Medya çete peşinde koşarken

Medya çete peşinde koşarkenSeyit AldoğanATİNA - Yunanistan'da hükümetin yanı sıra muhalefet partileri, basın yayın kurumları, köşe yazarları ve bazı aydınlar, adli bir olayla kamuoyunu son bir haftadır oyalıyorlar. Olay şu: Mafyavari işlerle uğraşan Kostas Pasaris isimli bir genç, iki yıl önce polisle girdiği bir silahlı çatışma sonunda yakalanmış ve cezaevine konmuştu. İki ay önce de kendisini hastaneye götüren iki polisi, nereden edindiği bilinmeyen bir silahla hastanede öldürdü, bir gardiyanı ağır yaraladı ve kaçtı. Olayın ardından muhalefet hükümete yüklenmiş, gerici kalemler, "sert yasaların yoksunluğundan" dert yanmıştı. Ancak Kostas Pasaris ile ilgili son gelişme, tüm bu tartışmaları geride bıraktı. Emniyet aylar süren çalışmalardan sonra (mesela, Pasaris'e ulaşmak için önce cezaevi arkadaşları serbest bırakıldı, emirlerine de özel arabalar verildi vs.) Pasaris'in kaldığı evlerden biri tespit edildi. Geçen hafta eve bir operasyon düzenleyen polis, Pasaris'i barındıran bir genci gözaltına aldı ve eve karakol kurdu. Gelişmelerden habersiz olan Pasaris, durumu fark edince polisle çatışmaya girdi, evin çevresinde pusu kuran 200 polis arasından yaralı olarak kaçmayı bir kez daha başardı.

Firarın ettikleriPasaris'in, aralarında antiterör timlerinin de bulunduğu 200 polis arasından kaçması, bütün köşe yazarlarını, muhalefet partilerinin başkanlarını, milletvekillerini, ayağa kaldırdı. Hükümetin acizliğinden, polisin beceriksizliğinden, kanundışı bir gencin emniyeti rezil etmesinden bolca dem vuruldu. Medya kalemşorleri operasyon krokileri yayınlayarak, düşülmemesi gereken hataları madde madde sıralayarak, en azından Türkiyeli meslektaşlarından kalır bir tarafları olmadığını ortaya koydular. Televizyon kanallarında haber spikerliği yapan tanınmış gazeteciler, operasyonu "polis amiri" gibi tahlil ederek, "kabul edilemez hataları" gösterdiler. Gelişmelerden sonra Kamu Düzeni Bakanı Mihalis Hirisohidis, "yaraya neşter vuracağını" ve emniyete çeki düzen vereceğini ilan etti. Başbakan Kostas Simitis'in de benzer açıklamasının ardından, Emniyet Genel Müdürü İ. Yorgakopulos ve beş üst düzey emniyet yetkilisi görevden alındı. Emniyet Genel Müdürlüğü görevine, basında çıkan haberlere göre CIA ile ilişkileri oldukça iyi olan, kurum adına uluslararası görüşmelere katılan, ABD'de antiterör eğitimi almış Fotis Nasiakos getirildi. Bakan Hıristohidis'in son açıklamasında, emniyetin güçlendirileceğine vurgu yapılıyordu. Karşılıklı açıklamalar ve suçlamalar halen sürüyor. Olay, basında birinci haber.

Gündem dışı sömürüTüm bunlar yaşanırken, kapitalizmin barbarlığının ifadesi bir gelişme daha yaşandı ki, (Yunanistan Komünist Partisi dışında) hiçbir muhalefet partisi, hiçbir basın yayın kurumu, hiçbir köşe yazarı bu olayın üzerine gitme zahmeti göstermedi. Pasaris ile ilgili olay sırasında her biri terör uzmanı kesilen köşe yazarları, milyonlarca emekçiyi ilgilendiren bir olay karşısında dillerini yutmuş gibiydi. Mecliste onaylanan yasaya göre, artık işçi kiralayan şirketlere izin verilecek. Bu şirketler, binlerce, onbinlerce işsizle sözleşme yaparak onlara belirli bir aylık verecek. Şirket, işçiye ihtiyacı olan bir alana, (kamu sektörüne ya da özel şirketlere) işçi kirlayacak. İşçi, çalıştığı işyeriyle hiçbir sözleşme yapmayacak, hakkını arayamayacak, sendika isteyemeyecek ya da greve çıkamayacak. Çünkü işçinin patronu, çalıştığı değil, kendisini kiralayan kapitalist olacak. Emek kiralayan bu şirketler, her işçiyle 10'ar aylık sözleşmeler imzalayacak. Yeni yasa her yönüyle yeni köle pazarları oluşturmayı planlıyor. Bugüne dek kullanılan tüm haklar kaldırılıyor. Ve sermaye sınıfına sınırsız sömürü yollarını açıyor. Güdülen amacın iddia edildiği gibi işsizliği azaltmakla bir ilgisi yok. İşsizlikten sorumlu bir sistemin, emek sömürüsü üzerinden yeni vurgunlar vurma hesabıyla ilgisi var, İşçileri, emekçileri, örgütlenme gibi bir silahtan mahrum bırakmakla ilgisi var. Yasa aslında "insancıl kapitalizm" demagojilerinin boşluğunun bir kez daha görülmesi için iyi bir fırsat. Bir değişimden söz edilecekse, o da sömürünün daha da yoğunlaştığı, daha da saldırganlaştığıdır.Plan, sermayenin nasıl bir gelecek örgütlemeye çalıştığının da göstergesidir.