16 Ekim 2001 21:00

Sen başkasının filmisin

Barış Pirhasan'ın "O da Beni Seviyor" isimli filmi, oyuncularının ve görüntülerinin kalburüstülüğüne rağmen seyirciyi içine almakta zorlanıyor.

Paylaş
Sen başkasının filmisinŞenay AydemirFilm yarışmalarında 'sempati' ödülü diye bir ödül olsaydı. Barış Pirhasan'nı "Oda Beni Beni Seviyor" isimli filmi hemen hemen bütün yarışmalarda bu ödülü kazanabilirdi. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi İkinci Film" seçilen "O da Beni Seviyor" özellikle genç oyuncularının başarısıyla seyirciyi kendine çekmeyi başarsa da birçok bakımdan neden yapıldığı pek de anlaşılamayan bir film. Gül Dirican'ın kendi hayatından 'ilk gençlik' dönemlerine ait bir hikâyesini senaryolaştıran Barış Pirhasan; Lale Mansur, Ayla Algan, Uğur Polat, Taner Birsel, Serra Yılmaz ve Tuncel Kurtiz gibi usta oyuncuların yanı sıra Ece Ekşi, Ali Özçelik ve Esme Madra gibi son derece doğal oyun çıkaran küçük oyuncularıyla bu bakımdan sorun yaşamamış. Öte yandan usta görüntü yönetmeni Jurgen Jurges'ın katkıları da gözardı edilmemeli.

Bir büyüme öyküsü Genç bir kızın büyüme ve değişme dönemlerinin anlatıldığı filmde, pastoral görüntüler; dramatik kurgu yerine otursa da, toplam olarak elde bir şey kalmıyor. 1970'lerin Malatyası'nda, 13 yaşındaki ortaokul öğrencisi Esma (Ece Ekşi), zayıflarla dolu karnesi yüzünden babasının askerlik arkadaşı Kemal'in Malatya'daki evine gönderilir. Esma'nın köyevine geldiği gün, yıllar önce sözlüsünü terk edip sevdiği adamla kaçmış olan Kemal'in kızkardeşi Saliha (Lale Mansur) da eve dönmüştür. Bu durum karşısında ev halkı ne yapacağını şaşırırken; Esma, çocukluğundan beri hayran olduğu Saliha'nın dönüşüne çok sevinir ve aralarında çok hoş bir arkadaşlık oluşur.Çok haşarı bir kız olan Esma, Malatya Arguvan sokaklarında gezerken Alevi bir ailenin oğlu olan Hüseyin (Luk Piyes) adlı bir delikanlıyla karşılaşır. Ergenlik çağının verdiği toylukla Hüseyin'e karşı tam olarak anlayamadığı bir şekilde aşık olan Esma, bir müddet sonra olayları kendi düşlediği gibi görmeye başlar.

Kararsızlık "O da Beni Seviyor", ne olacağına bir türlü karar veremeyen bir yapım. Bir yandan bir genç kızın büyüme serüveninde yaşadığı iç çelişkileri, düşünceleri, hayalleri ve hayalkırıklıkları anlatılırken, diğer taraftan Alevi kültürüne değinmeler yapılıyor. Ancak ikisi arasında bir türlü oturtulamayan denge, seyircinin filmle bağlarının sürekli kopmasına neden oluyor. Zira, tam kendi yaşadıklarımızdan bir parça bulacağız derken, film tekrar kapanarak kendi içine dönüyor. Bu bakımdan "O da Beni Seviyor" gösterilen bütün özene rağmen, kendi kalıplarını aşamayan ve seyirciyle bütünleşmekte zorlanan bir yapım. Filmin finalinde de sıkıntılar göze çarpıyor. Her şeyin kendi rutininde akarak devam ettiği bir süreçte, final oldukça aceleye getirilmiş gibi. Bir anda bütün filmin akışını değiştiren olayların son 10 dakikaya sığdırılması, yine bütünlüklü bir ürünün oluşmasını engelleyen temel etmenler arasında. Sonuç olarak "O da Beni Seviyor"; kimi sinema yazarları tarafından "sevgi dolu" olarak değerlendirilse de sevgisi biraz kendine. Anadolu'da bir kasaba, birbirine yardım eden, birbirini seven insanlar. Renkli doğa görüntüleri, öne çıkan oyunculuk vs... Bütün bunlar filmin artı hanesine yazılabilir. Ama, filmde anlatılanlar Gül Dirican'ın 'ilk gençlik anıları' olmaktan kurtulamıyor.
ÖNCEKİ HABER

Türk-İş Ankara'da miting düzenleyecek

SONRAKİ HABER

Türkiye rolünü arıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...