28 Ağustos 2001 21:00

Hedefimize ulaşacağız

Dağıtım sektöründeki büyük işletmelerden biri olan Aktif Dağıtım'da günlerdir direnişte olan TÜMTİS üyesi işçilerin eylemini Örgütlenme Sekreteri Şükrü Günsili anlattı.

Paylaş
Hedefimize ulaşacağızŞahin BayarAktif Dağıtım işçileri, sendikalaşma hakkını kullandıkları için karşılaştıkları baskılara rağmen kararlılıklarını sürdürüyor. İstanbul'dan sonra İzmir'de direnişe geçen Aktif Dağıtım'da işçiler sendikaları TÜMTİS önderliğinde kazanacaklarına inanıyorlar. Patronların direnişi kırma yönündeki çabalarına karşın yeni üyeler kazandıklarını söyleyen TÜMTİS Genel Örgütlenme Sekreteri Şükrü Günsili, örgütlenme ve direnişe kadar geçen süreç ile şu andaki durumu gazetemize anlattı. "Amacımıza ulaşacağız" diyen Günsili, sınıf dayanışmasının gerekliliğine de dikkat çekti. Aktif'te örgütlenmeye ne zaman başladınız?Örgütlenme çalışmamız birkaç ay öncesine dayanıyor. Önceleri ağır bir seyir izliyordu, ancak patronun örgütlenme haberini alıp bir arkadaşımızı işten atmasıyla her şey daha hızlı gelişmeye başladı. Atılanların sayısı bir haftada sekize ulaştı. Patron sendikalı olan veya sendikalı olduğunu varsaydığı işçiler üzerinde yoğun baskı oluşturdu. İşçilerin istifa etmeleri yönünde dayatmalar gündeme geldi. Ancak başaramadılar. Örgütlenme faaliyetimiz hızlandı, işçi arkadaşlarımız kitlesel bir şekilde sendikamıza üye olmaya başladı. Direnişe giden süreç nasıl gelişti?Patronlar üyelikten istifa baskısı dayatıyordu. Ardından birçok bölgede işçilere, tarihi boş bırakılmış ve "Aktif Dağıtım'dan kendi rızamla istifa ediyorum" yazılı dilekçeler imzalatılmaya çalışıldı. Bazı bölgelerde istifa dilekçelerinin alınmasında başarılı oldular, ama İstanbul'daki işçi arkadaşlarımız örgütlü oldukları için bu istemi reddettiler. Bu şekilde yol alamayacağını gören patronlar, şef yardımcılarından imza almaya çalıştı. Kendilerine 12 saat süre tanıdı. İmza vermeyen şef yardımcılarına "Çalıştırmayacağız" dediler. Eğer şef yardımcılarına dilekçeleri imzalatmış olsalardı, onlar da kendilerine bağlı işyerlerinde çalışan işçilere imza attıracaklardı. Eğer dilekçeler imzalanmış olsaydı, patron bu dilekçeleri istediği zaman işleme koyar ve işçiyi işten atardı. Bunlar değerlendirildi ve patronlara tepki gösterilmesi gerektiği yönünde karar alındı. 18 Temmuz günü işçilerin büyük bir bölümü ve şef yardımcıları, istifa dilekçelerinin geri verilmesi isteğiyle, Aktif Dağıtım patronlarının bulunduğu büronun önünde toplandı. Ancak patron görüşmeye giden işçilere karşı saldırgan bir tutum sergiledi. İşçilerin üzerine polis göndermeye çalıştı ve 17. maddeden atacağına dair tehditlerde bulundu. Oysa işçiler eylem yapmamışlar, sadece baskıcı uygulamaların geri çekilmesini talep etmişlerdi. Bunun üzerine işçi arkadaşlar direnişe geçmek zorunda kaldılar.Burada talepleriniz kabul edilmişti, direniş daha sonra neden yeniden başladı? 19 Temmuz günü öğle saatlerinde yapılan görüşmeden sonra, dilekçe uygulamasından vazgeçildiği, alınan dilekçelerin iade edileceği ve işten çıkarma olmayacağına dair söz verdiler. Bunun üzerine işbaşı yapıldı. Bu süreçte sendikaya üye olan yeni arkadaşlarımız oldu. İki hafta boyunca işçi çıkışı yaşanmadı ama daha sonra yeniden başladı. Eyleme başlanan güne kadar 16 işçi daha çıkarıldı. İşveren bizim 18 Temmuz'da gösterdiğimiz tepki karşısında geri adım atmıştı ama yeni bir saldırı programı başlattı. Sigortalıların çalıştığı bütün bölgeleri yeni taşeronlara verdi. Mevcut taşeronlara da ek bölgeler vererek buradaki çalışanların çabalarını boşa çıkarmayı umuyordu. İşçi arkadaşlarımızla bir araya gelerek şu tespiti yaptık; eğer