3 Eylül 2001 21:00

Avanos'tan festival geçti

Avanos'tan festival geçti Deniz Dalkılıç - Gül Canca Avanos 11. Uluslararası Turizm ve El Sanatları Festivali 31 Ağustos ile 2 Eylül günleri arasında yapıldı. Festival, 31 Ağustos günü Belediye Başkanı Mehmet Seyhan Duru tarafından yapılan açılış konuşmasıyla başladı. Festivalin birinci gününde Hacı Nuri Bey Konağı'nda açılan resim, karikatür, seramik sergisi katılımcılar tarafından ilgiyle izlendi. Bu sene ilk defa şehir merkezinde kitap, halı, çanak ve avanoslu emekçi kadınların hazırladığı el sanatları stantları açıldı. Evrensel Basım Yayın'ın standında Yazar Sennur Sezer ve Adnan Özyalçıner kitaplarını imzalayarak halkla şiir, öykü üzerine sohbet ettiler. Etkinlik çerçevesinde Belediye Düğün Salonu'nda yapılan "IMF ve DB politikaları" konulu panele Yrd. Doç. Yüksel Akkaya TMMOB Başkanı Kaya Güvenç gazetemizin genel yayın yönetmeni, İhsan Çaralan katıldı. İhsan Çaralan konuşmasında insanların artık karınlarını doyurabilmek için kendi ülkelerinden kaçmaya başladıklarını belirterek 20'nci yüzyılda 3 küreselleşme fikrinin çıktığını ve bunun İngiliz Emperyalizmi, Sovyetler Birliği ve Nazizim olduğunu anlattı. Çaralan sözlerini şöyle sürdürdü: "Ezilenlerin olduğu bir dünyada küreselleşme gerçekleşemez. Bu yüzden küreselleşmenin tanımına uygun olarak gereçekten küresel olabilecek tek ideoloji sosyalizmdir. Bugün dünya iki şekilde bölünmüş durumdadır. birincisi gelişmiş ülkelerle geri kalmış ülkeler, ikincisi ise zengin ve yoksul bölünme. Uçurum büyüdükçe çatışmaların da büyüdüğü bir dünyada kapitalist küreselleşme bir ütopyadır. Olumlu bir kavram olarak gündeme getirilen küreselleşme tüm dünyada gelişmiş ülkelerle az gelişmeş ülkeler arasındaki ayrımı derinleştirerek eşitsizliği artırdı. Küreselleşmenin karakteri yoğun bir tekelleşme ve yoğun bir yoksulluk olmuştur. Dünya ekonomisi birkaç tekelin elindedir. Şubat krizinden sonra çıkarılan yasalarla da tarım çökertilmek istenmektedir. İşçi sınıfının örgütsüzleştirilmesine karşı mücadele edilmelidir." Kaya Güvenç ise küreselleşme denilen şeyin dünyanın sermayenin ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmesi olouğunu kaydederek, küreselleşmenin en temel argümanlarından biri olan liberalizmin zaten sermayenin serbestleşmesi anlamına geldiğini ve bundan amaçlanan şeyin küresel köyde sermaye açısından engellerin veya kuralların kurulması olduğunu söyledi. Emek Programının ortaya çıktığı koşulları değerlendiren Güvenç, işçi ve emekçilere krizin yükünün yüklenmeye çalışıldığını ve Derviş programının da ulusal bir program olmadığını söyledi. Yüksel Akkaya da, "IMF ve DB'nin dolarizasyon politikalarıyla ekonomiyi çökertmiştir. Ülkeler böylelikle emperyalizme bağımlı kılınmaktadır. Küreselleşme emperyalizm anlamına gelmektedir. Küreselleşmeye karşı antikapitalist bir mücadele verilmesi gerekmektedir. İki emperyalizm dönemi vardır. Birinci emperyalizm dönemi 1870-1914 yılları arasında gerçekleşti. O zaman çalışma süresi 12-16 saatti ve grev ve toplusözleşme yoktu. İkinci emperyalizm dönemi ise grev ve toplusözleşmelerin ortadan kaldırılmaya çalışıldığı küreselleşme adı altındaki politikalardır. Bu politikalarla işçi ve emekçilerin mücadeleleri yüz yıl geriye atılmaktadır." dedi.

Nâzım Hikmet Paneli "Ustaya Saygı Nâzım ve Yurtseverlik" konulu panelin konukları ise Şair Sennur Sezer, Yazar Aydın Aydemir ve Evrensel Basım Yayın'ın Yönetmeni Hayri Erdoğan oldu. Sennur Sezer konuşmasında "Nâzım Hikmet'te bağımsızlık tutkusu kendi topraklarından dünya haritasına uzanır. Dünyadaki hangi ulustan söz ederse etsin Kurtuluş Savaşı'na gönderme yapar. En sevdiği toprak yeryüzüdür. O topraktan ve ateşten doğanların şaiiridir." dedi. Aydın Aydemir de Nâzım'ın yaşamı boyunca iyiden güzelden yana olduğunu anlatarak, "Nâzım günümüzde barışın ve sevginin simgesidir. Dünyanın en büyük icadı sevgidir diyen Nâzım aynı zamanda bir bağımsızlık tutkunudur" diye konuştu. Hayri Erdoğan şu görüşleri dile getirdi: "Nâzım'da bir ulus diğer ulustan üstün değildir. Her ulus bir diğer ulus kadar büyüktür. Nâzımda yurtseverlik ve emekçiseverlik öylesine iç içe geçmiştir ki 'gündüzleri işsiz kalınmayan geceleri aç yatılmayan' bir ülke özlemini her defasında dile getirmiştir. Nâzım'ı onlarca yıl hapse mahkûm edenlerle ülkenin bugünki durumunu yaratanlar arasında hiçbir fark yoktur. Nâzım onların elini yakan bir ateş topudur. IMF'ye karşı yürütülen mücadelede omuz başımızda Nazım'ın sesini duyabiliriz." Bu arada festival kapsamında Tevfik Taş, "Fotoğraflarla Barış Üzerine Çözümlemeler" konulu dia gösterisi yaptı.

Evrensel'i Takip Et