26 Ağustos 2011 11:29

Asiye ve Zühre nasıl kurtulur?

Kadın çalışmaları atölyesine katılım zaman ilerledikçe artarken tartışmalar daha da derinleşmeye başladı. Atölye kadınların sorunlarına yönelik daha somut öneriler üretme eğiliminde  ilerliyor. Pazar günü başlayan atölyemizin 4. gününde, Bursa’dan katılan Filiz Abla bir işçi olarak özellikle

Asiye ve Zühre nasıl kurtulur?
Paylaş
Fulya Alikoç

İŞÇİ Mİ DEĞİL Mİ?

15’i erkek 55 katılımcıya ulaşan atölyemizi 4 tartışma grubuna ayırdık, 2 farklı emekçi kadın portresini konuşmak üzere. Kadınlardan biri 24 yaşındaki tekstil işçisi, bir çocuk annesi Zühre’ydi. Diğeri ise 32 yaşında 4 çocuk annesi ve evde parça başı üretim yapan Asiye. Tartışmamızın ilk sorusu Asiye’nin işçi olarak tanımlanıp tanımlanamayacağıydı. Asiye’nin bütün gün evde olması, yani evde üretim yapması işçi olarak tanımlanmasında bir sıkıntı olarak görünse de, emek gücünü sattığı ve meta ürettiği için işçi olarak tanımlanması gerektiği sonucuna vardık. Bunun yanı sıra Marksist teoride toplumsal üretimin üretim ve yeniden üretim kavramlarıyla ifade edilen ikili karakterine vurgu yapıldı. Buna bağlantılı olarak Asiye’nin meta üretim sürecindeki emekleri üretken emek olarak adlandırılırken ev içi emek (yemek, bulaşık, temizlik) ve çocuk bakımı için gün boyu sarf ettiği emeğin de yeniden üretken emek olduğu tespitinde bulunduk.
2. sorumuz ise şöyleydi: “Zühre’ye “çalışan bir anne” gözüyle bakılırken Asiye’ye “eve katkı sunan bir ev hanımı” deniliyor. Anne olmak, eş(evli) olmak ve işçi olmak tanımları düşünüldüğünde sizce bu yakıştırmalar doğru mu?​” Bu tartışma da vardığımız ilk sonuç bugün açısından emek kavramının, annelik, ev kadınlığı eş olmak gibi kadına yüklenen diğer ilişkilendirilmesi bir gerçek olarak karşımızda dururken aslında bunun doğru olmadığı oldu. Özellikle Asiye’nin kazandığı paranın “eve katkı” olarak algılanmamasının Asiye’ye işçi demekten kaçınmakla aynı zihniyet olduğunu söyledik ve bu yakıştırmaların yanlış olduğunu ortaya koyduk.     

EN TARTIŞMALI KONU:  ‘EV İÇİ EMEK ÜCRETLENDİRİLMELİ Mİ?​’

Asiye ve Zühre’nin durumlarını karşılaştırdığımızda Zühre’nin kolektif bir üretim ortamında olmasından dolayı daha avantajlı durumda olduğu cevabını verdiğimiz üçüncü soruda Asiye’nin en büyük dezavantajının bütün gün eve kapanarak toplumsal/sosyal entegrasyonunun zorlaması olduğunu gördük. Ayrıca, Asiye’nin parça başı üretimi çocuklarıyla beraber yaptığı gerçeği kadın emeği ile çocuk emeği sömürüsü arasındaki paralelliği açığa çıkardı. Zühre ve Asiye’nin çalışma koşulları arasındaki en önemli farklardan biri de Asiye’nin işverenlerinin kira-elektrik-su gibi üretim maliyeti kalemlerini Asiye’nin emeğinden çalmasıydı. Her ikisinin de esnek çalışma koşulları içerisinde emek sömürüsüne maruz kaldığını vurgularken, “Ev içi emek ücretlendirilmeli mi?​” sorusu ise tartışmalı konu oldu. Bir yandan ev içi emeğin neredeyse tamamının kadının üzerine yüklenmesi düşünüldüğünde ev kadınlarına maaş bağlanması onları rahatlatan bir unsur gibi görünürken kadının tamamen eve hapsolmasına hizmet edeceğini düşündüğümüzden 4. soruyu ev içi emeğin ücretlendirilmesi yerine devlet tarafından karşılanması gerek elzem bir ihtiyaç olduğunu ortaya koyduk. Emek gücünün cinsiyet ayrımı yapılmaksızın ücretlendirilmesi gerektiği ise vardığımız bir başka sonuçtu.  

ASİYE ZÜHRE’YLE EL ELE VERDİĞİNDE...

Dünkü atölyemizin en uzun süren tartışma sorusu “Asiye (ve tabi ki Zühre) nasıl kurtulur?​” oldu. Daha önceki soruları grup grup tartışırken bu soruya hep beraber cevaplar aradık. Öncelikle kadın emeğinin kayıt dışı esnek çalışma koşullarından kurtulması gerektiği, en genel hedefimiz olarak belirdi. Bu talep etrafında taşeronlaştırmaya karşı mücadelenin halkçı ve demokratik bir anayasa mücadelesinden ayrı yürütülemeyeceğini gördük. Asiye’nin mahallesinde kendi gibi parça başı çalışan diğer kadınlarla birlikte üretimini kolektifleştirme yoluna girmesi ve yerel yönetimlerden kadınlara istihdam alanı açılması talebi etrafında örgütlenebileceği bir başka önerilerden biriydi. Sendikaların kayıt dışı taşeron çalışmaya karşı daha kapsamlı çalışmalar yürütmesi ise olmazsa olmaz bir koşul olarak ifade edildi.

Çalışmanın esnekleştirilmesinin kaçınılmaz sonuçlarından biri olarak işçi ve işveren arasındaki iş sözleşmesinin sözlü ve bireysel bir düzeye çekilmesi kadın emeği sömürüsünü pekiştiren bir unsur olarak ortada duruyorken Asiye’nin durumunda çalışma koşullarının ev temelli çalışan kadınlar tarafından belirlenmesini hedefleyen bir örgütlülüğün oluşturulmasının bir diğer ihtiyaç olduğunu düşündük. Bütün bunlarla birlikte söylediğimiz bir başka şey daha oldu: Asiye Zühre’yle el ele verdiğinde kurtulur.. (İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Kampın ‘Yetenek sizsiniz’i atölyeler...

SONRAKİ HABER

‘Sağlık çalışanlarının sağlığı tehdit altında’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...