03 Ekim 2001 21:00

Çiftçinin tohumu da, parası da kalmadı

Kuraklık ve hükümetin duyarsızlığı devam ediyor. Kışlık ekime hazırlanan üreticinin elinde ekim için ne tohum var, ne de para.

Paylaş
Çiftçinin tohumu da, parası da kalmadıNur KarabacakKuraklık etkisini hissettirmeye devam ediyor. Beklenen yağışlar gelmezken, son yılların en düşük ürününü alan üretici ise sesini bir türlü yetkililere duyuramadı. Borçları için alacağı ürüne umut bağlayan üreticinin umutları boş çıktı. Üretici birçok bölgede kışlık ekime başlayacak, ancak elinde ne tohumluk var ne de toprak ekim için uygun.Ekim yapamayan üreticiyi 2002'de daha zor günler bekliyor. Bu yıl ürünlerde yüzde yüze varan verim kaybına uğrayan üreticinin, seneye alacağı ürün de riske girdi. Ekecek tohum bulamadığı gibi eline geçen para ile borçlarını kapatmaya çalışan üreticinin elinde tohum, gübre, ilaç alacak para yok. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)'nin gazetemize yaptığı açıklamaya göre, TMO'nun buğday alım miktarı 2 milyon 500 bin tona ulaştı. Yetkililer, bu yıl Türkiye'nin buğdayda yaklaşık 2 milyon 200 bin ton açığı olduğunu belirtirken, Türkiye'nin bu açığının seneye 9 milyon tona çıkacağı tahmin ediliyor. Çözümü ise hükümet ithalatta gümrük duvarlarını kaldırarak çoktan buldu(!) Tarım Bakanlığı ise hazırladığı son rapor ile kuraklık gerçeğini kabul etmekle yetinirken, üretici artık somut adımlar atılmasını istiyor. Türkiye'nin dört bir tarafında üreticiler, sorunlarıyla baş başa bırakıldıklarından şikâyet ederek, borçlarının ertelenmesini istiyorlar. Balıkesir Ziraat Odası Başkanı Sami Sözat, bütün ürünlerde neredeyse yüzde yüz kayıpları olduğunu vurgulayarak, üreticinin elinde ekecek tohumluğu olmadığını söyledi. Çok sayıda üreticinin borçları yüzünden icralık olduğunu belirten Sözat, kışlık ekim için yağmur yağmasını beklediklerine, ama üreticinin elinde tüm yıl üretim yapacak parası olmadığına dikkat çekti. Sözat, "Aldığımız ürün masrafımızı karşılamadı. Cumhuriyet tarihinde ilk kez. Kıtlık dönemlerinde bile üretici bu kadar zor durumda kalmamıştı" diyerek üreticinin içinde bulunduğu durumu özetledi.

ABD düşünülüyorTürkiye'nin tahıl ambarı diye tanımlanan Konya Ziraat Odası Başkanı Mustafa Hepokur ise hububatta yüzde 70 ürün kaybı olduğunu dile getirerek, kışlık ekimlerin de geçen yıla göre yüzde 50 azalacağını söyledi. Hükümetin üreticiyi görmezden geldiğini ifade eden Hepokur, "Biz ithalata zorunlu kalmayalım diye sesimizi duyurmaya çalıştık, ancak Kemal Derviş Amerika'nın stoklarını eritmekte kararlı. Bizi borçlarımızla, sorunlarımızla baş başa bıraktılar" diye konuştu. Hepokur, Amerika'dan gelen ithal buğdayın kilogramının 340 bin lira olduğunu ifade ederek, "Bizden esirgediklerini, Amerika'nın üreticilerine yediriyorlar" dedi.

'Üretim yapamıyoruz'Edirne Ziraat Odası Başkanı Cengiz Yorulmaz, buğdayda ve ayçiçeğinde yüzde yüz, çeltikte yüzde 50 verim kayıpları olduğunu ifade ederek, üreticinin elinde kışlık ekimlerde kullanacağı tohum olmadığını dile getirdi. Yorulmaz, "Tek isteğimiz tohumluk yardımı yapılması ve borçlarımızın faizlerinin düşürülmesi. Çaresiziz, yapacak bir şeyimiz yok, yardım yapmazlarsa bizde üretim yapacak hal kalmadı" dedi. Adana Ziraat Odası Başkanı Şahin Tekin de hükümetin üreticiyi bitirmek için elinden geleni yaptığını vurgulayarak, "Eğer yardım yapılmaz ise kesinlikle ekim yapacak durumda değiliz. En azından kooperatiflere, bankalara olan borçlarımızın ertelenmesini istiyoruz. Faizler her geçen gün daha da artıyor" diye konuştu. Kırklareli Ziraat Odası Başkanı Necmi Koyuncu, buğdayda, ayçiceğinde verimin yüzde 80 az alındığını ifade ederek, üreticinin eline geçen para ile ekim yapabilecek durumda olmadığını söyledi. "Bizim sözlerimiz para etmiyor, IMF'nin ve Derviş'in dayatmalarını uyguluyorlar. İstedikleri oluyor. Artık üretim yapamaz hale geldik" diyen Koyuncu, tarımın bilerek, isteyerek bitirildiğini vurguladı.
ÖNCEKİ HABER

İçme suyunda vurgun

SONRAKİ HABER

Enflasyonda büyük artış

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...