Ünlü'yü öldüren polislere beraat

Ünlü'yü öldüren polislere beraatHacer YücelBir yargısız infaz davası daha yargılanan polislerin beraati ile sonuçlandı. Polisin öldürdüğü Fuat Ünlü, ne silah kullanmıştı, ne de iddia edildiği gibi patlayıcı taşıyordu. Adli tıp ve bilirkişi heyetlerinin hazırladığı raporlar bunu kanıtlıyordu. Ama bu kanıtlar da polislerin beraat etmesini önleyemedi.İstanbul Şirinevler'de 17 Mart 1999 tarihinde polisler tarafından öldürülmüştü Fuat Ünlü. Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesi sonrasında, önlemlerini artıran polis tarafından "dur" ihtarına uymadığı iddiasıyla öldürülmüştü. Polis, olayın ardından, Ünlü'nün "PKK Avcılar-Esenyurt Bölge Sorumlusu ve kuryesi" olduğunu, "sırt çantasında TNT kalıbı, el bombası, fünye ve saniyeli fitil taşıdığını" ve "tabanca ile polise ateş ettiğini" ileri sürmüştü. Ünlü'nün, "PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesini protesto etmek amacıyla Bahçelievler'de bir iş merkezini bombalamaya gittiği sırada polislerin 'dur' ihtarına uymadığı ve çıkan silahlı çatışmada öldüğü" iddia edilmişti.

Kanıtlara rağmenÜnlü'nün ailesi, 21 Nisan 1999'da mahkemeye başvurarak, çocuklarının polislerce "infaz edildiğini" belirtti ve sorumlu polislerin "kasten adam öldürme" suçundan yargılanmasını istedi. Bu başvuru üzerine, Terörle Mücadele Şubesi polislerinden Erol Tekten, Ayhan Özkan ve Şaban Düzer adlı polisler hakkında Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Bu davanın ilerleyen aşamalarında, olayların polisin iddia ettiği gibi gelişmediği, ortaya atılan pek çok suçlamanın yersiz olduğu ortaya çıktı.Öncelikle, polisin iddia ettiğinin aksine Fuat Ünlü silah kullanmamıştı. Adli tıp ve bilirkişi heyetleri tarafından hazırlanan raporlarda, Ünlü'nün elinde barut izi olmadığı tespit edildi. Bu da, Ünlü'nün silah kullanmadığının en açık kanıtıydı. Aynı raporlarda yer alan bir diğer kanıt da, üzerinde bulunduğu iddia edilen patlayıcılarda Ünlü'ye ait parmak izine rastlanmadığı gerçeğiydi. Ancak, dava sürecinde bu kanıtlar dikkate alınmadı bile.Otopsi raporunda, Fuat Ünlü'nün sağ kasık ve sol kulak arkasından toplam kurşunla vurulduğu belirtilmişti. Ünlü'nün ölüm nedeni ise kurşun yaralanmasına bağlı kafatası parçalanması, etraf kemikleri kırılması ve beyin kanaması ile iç organ delinmesi olarak gösterilmişti.

Polisin yalanıDelillerin apaçık ortada olduğu infaz olayının dava aşamasında, polislerin ifade ve açıklamalarındaki çelişkiler de gündeme geldi. Bunlardan biri, Fuat Ünlü'nün ölümü sonrasında polisin tutuğu olay yeri tespit tutanaklarında ele geçirildiği öne sürülen patlayıcı madde sayısındaki çelişkiydi. Bu çelişkiye dikkati çeken müdahil avukatlar, polislerin bu konuda dinlenmesini istemişlerdi. Ancak, mahkeme heyeti "Davanın sonucunu etkilemez" yanıtı vererek, bu talebi reddetti.Bir diğer çelişkili ifade de, sanık polislerden Ayhan Özkan'ın "Çatışmada yaralandım" sözlerinin, mahkemeye gönderilen hastane kaydı ile yalanlanması oldu. Kayıtlarda, Özkan'ın parmağındaki yaralanmanın silahla olmadığı, "Travmatik lezyon", yani ezilme sonucu meydana geldiği belirtiliyordu. Özkan, iddiasının yalan olduğunun ortaya çıkması üzerine, kendini şu sözlerle savunmuştu: "Ünlü'nün öldürüldüğü çatışma sırasında ben de parmağımdan yaralandım. Yaralanınca şok geçirdim, o şoku üzerimden atamadım. Bu nedenle olayı hatırlayamadım."

Savcı değil polis avukatıOysa, savcı, bu gerçeği görmezden gelerek, karar duruşmasında sunduğu esas hakkındaki son mütalaasında dahi, "Ünlü'nün söz konusu kaçma faaliyeti sırasında ileriye doğru dönük 2-3 el ateş ettiği ve bu sırada polis memuru Ayhan Özkan'ın parmağından yaralandığı" iddialarına yer verdi. Savcı, Ünlü'nün parmak izi olmayan patlayıcıların sırt çantasından çıktığı, silahın ruhsatsız olduğu, bu silahtan 6 el ateş edildiği ve Ünlü'nün silahlı çatışmada öldüğü iddialarını da yineledi. Fuat Ünlü'nün ateş etmediğini kanıtlayan raporlara ise hiç değinilmedi.Savcı, kanıtları yok sayarak polislerin beraatini isterken, mahkeme heyeti de bu isteğe katıldı ve Fuat Ünlü'nün "ilgili kanunlar çerçevesinde öldürüldüğü"ne karar verdi. Mahkeme, Ünlü'nün öldürülmesinin Polisin Vazife ve Selahiyetleri Kanunu'nun 16'ıncı, Polis Nizamnamesi'nin 17'inci ve Türk Ceza Kanunu'nun 49'uncu maddeleri kapsamında olduğuna karar verdiği için, yargılanan polislerin tümü beraat etti.Fuat Ünlü'nün avukatları, beraat kararına karşı çıkarak, Yargıtay'a temyiz başvurusunda bulundular.