003 yılına kadar oluşturulması öngörülen AB Acil Müdahale Gücü'nün eksiklerini araştırmak ve üyelerin katkılarını belirlemek üzere toplandı.Geçen yıl sonunda yapılan toplantıda, 15 üye ülke, söz konusu oluşuma 100 bin asker, 400 savaş uçağı, 100 gemi tahsis etme yükümlülüğü üstlenmişti. Acil Müdahale Gücü'nün, 2 ay içinde 60 bin askeri, en az bir yıllık operasyona hazır olarak sunma yeteneğinde olması hedefleniyor. Savunma bakanları, Acil Müdahale Gücü'nün, özellikle istihbarat, hava ve deniz taşımacılığı, hassas orta menzilli silahlar, radar sistemleri ve kurtarma ekipleri alanlarında eksikleri olduğunu belirlemişlerdi. AB savunma bakanları bugün ise, 13 aday ülkenin bakanlarıyla bir araya gelecekler. Bu toplantıda Türkiye'yi Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu temsil edecek. Türkiye, Acil Müdahale Gücü'nin çarkına çomak sokma tutumunda ısrar eder gibi görünüyor. Kendine özgü bir askeri kimliğe sahip olmak isteyen AB, bu çerçevede NATO'nun imkân ve yeteneklerini kullanmak istiyor. AB üyesi olmayan Türkiye ise, bu gücün komutasında kendisine yer verilmediği gerekçesiyle NATO'daki yetkilerini kullanarak bu girişimi engelliyor. Fakat, aylardır süren ikna çabaları, AB'yi bıktırdı. Şimdi AB'nin Türkiye'nin engelini "yadsıma" yollarını aradığı konuşuluyor.
Ortak polis gücüAB içişleri bakanları da, 2003 yılına kadar 5000 kişilik bir ortak polis gücü oluşturmak amacıyla Yetenek Katkı Konferansı topladılar. Aday ülkelerin içişleri bakanları bugün, AB'den meslektaşları ile buluşarak, konuya ilişkin görüşlerini bildirecekler. Türkiye, bu toplantıda, AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Nihat Akyol ve Emniyet Genel Müdürlüğü yetkilileri tarafından temsil edilecek. AB Genel İşler Konseyi'nin aylık olağan toplantısında dün Brüksel'de bir araya gelen AB dışişleri bakanlarının gündeminde de Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) dışında, terörizm, genişleme, AB'nin geleceği gibi konular yer alıyor.
Çatışmalar ve ölümlerÇocuk Vakfı'nca hazırlanan raporda, dünyanın çeşitli bölgelerinde süren çatışmalar ile sağlık sorunlarının "çocukların en büyük tehdidi", Türk çocukların başta gelen sorunlarının ise "eğitim, sağlık ve sosyal olumsuzluklar" olduğu bildirildi. Vakfın, çeşitli kaynaklardan derlediği bilgilere dayandırarak hazırladığı "Risk Altındaki Dünya Çocukları" başlıklı raporda, dünyanın toplam 6 milyar 300 milyonluk nüfusundan 3 milyar 50 milyonunun 0-18 yaş arasındaki çocuklardan oluştuğu, bunların da 1 milyar 900 milyonunun 15 yaşından küçük olduğu, 500 milyonunun ise henüz 3 yaşını aşmadığı belirtildi. Her 100 çocuktan 6'sının 5 yaşına varmadan öldüğü vurgulanan raporda, gelişmekte olan ülkelerde 5-14 yaşlarındaki 200 milyon çocuğun mutlak yoksulluk düzeyinin altında bulunduğu ve dünya çocuklarının genelinde, yüzde 71'inin temiz su içebildiği, okul çağındaki 135 milyon çocuğun da okuma yazma bilmediği kaydedildi. Dünyadaki her iki çocuktan birinin şiddete maruz kaldığına işaret edilen raporda, dünya üzerinde 15 milyona yakın çocuğun çatışmalar yüzünden evlerinden ayrı yaşamak zorunda kaldığı, geçen 10 yılda 2 milyona yakın çocuğun çeşitli çatışmalarda öldüğü, 1 milyondan fazla çocuğun yetim ve yaklaşık 6 milyon çocuğun ciddi şekilde sakat kaldığı, 10 milyon çocuğun da psikolojik travma geçirdiğine yer verildi.
Mağdur çocuklarRaporda, her ay 800 çocuğun kara mayınlarından dolayı yaşamını yitirdiği veya sakat kaldığı, yaklaşık 90 ülkede 60 milyona yakın çocuğun kara mayınlarının tehdidi altında yaşadığı kaydedilirken, Afganistan'da çocukların yüzde 72'sinin bir yakınını kaybettiği, yüzde 65'inin çevresinde ceset gördüğü ve yüzde 50'sinin roketli veya bombalı saldırı sonucu yaşanan ölümleri gördüğü belirtildi. Dünyada 35'e yakın ülkede 300 bin civarında çocuğun hükümet ya da muhalif gruplar adına asker olarak savaştığı vurgulanan raporda, 85'i aşkın ülkede çocukların askere alındığı ve bunların çoğunluğunun 15-18 yaş diliminde bulunduğuna dikkat çekildi.İşkence ve kötü muamelenin çocuk haklarını ihlal etmede en yoğun uygulanan yöntemler arasında yer aldığı bildirilen raporda, en sık kullanılan yöntem olan dayak nedeniyle iç kanama, sakatlanma ve ölümlerin yaşandığı, tecavüz, aç ve susuz bırakmanın da çocuklara karşı kullanılan diğer kötü muamele yöntemleri olduğuna işaret edildi.
