14 Ağustos 2001 21:00

Biraz da geçim için

Bir pazar zevki olarak bilinen oltacılık, son dönemlerde geçinme, en azından geçinmeye katkı sunma yoluna dönüştü. Kimisi ek iş gözüyle bakıyor, kimi fazla para harcamamak için denize olta sallıyor.

Paylaş
Biraz da geçim içinBülent KılıçDışarıdan bakıldığında "vakit geçirmek için gittikleri" düşünülen Galata Köprüsü oltacıları, aslında bu işi pek de "zevk olsun" diye yapmıyorlar. Geçinmek kriz koşullarında iyice zorlaşınca, balık tutmak ek iş kimliğine bürünmüş. Balık tutmanın maliyeti ise biraz yemlik midyeden ibaret.Cemal Özçelik, Galata Köprüsü'ndeki yaşlı oltacılardan biri. Ama balıkçılık geçmişi yaşına göre pek fazla değil. Çalıştığı motor fabrikasından emekli olunca, burayı mesken tutmuş. Özçelik, bu işi para kazanmak için değil, fazla para harcamamak için yaptığını söylüyor. "Eve yiyecek çıkarıyorum" diyen Özçelik, kahvede boş oturmaktansa böyle vakit geçirmenin kendisini rahatlattığını anlatıyor.

Limon satmak gibi...Bir diğer oltacı Bülent Çağlayan, bu işi ek iş olarak yapıyor. Asıl işi pazarcılık. Balık tutmasını memurun limon satmasına benzeten Çağlayan, pazarda iş olmayınca oltasını alıp köprünün yolunu tutuyor. Çağlayan, bu aralar hem pazarda hem de denizde iş olmamasından şikâyetçi. Baharat firmasında makinecilik yapan Yılmaz Gölen ise aldığı maaşın ve her gün biraz daha artan geçim sıkıntısının balık tutmayı cazip kıldığını söylüyor. İzin günlerini ve hafta sonlarını tamamen Galata Köprüsü'nde geçirdiğini söyleyen aktaran Gölen, sabah yer kapmak için erken gelmenin önemine vurgu yapıyor.

Bazıları için meslekSalih Özcan, hayatını Haliç'te balık tutarak kazananlardan. Sabah beş gibi hazırlıklarına başlayan Özcan, altı gibi attığı oltasını kimi zaman gece geç saatlere kadar bekletiyor. Mevsimi gelince yirmi kiloya kadar balık tutabildiğini söyleyen Özcan, altı senedir bu işi meslek edinmiş. Bir taraftan balık tutarken öbür taraftan tuttuğu balığı satmaya çalışan Özcan için en güzel aylar balıkların çoğaldığı sonbahar ayları.Balık tutmasının yanında olta da satan Özcan'ın oltaları 7 milyondan başlayıp 85 milyona kadar çıkıyor. Kilosunu üç milyondan sattığı izmarit ve istavritin, kilosu üç buçuktan satılan kefale göre daha tercih edilir durumda olduğunu söylüyor Özcan.
ÖNCEKİ HABER

İşsiz bir işçi kenti

SONRAKİ HABER

Barometre yükseliyor...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...