02 Ağustos 2001 21:00

İsrail işgalinin öteki yüzü

Seyahat yasakları, onbinlerce Filistinliyi işsiz bıraktı. Filistinlilerin İsrail tarafında çalışabilmeleri için 25 yaşından büyük, evli ve çocuk sahibi olmaları gerekiyor. İşgal, endüstri, tarım ve hayvancılığı durma noktasına getirdi.

Paylaş
İsrail işgalinin öteki yüzü28 Eylül 2000'de başlayan İntifada, Filistin halkının, toprakları üzerindeki İsrail işgalinin daha fazla devamına ve taleplerinin kurtlar sofrasında koz olarak kullanılmasına karşı çıkışını ifade ediyor. Bu karşı çıkış, kitle eylemlerinde ve İsrail askerlerinin yanı sıra yerleşimcilerle olan diğer cepheleşmelerde gösterildi. İntifada, basit anlamıyla Filistin halkının İsrail işgal ve baskısını sona erdirmek, ulusal bağımsızlık ve tüm insanlar için geçerli olan özgürlük talebini gösteriyor. Ancak işgal halen sürüyor, hatta İsrail'in son dört aydaki eylemleriyle daha da genişliyor.Bu sayfada yer alan veriler, Filistinli işçilerin şemsiye örgütü, Filistin Genel İşçi Sendikaları Federasyonu tarafından derlendi. Filistin toprağındaki işgali, işgalin sadece askeri bir baskı değil, aynı zamanda mağdur ülkenin toprağını, doğal kaynaklarını tahrip eden insanlıkdışı uygulama olduğunu anlatıyor. Sendikaya göre, bugün yaşanan zulüm ve baskı, İsrail'in işgale başladığı 1967'den bu yana gerçekleştirdiği hiçbir eylemle kıyaslanamaz.İsrail işgalinin başlamasından bu yana birbiri ardına gelen İsrail hükümetleri, Filistin ekonomisini İsrail'e bağımlı kılmak için ellerinden geleni yaptılar. Filistin bölgeleri içindeki işgücü piyasasına dahil olmayı başardılar. Bu bağ, ekonominin farklı yönlerindeki bütünlüklü denetiminin yanı sıra, İsrail'e Filistin işgücü piyasasını tam olarak denetleme gücünü sağladı. Filistin Özerk Yönetimi'nin tüm düzenleme çabaları boşa çıktı. Bu başarısızlığın temel nedenlerinden biri, Filistin ekonomisini engelleyen Paris ekonomik anlaşması. Bu anlaşmanın her altı ayda bir geliştirilmesi öngörülmüştü, ancak İsrail anlaşmaya dair tüm değişiklik ve gelişim önerilerini tartışmayı reddetti.

Kapılar kapanınca İsrail, 27 yıllık işgal boyunca, barış sürecinin başlamasına dek İsrail işgücü piyasasının kapılarını Filistinli işçilere açmıştı. Filistinli işçilerin serbest dolaşımına hiçbir kısıtlama uygulanmaması gençlerin çoğunu okullarını bırakarak İsrail'deki işgücü piyasasına girmeye yöneltti. Barış süreci ve Oslo deklarasyonundan sonra İsrail hükümeti işçilerin İsrail'e girişini sınırlandırdı, manyetik kart, çalışma izni gibi uygulamalar getirdi ve yaş sınırlaması koydu. (İşçiler 25 yaşından büyük, evli ve çocuk sahibi olmak zorunda). Filistin bölgelerinde kapatmalar başladı. Eylül 2000 itibariyle İsrail'de çalışan (çalışma izni olan) yasal işçi rakamı, 40 bindi (24 bini Gazze'den, 16 bini Batı Şeria'dan). Buna ek olarak da 80 bin yasadışı (çalışma izni olmayan) işçi vardı.

