26 Ağustos 2001 21:00

Karayolu, otomobil lobilerinin ve

   emperyalistlerin dayatması

Paylaş
Karayolu, otomobil lobilerinin ve
    emperyalistlerin dayatması Ankara-İstanbul arasındaki "hızlı tren projesi" tartışmalarına Ulaşımda Demiryolu Platformu da katılarak, emperyalist oyunlara dikkat çekti. Ulaştırma Bakanı Oktay Vural'ın, 1975 yılında başlayan ve 26 yıldan beri bitirilemeyen Ankara-İstanbul "Hızlı Tren" projesinden vazgeçileceği açıklamasına tepki gösteren platform üyeleri, bunun ulusal ve uluslararası otomobil ve petrol lobilerinin baskısı olduğunu söylediler.Platform adına dün basın toplantısı düzenleyen Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, Bakan Vural'ın, "projenin etüdünün yapılmadığı, nerede noktalanacağına dair ellerinde proje olmadığı, nereye gideceğinin belli olmadığı, hızlı olarak ifade edilemeyeceği, fabrika ve sanayi yerleşim birimlerine uygun olmadığı ve fay hattı üzerinde olduğu" açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Eski bürokratlarla ve uzmanlarla yaptıkları görüşmeler sonucunda, Sincan-Arifiye arasında zemin etüdü yapıldığı, mevcut demiryolundan bile daha güvenli olduğu gerçeklerine dikkat çeken Çakar, ayrıca "yüksek hız treni" teriminin saatte 200 kilometrenin üzerinde hız yapan yolcu trenleri için kullanıldığını, oysa Ankara-İstanbul hızlı tren projesindeki hızın saatte 260 kilometre olduğunu söyledi.Ayrıca projenin fay hattı üzerinde olmadığı, sadece iki noktada fay hattını dik olarak kestiğini, oysa, mevcut otoyolun fay hattından geçtiğini de belirten Çakar, 13 kez değiştirilen projenin bugünkü teknolojiye uyarlanarak uygulanmasını istedi. Çakar, projeden vazgeçilmesinin ülkeye ve halka büyük kötülük ve haksızlık, gelişmeye, kalkınmaya darbe, tüketici haklarını hiçe sayma, dünyadaki gelişmeyi tersine uygulama olduğunu da sözlerine ekledi. Projenin yavaşlatılması, şimdi de durdurulmak istenmesinin hiçbir teknik nedeni olmadığının altını çizen Çakar, asıl nedenin hattın yapılmasından çıkarları engellenecek olan ulusal ve uluslararası karayolu, otomobil ve petrol lobilerinin baskıları ve bunlarla işbirliği yapan yöneticilerin tutumları olduğunu söyledi. Tüm dünyada ve AB ülkelerinde hızlı demiryolu şebekeleri konusunda bu gelişmeler olurken, Türkiye'nin karayolu ulaşımına ağırlık vermesinin, ülkeyi daha çok pahalılığa, yoksulluğa, verimsizliğe iteceğine işaret eden Çakar, dışa bağımlılığın da artacağını belirtti. Jeoloji Mühendisleri Odası Bilim ve Teknik Kurulu Başkanı, ODTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlyas Yılmazer de 1946'da Recep Peker hükümeti döneminden başlayan demiryolu düşmanlığının, emperyalist ülkelerin dayatmasıyla bugüne kadar geldiğini, bugün karayoluna demiryollarından bin kat daha fazla harcama yapıldığını anlattı. ABD'de demiryolu yüzde 39, karayolu yüzde 27; AB ülkelerinde demiryolu yüzde 39, karayolu yüzde 28 iken Türkiye'de demiryolunun yüzde 4 karayolunun ise yüzde 95 olduğunu belirten Yılmazer, ayrıca bugünkü Ankara-İstanbul karayolunun hem fay hattı üzerinde olduğuna hem de dünyada ilk olarak, dört içme suyu barajı üzerinde bulunduğuna işaret etti. Yılmazer, Türkiye'nin tercihini demiryolundan yana koyması gerektiğinin altını çizdi. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Özgür Ünal'ın ölümü şaibeliLise öğrencisi Özgür Ünal'ın gözaltına alınması ve Edremit Emniyet Müdürlüğü nezarethanesinde ölü bulunmasının ardından, gazetemize açıklama yapan Özgür Ünal'ın babası Osman Ünal, oğlunun kendini asarak intihar ettiğinin öne sürüldüğünü, ancak oğlunun intihar edebileceğine inanmadığını belirtti.Oğlunun ölüm nedeninin belirlenmesi için adli tıp raporunu beklediklerini dile getiren Osman Ünal, oğlunun intihar etme olasılığının bulunmadığı üzerinde ısrarla durarak, ölüm olayının şaibeli olduğuna vurgu yaptı. Ünal, oğlunun gözaltına alınmasının ardından avukata ve savcıya bildirimde bulunulmadığına da dikkat çekti. Oğlunun gözaltına alınmasının ardından emniyet müdürlüğüne gittiğini ve oğlunu eve götürmek üzere geri istediğini anlatan Ünal, ifadesi dahi alınan oğlunun sabah mahkemeye çıkarılacağı gerekçesiyle kendisine teslim edilmediğini bildirdi. Ünal, oğlunun ölümünden 5 saat sonra kendisine haber verildiğini ve "takdiri ilahi" şeklinde bir açıklama yapıldığını söyledi. Oğlunun cesedini nezarette teşhis eden Ünal, oğlunun gözaltına alınmasına gerekçe olarak, sarkıntılıktan kapkaççılığa kadar birçok iddianın da gündeme geldiğini belirterek, bu iddiaların hiçbirinin gerçek olamayacağını vurguladı.Lise Öğrencisi Özgür Ünal, geçtiğimiz çarşamba günü gözaltına alınmış ve nezarette ölü bulunmuştu. Adını Manisa Emniyet Müdürü iken yaşları 14 ile 21 arasında değişen gençlere işkence ile duyuran Balıkesir Emniyet Müdürü Kemal İskender ise, yaptığı açıklamada, Ünal'ın kendini kalorifer borusuna asarak intihar ettiğini öne sürmüştü.
ÖNCEKİ HABER

Gizli anayasa,

SONRAKİ HABER

Halikarnas'tan Kültürpark'a

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...