Savaş ekmeğimizi alır
Ayfer Kaplan tekstil işçisi. İlkokuldan sonra girdiği işçilik hayatında, çeşitli fabrikalarda tam 13 yıl geçirmiş. haksızlıklara karşı koymak için mücadeleyle geçen 13 yıl boyunca, adı 'bölücü'ye de çıkmış Kaplan'ın.
'Maaşlar ödenmedi'Savaş çığlıkları atılmasını ve Türkiye'nin savaşa girmesini istemiyor Kaplan ve Körfez Savaşı günlerinde yaşadıklarını anlatmaya başlıyor, "Körfez savaşı sırasında, bir fabrikada çalışıyordum. Aylarca maaşlarımızı vermediler. İstemeye gidiyorduk ücretlerimizi, patron 'savaş var çok zor durumdayım' diyerek bahaneler uyduruyordu. Canımız burnumuza gelmişti. İşçi arkadaşlarla toplandık bir gün, kaldırdık makinaların başını götürüp sattık maaşlarımız için."Hamilelik dönemi sıkıntılı geçen Kaplan hamile kalmadan önce de çok sıkıntı çekmiş. Kaplan, "Opal'e girerken hamile kalmayacağına dair yazı imzalatıyorlardı. Ancak benim daha önce çalıştığım İlter Tekstil'den müdürüm Opal'deydi. Benim hamile kalmaya çalıştığımı ancak bir türlü olmadığını biliyordu. Biraz da bu rahatlıkla aldı beni" diyor. Sonra da 5 ay da saklamak zorunda kalmış hamileliğini, zam ayında bilinsin istememiş. "Zam ayında hamile olduğumu bilseler hak ettiğim zammı vermezlerdi bana" diyen Kaplan, arkadaşlarının başından geçen bir olayı anlatıyor, "Fabrikada çalışan arkadaşlardan ikisi yeni evlendiler. Evlendiklerinin ertesi günü patron odasına çağırdı çifti. 'Bana söz verin, çocuk yapmayacaksınız' demiş. Sadece iş hayatımıza değil, yatak odamıza da müdahale ediyorlar. Şüphelendiklerini de idrar testine gönderdiler."
'Adım bölücüye çıktı'Kaplan, haksızlıklara karşı çıktığı, susmadığı için patronların adını "bölücü"ye çıkardığını söylüyor. "Eski işyerimde MHP'liler kitap, bildiri getirip işçilerin zorla okumasını istiyorlardı. 'Ben okumam' dedim, bu olaydan sonra patron herkese benim bölücü olduğumu, fabrikaya bomba koyacağımı söyleyip işçilerin benden korkmasını sağlamaya çalıştı. İşçiler gelip soruyorlardı bana, 'bomba koyacak mısın' diye, anlatıyordum tabii onlara sonra sorun kalmıyordu" diyerek, patronun kendisinden adli sicil kağıdı getirmesini istediğini ekliyor. Sitelerde bulunan Ülger Tekstil'de üç ay maaşlarının ödenmediğini hatırlıyor Kaplan ve devam ediyor, "Üç aydır maaş alamıyorduk. Aysel adlı arkadaşım vardı, ne yapsak diye düşünüyorduk. 'Makinaları kapatalım' dedim, Aysel'le bütün işçilerle konuştuk tek tek. Öğle tatilinin ardından kapattık makinaları, çağırdık patronu. Patron geldi, bağırıp çağırıyor, 'Nankörler, bugüne kadar vermedim mi maaşlarınızı üç ay vermemişiz ne olmuş' diye. 'Yarın maaşlarımızı verecekseniz çalıştırırız makinaları' dedik, işlerin yetişmesi lazımdı, patrona ceza kesiliyordu yoksa. Söz verdi patron ertesi gün maaşlarımız evlere gönderildi."
www.evrensel.net