Emek sömürüsüGün dolayısıyla yapılan açıklamalarda ise, savaş ve yoksulluğun çocuk haklarının başlıca tehdit eden iki unsur olduğu belirtildi. İnsan Hakları Derneği Ankara Şube Başkanı Ender Büyükçulha, yaptığı yazılı açıklamada, küresel sömürünün en vahşi saldırılarının çoçuk emeğine yöneldiğini ifade ederek, sermaye için çocuk emeğinin daha fazla kar anlamına geldiğini kaydetti. Dünya ölçeğinde yaşanan hak gasplarının başlıca mağdurlarının çocuklar olduğunu vurgulayan Büyükçulha, Afganistan'da devam eden emperyalist savaşta askerlerden çok çocukların öldüğüne dikkat çekti. İzmir Barosu Başkanı Noyan Özkan ve İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi de birer açıklama yaparak, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin kabul edilişinin 12. yılında, dünyada ve Türkiye'de çocuk haklarına gereken özenin gösterilmediğini belirttiler. Açıklamalarda, çocukların yasal ve insani haklarının korunması için gerekli adımların atılması istendi. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön
AB kudret peşindeAB üyesi ülkeler, birliğin daha saldırgan ve etkin bir kimlik kazanması için yapılacakları görüşmek üzere toplandı. Ana gündemi ortak asker ve polis birimlerinin kurulması olan toplantıda, Türkiye Acil Müdahale Gücü'nün NATO'nun imkânlarını kullanmasına muhalefetiyle yine yalnız durumda. AB üyesi ülkelerin dışişleri, savunma ve içişleri bakanları, kriz durumlarında acil müdahale amaçlı kullanılması öngörülen polis ve asker birimlerinin oluşturulmasına ilişkin görüşmelerini Brüksel'de sürdürüyorlar.AB savunma bakanları dün, "Yetenek Geliştirme Konferansı" çerçevesinde, 2003 yılına kadar oluşturulması öngörülen AB Acil Müdahale Gücü'nün eksiklerini araştırmak ve üyelerin katkılarını belirlemek üzere toplandı.Geçen yıl sonunda yapılan toplantıda, 15 üye ülke, söz konusu oluşuma 100 bin asker, 400 savaş uçağı, 100 gemi tahsis etme yükümlülüğü üstlenmişti. Acil Müdahale Gücü'nün, 2 ay içinde 60 bin askeri, en az bir yıllık operasyona hazır olarak sunma yeteneğinde olması hedefleniyor. Savunma bakanları, Acil Müdahale Gücü'nün, özellikle istihbarat, hava ve deniz taşımacılığı, hassas orta menzilli silahlar, radar sistemleri ve kurtarma ekipleri alanlarında eksikleri olduğunu belirlemişlerdi. AB savunma bakanları bugün ise, 13 aday ülkenin bakanlarıyla bir araya gelecekler. Bu toplantıda Türkiye'yi Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu temsil edecek. Türkiye, Acil Müdahale Gücü'nin çarkına çomak sokma tutumunda ısrar eder gibi görünüyor. Kendine özgü bir askeri kimliğe sahip olmak isteyen AB, bu çerçevede NATO'nun imkân ve yeteneklerini kullanmak istiyor. AB üyesi olmayan Türkiye ise, bu gücün komutasında kendisine yer verilmediği gerekçesiyle NATO'daki yetkilerini kullanarak bu girişimi engelliyor. Fakat, aylardır süren ikna çabaları, AB'yi bıktırdı. Şimdi AB'nin Türkiye'nin engelini "yadsıma" yollarını aradığı konuşuluyor.
Ortak polis gücüAB içişleri bakanları da, 2003 yılına kadar 5000 kişilik bir ortak polis gücü oluşturmak amacıyla Yetenek Katkı Konferansı topladılar. Aday ülkelerin içişleri bakanları bugün, AB'den meslektaşları ile buluşarak, konuya ilişkin görüşlerini bildirecekler. Türkiye, bu toplantıda, AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Nihat Akyol ve Emniyet Genel Müdürlüğü yetkilileri tarafından temsil edilecek. AB Genel İşler Konseyi'nin aylık olağan toplantısında dün Brüksel'de bir araya gelen AB dışişleri bakanlarının gündeminde de Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) dışında, terörizm, genişleme, AB'nin geleceği gibi konular yer alıyor.