10 Ekim 2001 21:00

'Misafir' Eskişehir'de

Evet kimdir misafir? Gittiği yerde, bulduğu ile yetinen mi? Yoksa dağdan gelip, bağdakini kovan mı? Yeryüzü oluştuğundan bugüne değin, o "iki kapılı han"da ebediyen konaklayan mı yoksa?

Paylaş
'Misafir' Eskişehir'deRahmi EmeçEvet kimdir misafir?Gittiği yerde, bulduğu ile yetinen mi? Yoksa dağdan gelip, bağdakini kovan mı? Yeryüzü oluştuğundan bugüne değin, o "iki kapılı han"da ebediyen konaklayan mı yoksa?Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, yeni sezonda izleyicinin karşısına Bilgesu Erenus'un "Misafir" adlı oyunu ile çıktı.Erenus'un Musa'sı, Anadolu'da eskiden belli kuralları ile bilinen ve misafirlerin de kabul edildiği Sıraevi'nde "Nizam-intizam"ı bozandır... O, kural gereği, ayakkabısına mum dikilerek kovulur Sıraevi'nden. Musa, Almanya'da işçilik ederken de, kendi ülkesindeyken de bir misafirdir hep! Kurallar, nizam-intizamı sağlamak için konur ya, her kural "egemenin kuralı"dır, dünya denilen bu misafirhanede...Misafir'i "konuk" olarak tanımlamış Ali Püsküllüoğlu. Misafir, tıpta "gözün saydam tabakasından herhangi bir nedenle oluşan beyaz leke" olarak da biliniyor.Oyunun "misafir yönetmeni" Ahmet Mümtaz Taylan, 1991 yılında Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'nda "Misafir" adlı oyunda, Musa rolünü oynar... Ve elbette, her oyuncu gibi, onun belleğinde de oynadığı bu kişilik yer eder. Musa, bir "misafir"dir onun belleğinde. Ama, sözlükteki tanımının bize sunduğu "sefer eden, yoldan gelen, yolcu, konuk" gibi tanımlamaların dışında "asırlardır oradaymış gibi duran, oysa hiçbir yere ve hiçbir şeye ait olamayan, eğreti duran" olarak düşünür misafiri.Böyle bir tanıma varınca, Taylan'ın söylediği gibi, "İzmit depreminde yıkıntılara ve karanlığa doğru 'Kimse yok mu?' diye haykıran depremzede... Yağmur gibi yağan kurşunlara karşı bedenini, birazdan yitireceği oğluna siper etmeye çalışan Filistinli baba. Medeniyetin simgesi diye dikilmiş ikiz kulelerin, çelik ve beton yığınına dönüşmüş enkazından bir canlı beden daha kurtarabilmek için zamana karşı ölümle yarışan New York'lu yorgun itfaiyeci. Ve gazete sayfalarından boyun damarlarını şişirmiş savaş çığırtkanlarına küfür gibi bakan kömür gözlü küçük Afgan kız çocuğu..."Hepsi, Sıraevi'nin içinde, "kural bozan" ve tabii pabucuna mum dikilesi olarak bakılan kovulmaya hazır misafirler...Dünyayı kendi "Sıraevi"ne dönüştürmek isteyenlerin, Kızılderilileri sıra dayağına çekmelerinden kaynaklanan kötü sicillerini, "terörle örtüp" hepimizin pabucuna mum diktiği günlerdir yaşadıklarımız.

Misafir... O büyük çoğunluk."Egemenin gözünün saydam tabakasında istenmeyen bir beyaz leke!"Yani Misafir!
ÖNCEKİ HABER

Pirelli'de işçi kıyımına öfke

SONRAKİ HABER

Savaş hali yasağı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...