'İntikam değil, barış istiyoruz'

'İntikam değil, barış istiyoruz'Bu satırları kaleme aldığımız dakikalarda, sokaklar bize abluka altına alındığımız duygusunu uyandırıyor: Bütün köprüler, tüneller ve metrolar kapatıldı; onbinler yavaş adımlarla Manhattan merkezini kuzey yönüne doğru terkediyor. Savaş Karşıtları Ligası'nın bürosunda otururken aklımız, Dünya Ticaret Merkezi'nde yaşamını yitiren yüzlerce, hatta belki de binlerce kişide. Hava açık, gökyüzü masmavi; fakat kulelerin yıkılmasıyla birlikte, aralarında yüzlerce yardım görevlisinin de bulunduğu çok sayıda insanı altına gömen merkezin üzerinde kapkara bulutlar oluşuyor.Washington'daki arkadaşlarımızın da, yine bir uçak saldırısına uğrayan Pentagon'da yıkıntılar altında kalan sıradan insanlar için aynı kaygıları taşıdığını biliyoruz elbette. Ve ayrıca, kaçırılan uçaklarda ölüme sürüklenen suçsuz yolcular da aklımızdan çıkmıyor hiç.Daha fazla bilgi sahibi olmadan geniş bir tahlil yapmamayı düşünüyoruz. Ancak açık olan bir şey var: Bush olayları bahane edip, terörizmin alınan rutin önlemleri bu kadar kolay aşabildiğini söyleyerek, Yıldız Savaşları projesi için yüzlerce milyar dolar harcanmasını haklı gösterecek.Kongre'ye ve Bush'a yönelik bir açıklama yaparak, ABD'nin geliştireceği yanıt çerçevesinde sivil hedeflerin vurulmamasını, aynı şekilde hangi devletten gelirse gelsin, sivil hedefleri vurma politikasının kabul edilmemesini talep ediyoruz. Bu aynı zamanda, Irak'a karşı uygulanan ve sivil halktan yüzbinlerce insanın yaşamına mal olan yaptırımlara son verilmesi anlamına da geliyor. Bu kapsamda, Filistinli önderleri öldüren ve Filistin halkına acımasızca zulmeden, Gazze Şeridi ve diğer bölgelerdeki işgalleri sürdüren İsrail politikasının kınanması gerektiğini de vurguluyoruz.Hindiçin savaşındaki tarihsel trajediden Orta Amerika ve Kolombiya'daki ölüm mangalarına mali destek sunmaya ya da Irak'a karşı gerçekleştirilen hava saldırıları ve yaptırımlara dek, ABD'nin izlediği militarist siyaset, milyonlarca insanın yaşamına mal oldu. Birleşik Devletler, dünyadaki en büyük konvansiyonel silah ihracatçısı. Ve bu silahlar, Endonezya'dan Afrika'ya kadar, terörizmin en kötü biçimlerini kışkırtıyor. Eskiden izlenen Afganistan'daki silahlı direnişe destek sunma politikası, Taliban'ı zafere ulaştırdı ve Usame Bin Ladin'i ortaya çıkardı.Diğer devletler de benzer bir politika izlediler. Biz geçtiğimiz yıllarda Rusya'nın Çeçenya'da gerçekleştirdiği eylemleri de, Ortadoğu ve Balkanlar'da tarafların başvurduğu şiddeti de kınadık. Fakat bizim ülkemiz, kendi yaptığı işlerin sorumluluğunu üstlenmek zorunda. Bugüne dek sınırlarımız içinde kendimizi güvenlikte hissediyorduk. Bugünkü gibi açık ve serin bir havada uyanıp, ülkemizdeki en büyük şehrin abuka altına alınmış olduğunu görünce, her köşesinde bu kadar çok şiddetin olduğu bir dünyada kimsenin güvenliğinin olamayacağını bir kez daha hatırladık.Gelin, hep birlikte onlarca yıldır bu ülkenin başlıca özelliği haline gelmiş militarizme bir son vermek için uğraşalım! Güvenliğin; savaşları yaygınlaştırıp karşı saldırılar gerçekleştirerek değil, silahsızlanma, uluslararası işbirliği ve sosyal adalet yoluyla sağlandığı bir dünyayı arayalım! Binlerce sivilin yaşamına mal olan bugünkü ve benzeri saldırıları lanetliyoruz. Trajedi ne kadar derin olursa olsun, bu saldırıların, ABD politikasının başka ülkelere gerçekleştirdiği saldırılarda siviller için yol açtığı sonuçları hatırlatmasını diliyoruz. Özellikle bu ülkede yaşayan Ortadağu kökenli insanların duydukları korkunun bilincindeyiz ve herkesi, bu insanların kaygılarını ciddiye almaya çağırıyoruz.Yaşadığımız dünya tek. Ya korku ve terörle yaşayacağız; ya da kavgaların barışçıl yollarla çözülmesi ve dünyadaki zenginliklerin daha adil dağıtılması için alternatifler bulacağız. Yaşamlarını yitiren binler için yas tutarken, yüreklerimizin intikam değil, barış talep ettiğini duyuyoruz.Savaş Karşıtları Ligası