KayıplarSadece inşaat sektöründeki toplam kayıp 99 milyon doları buluyor. Bu sektör toplam işgücünün yüzde 16'sını, vergiler sayesinde de ulusal geirlerin yüzde 12'sini oluşturuyor. Maliye Bakanı Yardımcısı Muhammed Salama, ulusal gelirlerin yüzde 80 oranında düştüğünü açıkladı. Bazı hammaddelerin yasaklanması çok sayıda fabrikanın kapanmasına yol açtı. Elektrik santrali, havalimanı, endüstri bölgeleri gibi birçok projeye son verildi. İşsizlik oranının yüzde 13'ten yüzde 55'e çıkması sonucu onbinlerce kişi işsiz kaldı. Bazı kamu hizmetlerinin, okulların, radyo istasyonlarının, elektriğin ve kanalizasyonunun altyapısı tahrip oldu. Çok sayıda ev tahrip oldu, kullanılamayacak durumda. Bazı bölgelerin yeniden işgal edilmesi ve tahrip edilmesi sonucu tarım ve turizm etkilendi.

BalıkçılıkGazze'deki toplam balıkçı sayısı 3860 kadar. Ortalama günlük gelirleri 13.5 dolar. Toplam kayıp 9 milyon 807 bin 930 dolar.

Turizm 29 Eylül'den bu yana turizm tamamıyla durdu. Yani kayıp yüzde 100, yaklaşık 150 milyon dolar. Kayıplara otel rezervasyonları, Beytüllahim'e Hıristiyanların dini ziyaretleri, seyahat acentelerinin, elişi yapanların, ulaşım sektörünün, restoranların kayıpları ve yurtdışındaki Filistinlilerin gelmemesinden doğan kayıplar dahil.

Çevreye verilen zarar:Bakanlık, İsrail'in seyreltilmiş uranyum (DU) içeren mermiler ve bombalar kullandığını açıkladı. Uluslararası alanda yasak olan bu madde, yaralıların vücutlarında da önemli hasara yol açıyor. Arap ülkelerinde tedavi gören 1500 kişide yapılan incelemede DU kullanımı doğrulandı. Madde, toprakta ve suda kalıcı ve ölümcül hasarlar bırakıyor.

Ulaşım sektörü:Bu kayıplar ikiye ayrılabilir: Emek gücündeki kayıp yüzde 4.8, yani 11 milyon 490 bin 180 dolar. Kamyon ve otobüs sahiplerinin uğradığı kayıp 416 milyon 205 bin 108 dolar. Ayrıca havacılıkta da 13 milyon 856 bin 570 dolarlık bir kayıp yaşandı. Toplam kayıp 439 milyon 61 bin 678 dolar.

Endüstrideki kayıplar: Filistin Özerk Yönetimi'nin kurulduğu 1993'ten bu yana endüstri yüzde 8'lik bir artış göstermişti. 29 Eylül'den 1 Haziran'a dek endüstri sektörlerinde yaşanan toplam düşüş yüzde 77,43 oranında. Endüstri Bakanlığı'nın açıkladığı yaklaşık kayıp ise 552 milyon 717 bin dolar. 1 Haziran itibariyle 57 fabrika tahrip edildi. Bunların 29'u Gazze'de, 28'i Batı Şeria'da. Bu nedenle meydana gelen zarar 24 milyon dolar. Endüst-rideki toplam zarar böylece 577 milyon dolara yaklaşıyor. Posta ve telekomünikasyon sektöründeki zarar da 14 milyon 415 bin 210 dolar.

Yoksulluk Mevcut durum, uygulanan engellemeler hem Filistin'de hem de İsrail'de çalışan işçileri doğrudan etkiliyor. İsrail işgücü piyasasındaki işgücü neredeyse durmuş durumda. İşsizlik bu nedenle Gazze'de yüzde 18'den yüzde 60'a, Batı Şeria'da da yüzde 11'den yüzde 50'ye çıktı. İşsizlik iç ticareti de etkiledi. Yoksuluk sınırının altında yaşayan ailelerin oranı yüzde 26'dan yüzde 40'a fırladı, halen de yükseliyor.
ÖNCEKİ HABER

Misilleme korkusu

SONRAKİ HABER

Ekonomi kısırdöngüde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa