Komplo merkezi işbaşında

Komplo merkezi işbaşındaABD'de ortaya çıkan kaynağı belirsiz şarbon vakaları, Afganistan'dan sonra Irak halkının da bombardımanların hedefi olacağına dair kaygıları artırdı. Florida ve New York'taki şarbon vakalarını soruşturan yetkililer, bu olayların "Irak kaynaklı bir terörist saldırı" olabileceğini öne sürdüler.Böylece şarbon, Pentagon (ABD Savunma Bakanlığı) kaynaklı "Irak'ı vurma" politikası için bir gerekçe haline geldi. Pentagon yetkilileri, bir süredir, Irak yönetiminin 11 Eylül saldırılarıyla da "dolaylı ilişki" içinde olduğunu iddia ediyordu.The Observer gazetesi, gelişmelerin, ABD yönetiminin Irak'a saldırmasını "kaçınılmaz" hale getirebileceği uyarısında bulundu.

Planları yaptılar bilePentagon stratejistleri ise, Irak'a yönelik muhtemel bir hava bombardımanı ile ilgili planlarını oluşturuyor. Plana göre, kuzeydeki işbirlikçi Kürt gruplar ile güneydeki Şii Müslümanlar, Saddam Hüseyin yönetimine karşı kışkırtılacak. Basra'daki petrol alanları ise, doğrudan ABD birliklerinin eline geçecek.ABD uşağı Irak Ulusal Kongresi adlı grup da, "yeni Irak yönetiminde rol oynamak" üzere hazırlanıyor. Grup, önceki gün Irak halkının da bombalanması çağrısında bulunmuştu.CIA ile ilişkili istihbarat kaynaklarına göre, Florida'daki şarbon kurbanları, hastalığın hava yoluyla yayılan karmaşık bir türüne yakalandı. Bu da, şarbonun "terörist yapımı" olduğu iddiasına kanıt gösteriliyor.

Neden Irak?Uzmanlar, şarbonun sıvı formda "kullanılamaz" olduğunu, çünkü damlaların nefesle içe çekilemeyeceğini belirtiyor. Bu ölümcül maddeyi havada uçacak tozlar haline getirmek için milyonlarca dolarlık yatırım gerek. ABD istihbaratı, Irak'ın bu teknolojiye sahip olduğunu iddia ediyor. İstihbarat kaynakları, "Neden Irak da, örneğin İran veya başka bir ülke değil?" sorusuna ise yanıt veremiyorlar.

Çek bağlantısıABD'li ajanların, Mısır hükümeti ile de temas halinde olduğu öğrenildi. Mısırlılara göre, Kahire'de gözaltına alınıp sorgulanan Usame Bin Ladin'in adamları, Çek Cumhuriyeti'nden şarbon elde ettiklerini itiraf etti. Çek Cumhuriyeti, Muhammed Atta adlı 11 Eylül zanlısı ile bağlantılı olarak da gündeme gelmişti. İddiaya göre Atta, Prag'da, bir Irak istihbarat yetkilisiyle buluştu. Ahmed Samir el Ahani adlı yetkili, daha sonra Çekler tarafından sınır dışı edildi.Çek hükümeti, iddiaları reddediyor. Ancak hükümet, Atta'nın, geçtiğimiz bahar ayları içinde Irak istihbaratından Faruk Hicazi adlı kişiyle görüştüğü iddialarını soruşturmaya başladı. Öte yandan, eski CIA şefi Jim Woolsey'in, Pentagon adına Londra'ya gizli bir ziyaret gerçekleştirdiği ve burada, Irak ile 11 Eylül saldırısı arasında ilişki kurmak için temaslarda bulunduğu öğrenildi.

Saldırı lobisiABD'deki "Irak'a saldıralım" lobisi, Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, yardımcısı Paul Wolfowitz ve Savunma Politikası Danışma Kurulu (DPAB) adlı "düşünce kuruluşu" etrafında kurulmuş bulunuyor. DPAB, "Wolfowitz'in komplo merkezi" olarak tanınıyor. Kuruluşun eylül ayında düzenlediği iki günlük bir seminerde, Irak'ı vurma stratejisinin ayrıntılarının oluşturulduğu kaydedildi. New York Times'ın haberine göre, Rumsfeld ve Wolfowitz, bu toplantılara katıldı. Dışişleri Bakanlığı'nın ise, toplantıdan haberi bile yoktu.Toplantının ardından ABD Başkanı Bush'a verilen raporda, "Saddam'ın devrilmesi" talep edildi. Raporda, Dışişleri'nin "Irak'a saldırırsak terör karşıtı koalisyonda çatlaklar olur" tezine karşılık şunlar söylendi: "Bu koalisyon kurma işi kontrolden çıktı. Bir koalisyonun amacı, 'doğru hedefe ulaşmak'tır, 'en çok üyeye sahip olmak' değil" denildi. DPAB üyesi olan eski Beyaz Saray sözcüsü Newt Gingrich, Taliban'ın yerine yeni bir hükümet kurulması gerektiğini, ardından sıranın Saddam'ın devrilmesine gelmesi gerektiğini söyledi.

Yüz Yıl Savaşları!DPAB'nin diğer üyeleri arasında, Carter döneminin savunma bakanı Harold Brown, eski dışişleri bakanı Henry Kissinger, Clinton döneminin CIA şefi James Woolsey, eski genelkurmay başkan yardımcısı David E. Jeremiah ve eski başkan yardımcısı Dan Quayle bulunuyor. Woolsey, Irak'ın, 1993'te eski ABD Başkanı George Bush'a suikast girişiminde bulunduğunu iddia ediyor. Bu kliğe yakın yetkililer, Observer gazetesine de şu tehditleri ilettiler: "Bu savaş, terörizm virüsüne karşıdır. İlik kanserine yakalanan hastanın ayağını kesmek çözüm değildir. Kemoterapiden geçmelisiniz. Bunun anlamı yeni bir Yüz Yıl Savaşları ise, biz hazırız."