bu gelişmelere karşı bir önlem alınmazsa taşeron sistemi bütün bölgelerde oturacak ve sigortalı işçilerin tümü işten atılacak. Bu, sendikanın tasfiyesi anlamına geliyordu. Toplantıda bu duruma karşı mutlaka bir tepkinin örgütlenmesi gerektiği yönünde kararlar çıktı. Yani direniş kararı... Evet. Çarşamba günü, daha işçiler bürolarındayken 8 arkadaşımız daha büroya çağrıldı. Bu, iş akitlerinin feshedileceği anlamına geliyordu. İşçi arkadaşlar artık beklenecek bir şey kalmadığını ifade ederek, direnişe geçtiler. Çantalarını, zimmetlerini yanlarına alarak bürolardan çıktılar ve müdürlerin bulunduğu büronun önüne geldiler. Taleplerimizi yazılı hale getirmiştik. Bu talepler işçilerden oluşan bir heyet tarafından patrona verildi. Ve açıklama yapması istendi. Ancak patronlar görüşmedi. Bunun üzerine arkadaşlarımız dilekçeyi büroya bırakıp sendikaya döndüler. Ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?İşçiler taleplerini dile getirip direnişe geçtikten sonra işverenin asılsız iftiraları ile karşılaştık. Bunun yanında güvenlik güçlerinin başından beri oluşturduğu bir baskı var. Temsilciliğimizin önünde olmamıza rağmen rahat bırakılmıyoruz. Bir başka sorunumuz burada çok sayıda taşeron çalışması. Taşeronların kimileri 3, kimileri 5 işçi çalıştırıyor, kimileri de tek başına çalışıyor. Bu statüde olan 100'ün üzerinde kişi var. Bu da önemli sıkıntılara yol açıyor, örgütlenmemizi büyük ölçüde zorlaştırıyor. Taşeronların çalışmasını nasıl engelleyeceksiniz?Taşeron işçilerin bir araya gelerek ortak tutum almaları yönünde bir çalışma yapmayı planlıyorduk. Onların sorunlarını dinlemek amacıyla ve bu mücadelenin anlamını anlatan bir toplantı düzenlemeyi düşünüyorduk. Patronlar da taşeronlar üzerine oynuyor. Cumartesi günü taşeronlarla yaptığı toplantıda kararsız kalan taşeronlara ciddi bir baskı yaptığını öğrendik. Biz de taşeronlarla görüşmelerimizi sürdürüyoruz.Aktif Dağıtım'da daha önce de başarısız bir sendikalaşma çalışması olmuştu. Bu sizi nasıl etkiledi?Burada 1996'da Nakliyat-İş'in bir örgütlenme çalışması oldu. O dönemde taşeron sistemi yoktu, işverenler sendikalaşmaya karşı bu denli saldırgan değildi. Sonuçta başarıldı, yetki de alındı. Ancak anlaşamadılar ve sözleşmeyi Yüksek Hakem Kurulu bağladı. Sonra işveren özellikle kimi işçilere taşeronluk teklif etti. Sendika ile işçilerin bağının zayıf olması, yaşanan diğer sorunlar, örgütlülüğün bitmesine neden oldu. Tabii bu başta, bizim örgütlenmemizde önemli bir güçlük yarattı. Patron bunu kullandı. "Daha önce de sendika vardı ne oldu! Bu maceralara atılmayın" gibi ifadelerle işçileri etkilemeye çalıştı. Ama işçilerin koşullarındaki olumsuzluklar ve verdiğimiz güvenle bu önyargıyı aştık. Yeni katılım oluyor mu? Eylemin ilk günü izinde olan ve eylemin amacını kavramayan işçiler günde üçer-beşer gruplar halinde direnişe katılıyorlar. Bu yeni katılımlar patron cephesinde örgütlülüğü dağıtacağına dair umutları kırıyor. Patron yeni oyunlar oynarken, direnişi nasıl kıracağını hesaplarken direnişe yeni katılımlar yaşanmasını, bizim lehimize bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Daha önemli bir gelişme var, İzmir'de de 40'tan fazla işçi direnişe geçti. Bu sayı çalışan ve dağıtım yapan işçilerin yüzde 70'ine denk geliyor. İşin aksaması açısından amacınıza ulaştınız mı? Sigortalı olup dağıtım yapan işçilerin oranı son derece düşük. Onların yüzde 90'ı direnişte. Şimdi hedefimizde taşeron var. Burada da dağıtımı engellemeyi hedefliyoruz. Amacımıza ulaşacağız.
ÖNCEKİ HABER

Diyarbakır'da barış deklarasyonu

SONRAKİ HABER

Breendonk Nazi Kampı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa