04 Ağustos 2001 21:00

Kimse aç kalmasın diye

Emeğin Partisi (EMEP)'nin Gebze'de yürüttüğü "İşsizliğe ve yoksulluğa hayır" kampanyasına katılan gençlerin ortak derdi; iş.

Paylaş
Kimse aç kalmasın diyeMuzaffer ÖzkurtEmeğin Partisi (EMEP)'nin Gebze'de yürüttüğü "İşsizliğe ve yoksulluğa hayır" kampanyasına katılan gençlerin ortak derdi; iş. Çünkü onları bunaltan da ailelerinden kopartan da işsizlik. Kendilerini değersiz hissetmelerine, ailelerinin yüzüne bakamamalarına, kendi deyimleriyle "sertleşmelerine" neden olan da bu.Üç gün olmuş EMEP'le tanıştıkları ve üç gün önce iki kişiyken, basın açıklamasına 20 kişi katılmışlar. Kahve, park ve iş aramakla geçen günleri şimdi "İşsizliğe ve yoksulluğa karşı" bir araya gelme ve aralarında yönetim seçtikleri bir sürece girmiş. Sayıları her gün biraz daha artıyor. Gençler iş aradıktan sonra kendileri gibilerle parkta bir araya geliyorlar. Şu sosyal patlama tartışmalarının çoğalmasıyla polis sayısı da artmış. Artık saat 22.00'den sonra kimseyi parka sokmuyorlar. Bu mahallelerden gelen gençlerle EMEP Gebze ilçe binasında yaptıkları sohbet onların yaşamlarını anlatıyor. Bir günlerini, üç aylarını, 8 senelerini...

Her yere yürüyerekYasin Balcı 24 yaşında. İnönü Mahallesi'nde oturuyor. Kendisi gibi olan gençlerin iş aradıkları bir günü anlatıyor: "15 gün oldu iş arıyorum. Artık babamın yüzüne bakamıyorum. Adam bu yaşta hurdacılık yaparak evi geçindiriyor. Para olmadığı için iş aramaya yürüyerek gidiyoruz. Geçen gün yürümekten bacaklarım ağrıdı. Çöktüm kaldım yürüyemedim. Her yere gidiyoruz iş yok. Bazen yağmur yağıyor sırılsıklam oluyoruz."Hikmet Uçar. O da 24 yaşında. "Taşı sıksak suyunu çıkartırız" diyor Hikmet, "Ama iş yok. Hamallık olsa yapacağım yeter ki ekmek parasını kazanayım." Hikmet 8 yıldır iş arıyor. Babası ile birlikte işlettikleri manav belediye tarafından yıkıldıktan sonra başlamış işsizlik. Üzerine bir de babası vefat edince hepten dağılmış aile. Annesi dayısının yanına gitmiş, abisi Bilecik'te bir fabrikada çalışıyor. "50 senelik köhne bir evde yalnız kalıyordum. Yaşlı bir adam var onu da bizim eve getirmişler perişan halde. Şimdi bir odada o bir odada ben kalıyoruz. Eve ekmek götüremiyorum. Sıcak bir ev, sabah kardeşlerini öperek işe gittiğim günleri istiyorum. Bunalıyorum ve ben bu yalnızlığı 8 yıldır yaşıyorum" diyor Hikmet ve devam ediyor: "Her sabah kahveye gidiyorum. Kahveci poğaça alırsa onu yiyorum. Almazsa aç açına iş arıyorum. Organize sanayiye gidiyoruz kıyafetin düzgün değil diye almıyor. Zaten kıyafetim düzgün olacak halde olsa iş aramam. Sonra parka gidiyorum arkadaşlarla oturup ne yapacağımızı konuşuyoruz."

'Aileleri kandırıyorlar'Erhan Özer Teknik Lise mezunu. Buna rağmen iş bulamadığını anlatıyor. Üç gün önce bir araya gelen 20 kişi içinde belirlenen yönetimin başkanı seçilmiş. "Ben kahveye gitmem. Çünkü ergen olmuş bir adamın önüne çay gelir. Bu çayın parasını veremiyorsan öl daha iyi" diyen Erhan, ev yaşamını ve sorunlarını anlatıyor: "İşsiz insan boş insandır, dışlanır. Babamdan utanıyorum. 30 yaşına geldim iş bulamıyorum. 20 sene madende ciğerlerini çürüten adam yine evin ekmeğini kazanıyor. Ailemin yüzünü görmemek için sabah erken gidiyorum akşam geç geliyorum. Onlar televizyonun etkisinde çok kalıyorlar. Kemal Derviş açıklama yapıyor her şeyi iyi görüyorlar. 'İş var çalışmıyorsun' diyor babam."İş ararken bekçiyi aşamamaktan yakınıyor işsiz gençler. Çoğu fabrikada başvuru dahi yaptırılmamış. Bir de torpil meselesi var. Hemen hemen hepsi bundan yıkınıyor ve "Kapıdaki adamın ilk sorduğu 'İçerde sana torpil yaptıracak adamın var mı?" oluyor" diyorlar.
ÖNCEKİ HABER

ANAP'a cila kongresi

SONRAKİ HABER

Marx'ın mezarı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa