25 Ağustos 2001 21:00

Gözleri yastık altında

IMF programına karşı olanların öne çıkardığı "Dolar yerine TL kullan" kampanyası büyük patronların ve hükümetin de katılmasıyla maskaralığa dönüşüyor.

Paylaş
Gözleri yastık altındaHaber analiz / Ayhan ÖzgürAnkara başta olmak üzere çeşitli illerden ticaret ve sanayi odası yöneticilerinin "Türk Lirası'nın değerini arttıralım", "Dolar değil, TL kullan" kampanyası; "Camilerde TL'nin değerlendirilmesi için hutbe okunacak" kararına kadar geldi. Öte yandan dolar üstünde en çok spekülasyon yapan bankanın sahibi, "TL'nin işadamlarının ikinci bayrağı olması" gerektiğini ilan etti. Hükümet ne zaman bu kampanyaya katılacak da iş maskaralığa dönüşecek derken dün Başbakan Bülent Ecevit; "TL'yi güçlendirme"nin önemi üstünde durup, yurtdışındaki işçileri Türkiye'ye yatırım yapmaya çağırdı. Ama TL aşkı bununla da sınırlı değil. 5 Eylül'de yapılacak olan TİSK, Türk-İş, Hak-İş ve DİSK yöneticilerinin yapacağı toplantının da aslında "yerli malı kullanalım konulu olacağı" merkezli haberler yapılmaya başlandı. Cumhuriyet gazetesi, bu haberi manşetine taşıdı. Ve ardından Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) de; "Tarım ürünlerinin yerlisini kullanalım" çağrısı yaparak bu kampanyaya katıldı. Öyle görünmektedir ki; dolar ve yabancı para baskısından bunalmış olan bütün sektörlerin "Dolara hayır", "Yabancı paraya hayır", "Yerli malı kullanalım" gibi kampanyalar açması, açılanlara katılması beklenebilir. Hatta Kemal Derviş'in bile "Dünya Bankası zaten ülkelerin iç kaynaklarına dönmesini ister. Ben de zaten öyle düşünmüştüm. Herkes şu yastık altındaki dolarları çıkarsın!" demesi hiç şaşırtıcı olmayacaktır.

Yabancı sermayeden umut kesildiEcevit'in yurtdışındaki işçilere, "Sizden borç, bağış istemiyoruz; gelin ülkeye yatım yapın diyoruz. Biz de size gereken yardımı yapalım" diye çağrı yapması; yılladır yabancı sermaye önünde perende atanların, ayaklarının suya ermesi, onların beklediği anlamda, uzun vadeli yabancı yatırımlarda herhangi bir gelişme olmayacağını artık anlamış olduklarının göstergesidir. Çünkü; yabancı sermayenin, döviz, faiz, borsa üçgeninde kısa vadeli giriş çıkışlarla, olağanüstü vurgunlar yapmak varken, yatırıma yönelmesi artık beklenmemektedir.Bu, aslında IMF programının çöküşle sonuçlanmaya doğru hızla gittiğinin ifadesidir ve Ecevit'in "Yabancı sermayenin önündeki engelleri kaldırmak için hızla çalışıyoruz", "TL'yi güçlendirelim kampanyasını destekliyoruz" gibi iki çelişik tutumu bir arada açıklaması da hükümetin nasıl bir kaosa sürüklendiğini göstermektedir.

Yine yastık altına Yine; Sabancı'nın ve Zaman, Hürriyet, Milliyet gibi büyük sermayenin sözcüsü gazetelerin manşetlerinden yapılan çağrılara bakıldığında; "Yastık altındaki doları bozdur, Türk Lirası'nı güçlendir" çağrısı temel bir çağrı olarak görülmektedir. Dahası; gözlerin hâlâ dolarda olduğu, dolara tapınmanın sürdüğü ama doların emekçilerde olmasının kabul edilmediği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bu kampanyayla amacın "TL'yi güçlendirmek" değil ama, sermayeyi güçlendirmek için dolar ele geçirmek amaçlı olduğu apaçıktır. Yani patronların ve hükümetin gözü; dış borçları ödemek için, eğer hâlâ varsa, (Parababalarının akıldanelerine göre hâlâ en büyük banka "yastık bank"tır.) yastık altındaki dolarlardadır ve "TL'yi güçlendir, dolar kaç paralık bir para" havasına girilmesinin nedeni de halkı bir kez daha ketenpereye getirmektir. Dolayısıyla sermaye güçleri; yatırım için sermaye gelmeyeceğini; ihracat, turizm, gibi alanlarda da ciddi bir birikim olamayacağını gördüklerinden, bugün kadar dolara tapan sermaye kesimleri; IMF ve onun programına karşı çıkan çevreler tarafından "iyi niyetle" başlatılan "TL'yi güçledirelim, dolarla alışveriş olmasın" kampanyasına Sabancı, Hürriyet, Milliyet, cami, hükümet... vasıtasıyla el atarak "En büyük banka yastık bank" söylemi eşliğinde halkın son birikimlerine el koyma hareketine dönüştürmüşlerdir. Tıpkı; TİSK'in sendikaları, "yerli malı kullanımı", "yerli işyerlerini koruma" adı altında tezgâha düşürüp, işçi haklarını gasp etmeyi planladığı gibi.

Ve sorular...TL'nin değerinin artırılmasını savunan medyaya, hükümete, liberal çevrelere, patron takımına soruyoruz!
  • Özal'ın "Türk Parasının Değerini Koruma Kanunu'nu" kaldırmasını "devrim" ilan eden siz değil misiniz?
  • Daha üç ay önce, "Türk Lirası çok değerlendi" diye "dalgalı kur"a geçip, TL'yi bir kez daha "kaçılan para" yapan bu hükümet değil midir?
  • "Dalgalı kura geçişten iki gün önce Merkez Bankası'ndan 5-6 milyar dolar alıp spekülasyonla iki günde yüzde yüz vurgun yapan bankaların sahiplerinin "TL'yi değerlendirelim" kampanyası açmasına kim inanır?
  • Benzinin, doğalgazın, elektriğin... başlıca ham ve ara malın fiyatı dolara bağlanmış, faiz, borsa, döviz fiyatları dolara göre düzenlenmişken, yani "dolarizasyona evet" deyip dolara karşı çıkmak, "dolar kullanma" demek bir aldatmacı değil midir?
  • Daha üç hafta önce "dövize endeksli tahvil" çıkarıp bu tahvillerin gelirlerini vergi dışı bırakan bir hükümetin "TL'yi güçlendirin" çağrısına kim inanır?
  • Hem IMF-Derviş programını desteklemek hem de "TL'yi güçlendirelim" demek aşağılık bir ikiyüzlülük değil midir?
  • Hem "piyasa ekonomisini" savunmak hem de "TL'yi güçlendirelim", "Yerli malı kullanalım" demek çelişkiden de beter bir durum değil midir?
  • Hem, "küreselleşmeden yanayım", "AB'ye girelim" demek hem de "TL'yi güçlendirelim", "Yerli malı kullanalım" demek yığınları aldatmak değil midir?
  • Halkın güvenini yitirmiş, dolara tapanların temsilciliğini yapanların halka "TL'yi güçlendirelim, yastık altındaki dolar ve altınlarınızı verin de yatırıma dönüştürelim" çağrısı 50 yıldan beri halkın tasarruflarının yağmalanmasının yolu olarak kullanılan yol değil midir?
  • TL'yi güçlendirmenin, yerli malı kullanmanın tek yolu; "IMF'ye, piyasa ekonomisine hayır"; "Gümrük duvarlarının yükseltilmesi", "Ulusal tarım ve sanayiinin korunması", emperyalizmin değil ülkenin çıkarlarını koruyan politikalara yönelinmesi değil midir?Bu sorulara yanıt vermeden; "TL'yi güçlendirelim" kampanyası açmak, sadece adi bir popülizm değil halkın büyük sermaye çevreleri, rantiyeler, hortumcular tarafından bir kez daha aldatılmasıdır.
  • ÖNCEKİ HABER

    Kaldırım mühendisi!

    SONRAKİ HABER

    Üzeyir Garih öldürüldü

    Sefer Selvi Karikatürleri
    Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
    Evrensel Ege Sayfaları
    EVRENSEL EGE

    Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...