07 Eylül 2001 21:00

Hasta ettiler, işten attılar

Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde çalışan DEVAK personeli çalışma koşulları nedeniyle yakalandıkları hastalıklar sonucunda işten atılıyorlar.

Paylaş
Hasta ettiler, işten attılarEmine UyarDokuz Eylül Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren DEVAK (Dokuz Eylül Üniversitesi Vakfı) çalışanları çalışma koşullarından kaynaklı çeşitli hastalıklara yakalanıyor. Bu işçiler tedavi edilmedikleri gibi bir de işten atılarak kaderleriyle baş başa bırakılıyorlar. Yaklaşık 6 yıldır faaliyet gösteren DEVAK'ta 800 işçi çalışıyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde temizlik işçisi, sağlık personeli ve teknisyen olan işçiler sözleşmeli personel statüsünde ve vardiya sistemiyle çalışıyorlar. Otel, inşaat vb. alanlarda da yatırımları olan DEVAK'ta son dönemde 13. maddeden 50 işçinin işine son verildi. İşçiler bunun DEVAK'ta sürekli olarak uygulandığını, atılan işçilerin yerine yenilerinin alındığını belirtiyorlar. Asgari ücretle çalışan işçiler sürekli baskı altında olduklarını ve tehlikeyle yüz yüze çalıştıklarını söylüyorlar. Vakıf yöneticilerinin çalışanların sorunlarıyla ilgilenmediğini zaman zaman 'İşten atarım', 'Tutanak tutarım' sözleriyle tehdit edildiklerini dile getiren işçiler, hamilelikten dolayı 4 ay rapor alan bir arkadaşlarının rapor aldığı için işten atıldığını anlatıyorlar. "Hastanemizin temizlik ve personel hizmetleri dalında ödül aldığı söyleniyor. Bizim bu başarıda hiçbir payımız yok mu?" diye soran işçiler, ayda 40 saat fazla mesai yaptıklarını ama karşılığını alamadıklarını söylüyorlar. İşçiler ayrıca kadrolu memurlara, "Mesai fazlalığını kabul etmiyorsanız gündüz çalışın, geceleri sözleşmeli personel çalıştırırız biz" dendiğini belirtiyorlar.

Hayatımız tehlikedeDahiliye servisinde sağlık personeli olarak çalışırken eline iğne batan Orhan Kocatepe'nin kan tahlillerinde hepatit B virüsü tespit edilmiş. Beyin cerrahisi, kardiyoloji, genel cerrahi gibi bölümlerde çalışan Kocatepe sadece iki haftalık bir eğitimden geçirilmiş. "Hastanede hasta filme gider, kana gider, biz götürürüz. Yeri geliyor hemşirenin işlerini bile biz yapıyoruz. Hasta altı değiştiriyoruz, idrar torbası değiştiriyoruz. Herhangi bir yanlış iş yaptığımızda sorumluluk bize ait oluyor. Koruyucu olarak sadece şeffaf eldivenlerimiz var" diyor. Kocatepe hastanede yaşadığı bir olayı şöyle aktarıyor: "Bir tane hemşiremizin ölümü gerçekten hepimizi çok üzdü. Baş ağrısından dolayı acile götürdük acilde vefat etti. Yoğun bakımda çalışıyordu. Hastane personeliydi ama çalışma koşullarımız aynı. Hemşirenin neden öldüğüne ilişkin hiçbir açıklama yapılmadı." Kocatepe hastalığını öğrenen yetkililerin kendisine, "Bunu dışarıda tedavi ettireceksin" dediklerini, tedavi konusunda bir olanak sağlamadıklarını ve başlarından savdıklarını anlatıyor. Kocatepe, "Burada 122 milyon liraya çalışıyoruz hayatımız tehlikede" diyerek içinde bulundukları durumu özetliyor.

İşe girerken sağlam...Dahiliyede çalışan işçi Hakan Güler'in eline de iğne batmış. Güler bundan sonra yaşadıklarını şöyle anlatıyor, "Burada sözleşmeli personel olduğumuz için haklarımız döner sermayeden karşılanmıyor. Sigortaya gönderiliyoruz. Sigortada da birtakım şeyler karşılanmadığı gibi bakılamıyorsun. 'Bugün git yarın gel' deniyor. Tahlil sonucunda 'Hepatit B şüpheli reaksiyon' teşhisi konularak yeni kan örneği istendi. Sigortaya gittiğimde bana iğne vurulmadı, ayrıca sigorta hepatit serumunu da karşılamıyor. Bir serum 150-200 milyon lira. Bu olaydan 4 gün sonra da işten atıldım. Benim gibi birçok arkadaşım aynı durumda." Bu kadar çalıştırılıp da hasta olunca tazminattan dolayı veya iş veriminde düşüş olacağı gibi düşüncelerle işten atılmayı kabul edemediğini dile getiren Güler, "Ben buraya girerken sağlam raporu istediler ama şimdi çürük olarak çıkıyorum. Maddi manevi tazminat davası açacağım" diyor. Bir başka işçi Kadir Göçmen de, "Aynı rahatsızlık bende de söz konusu. Vizite kâğıdı vermediler. Hastaneye göndermediler. Sigorta ilgilenmedi tekrar hastaneye gönderdi. Ertesi gün çıkışımı verdiler. 4 yıldan beri çalışıyorum burada. Vizite kâğıdı istemeye gittiğimizde, 'Hep vizite kağıdı istiyorsunuz sizi yakında işten atacağız' diyorlardı. Asgari ücretle çalışıyoruz gidip 200 milyonl liralık serumu nasıl alacağız?" diyor.
ÖNCEKİ HABER

Gözaltında kayıp itirafı

SONRAKİ HABER

Ekmek için el ele

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa