17 Ağustos 2001 21:00

Yalnızca kötü değil, zeki de

Sinema izleyicileri tarafından en kötü karakter olarak seçilen "Hannibal Lecter"i oynayan Anthony Hopkins, zeki kötü adamları oynamayı seviyor.

Paylaş
Yalnızca kötü değil, zeki deHafta içinde gazetelerde yer alan bir haber, sinema tarihinin en kötü insanlarının seçildiğini duyuruyordu. İnternet üzerinden 17 bin kişinin oyuyla, 30 filmdeki "kötü adam" karakterleri arasından en kötüsü seçildi. Seçilen karakterlerin son yılların 'kötü' adamları olduğu dikkate alınırsa, seçicilerin genç kuşaktan olduğunu söylemek mümkün. 1991 yılında gösterime giren ve sinemalarda büyük ilgi gören "Kuzuların Sessizliği" ve "Hannibal" filmlerinde Anthony Hopkins'in canlandırdığı "Hannibal Lecter" karakteri "en kötü adamlıkta" ilk sıraya yerleşirken onu "Yıldız Savaşları" filminde Dave Prowse'un canlandırdığı "Darth Vader" ve "Sapık" filminde Anthony Perkins'in canlandırdığı "Norman Bates" karakteri izledi. Oylamada, Robin Hood filminde Alan Rickman'ın üstlendiği "Nottingam Şerifi" dördüncü sıraya yerleşirken "Elm Sokağı'nda Kâbus" filminde Robert Englund'un hayat verdiği "Freddy Krueger" rolü ancak yedinci sıraya yerleşebildi. Sinema izleyicilerinin 'en kötü adam' seçtikleri Anthony Hopkins, yıllarını sinemaya vermiş olmasına rağmen bütün dünya tarafından tanınması kuşkusuz "Kuzuların Sessizliği" ile oldu. Aynı yıl "En İyi Erkek Oyuncu Oscarı"nı da kazanan Hopkins, daha sonraları "Howards End", "The Innocent", "Nixon", "Amistad", "The Mask of Zorro", "Instinct" ve "Mission: Impossible 2" gibi bilinen filmlerde de rol aldı. 1960 yılından beri tiyatro, televizyon ve sinemada birçok filmde görev alan oyuncunun en beğenilen karakterleri ise 'zeki kötü adamlar' oldu. 1937 yılının son günü, bir fırıncının tek oğlu olarak dünyaya gelen Gal'li aktörün oyunculukla tanışması 17 yaşında gerçekleşti. Londra Royal Academy of Dramatic Arts'ta oyunculuk eğitimi alan Hopkins, 1960'ta rol aldığı "The Quare Fellow"la ilk kez sahneye çıktı. Dört yıl boyunca bölge tiyatrosunda sahnelenen oyunlarda görev alan , "Julius Caesar" oyunuyla Londra seyircisiyle tanıştı. İngiliz tiyatrosunun klasik geleneğiyle yetişen aktör, bu gelenekle "öfkeli genç adam" görüntüsünü birleştirmeyi başarınca, gerek eski, gerekse de modern oyunlarda aldığı rolleri başarıyla canlandırdı.

Otuz beş yılAktörün sinemaya adım atışı ise 1967'de rol aldığı "The White Bus" filmiyle gerçekleşti. 1971 yılında "Young Winston" filminde canlandırdığı Lloyd George karakteriyle dikkatleri çekti. Hopkins'in Amerika'da da geniş kitleler tarafından tanınmaya başlaması 1974 yılında bir televizyon dizisi olan "QB 7"de aldığı Nazi yanlısı doktor rolü sayesinde oldu.Aynı yıl "Equus" ile Broadway'de sahne alan Hopkins, 1977 yılında oyunun beyazperdeye uyarlanması esnasında bu kez yönetmen olarak görev aldı. Pek çok televizyon dizisinde de rol alan Hopkins'in televizyonda canlandırdığı karakterler de çok çeşitliydi. Adolf Hitler, çocuk hırsızı Bruno Richard Hauptman, ve Notre Dame'ın Kamburu gibi rollerde yer alan aktör, 1991 yılında kendisine Oscar getiren "Kuzuların Sessizliği" filminde Jodie Foster ile başrolleri paylaştı. Filmde, zeki ama bir o kadar da tehlikeli bir doktor olan "Hannibal Lecter"ı canlandıran Hopkins, bu rolü canlandırmadaki başarısıyla sinema tarihinin unutulmaz tiplerinden birisini yarattı. 1993 yılında "The Remains of the Day"de İngiliz Lordu Darlington'ın disiplinli kâhyası Stevens rolüyle kamera karşısına geçen aktör, 1993'te rol aldığı "Shadowlands"te de merhametli yazar C.S. Lewis karakterini canlandırdı.

Nixon'ı oynadı1995 yılında Oliver Stone'un yönettiği "Nixon"daki Başkan Richard M. Nixon rolüyle izleyenlerin beğenisini toplarken o yılın Oscar'larına da aday olarak gösterildi. James Ivory'nin "Surviving Picasso" filmindeki Pablo Picasso performansının ardından, 1997'de rol aldığı bir Spielberg filmi olan "Amistad"daki rolüyle Oscar'da bu kez "En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu" dalında aday gösterildi. Aktör, 1998 yılında rol aldığı "Meet Joe Black"te William Parrish karakterini, "Mask of Zorro"da da Don Diego de la Vega/ Zorro karakterini canlandırdı. 1999 yılında Jon Turteltaub'un yönettiği "Instinct"te antropolog ve primatolog Ethan Powell rolünde yer alan Hopkins, 2000 yılında gösterime giren "Grinç" filminde öykücülük yapıyordu. Aktörün aynı yıl rol aldığı bir diğer film, John Woo'nun yönettiği, başrollerinde Tom Cruise, Thandie Newton ve Dougray Scott'un yer aldığı aksiyon/macera filmi "Mission Impossible 2" filmi idi.Geçtiğimiz sinema sezonunda gösterime giren ve "Kuzuların Sessizliği"nin devamı olarak çekilen "Hannibal" filmi, ilki kadar beğenilmese de Hopkins'in oyunculuğu yine konuşuldu. Hopkins'in son çalışmaları arasında "Hearts in Atlantis" ve "The Devil and Daniel Webster" yer alıyor.

Piyano virtüözü"Kuzuların Sessizliği" ile Oscar kazanan oyuncu, "The Lindbergh Kidnapping Case" ve "The Bunker" ile Emmy ödülü aldı. Empire Dergisi tarafından tüm zamanların en iyi 100 oyuncusu arasında gösterilen Hopkins, 1990 yılında çekilen "Dylan Thomas: Return Journey" belgesel ve 1996'daki "August" filmlerinde yönetmenlik yaptı. Aynı zamanda bir piyano virtüözü olan oyuncu bu iki filmin müziklerini de kendisi yaptı.
ÖNCEKİ HABER

Depremzedenin öfkesi

SONRAKİ HABER

Ahmet Turan Demir cezaevine girdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...