Kampın ‘Yetenek sizsiniz’i atölyeler...
Kürtçe Tiyatro Atölyesi Yürütücüsü Çetin Erol, özellikle Kürtçeyi iyi bilen ve kendisini ifade etmekte herhangi bir sıkıntısı olmayanlarla çalışmaya başladık diyerek “Atölyede pratiğe dayalı deneysel çalışmalar yaptık. Yani yarın bir gün Kürtçe tiyatroya yönelmek isteyen gençlere bir kapı aralayabilecek bir atölye olarak düşündük” diye konuştu. Şu ana kadar atölyeye katılan katılımcıların emek sarf ettiğini ve bu durumun kendilerini umutlandırdığını belirten Erol, “Burada kısıtlı zamana rağmen neler yapabiliriz bu süre içinde ne yapabileceğimizi planladık” dedi.
SORUNLARA ORTAK ÇÖZÜM ARANIYOR
Baskı ve Resim Atölyesinin diğer atölyelerden farklı olarak, herkesin katılabileceği bir atölye olduğuna dikkat çeken Nejla Atay Sunsağlam, “En başta baskı için kalıp hazırladık ve kalıpları boyadığımızda güzel bir çalışmanın ortaya çıktığını gördük” dedi. Dikili’de düzenlenen kamptan bu yana gençlik buluşmalarına katıldığını söyleyen Sunsağlam, “Kampta paylaşımcı bir ortam var. Herkes bütün işleri birlikte yürütüyor ve sorunlara ortak bir çözüm arıyor” dedi.
KÜRTÇE ATÖLYESİNE YOĞUN İLGİ
Şevin Kaya: Ben Kürtçeyi fazla bilmiyordum. İç Anadolu’da yaşadığımız için, Kürtçemiz de biraz asimile olmuş. Burada öğrendiğimiz biraz daha akademik bir Kürtçe. Altıncı güne geldiğimiz halde mamosteden (hoca) çok şey öğrendik. İnsan ana dilini tam anlamıyla öğrendikçe ve konuştukça kendisini daha iyi hissediyor.
Ferda Yanık: Ben edebiyatı seviyorum, şiire de ayrı bir ilgim var. Edebiyat beni hayatın sıkıcı yanlarından uzaklaştırıyor. Harita Mühendisliği öğrencisiyim, mühendislik atölyesine de gittim ama yok burası benim yerim değil dedim. Edebiyat atölyesinde düzenli ve hep birlikte bir çalışma yürüttük. Paylaşımlar çok güzeldi. Bir şiiri tek başına okumakla hep birlikte okumak arasında fark var. Ya da sen okurken başkasının dinlemesi çok güzel.
Ulaş Can: Bu kampa ikinci katılışım. İMES işçisi olarak katılıyorum. Çoğunlukla Türk işçilerin çalıştığı sanayi havzasıdır İMES. Geldiğim günden beri Kürtçe Atölyesindeyim. Ailemin konuştuğu dil Kürtçe ama biraz asimile olmuş bir durumda.Hocamızın bize öğrettiği daha akademik bir Kürtçe. Atölyede kampa katılan Türk arkadaşlar tarafından da ilgi görmekte. Kürtçenin ülkeyi böleceği de söyleniyor ama bu kampta öyle olmadığını gösterdik biz.
Atölyelerinin adını Düşbaz Edebiyat Atölyesi koyan ve kampın teması olan “İnsanlığa Bilime Doğaya Özgürlük” şiarıyla çalışmalarına başladıklarını ifade eden Şair Mustafa Köz “Kamp alanını gezip, buna uygun şiirler yazmayı düşündük. Ve Japon şiir tarzı olan Haiko adlı üç dizelik şiirler yazmaya başladık” dedi. Köz ayrıca, kampa katılan gençlerden barış hakkında düşüncelerini anlatan şiirler yazmalarını istediğini ve bunları da tek bir şiir haline getirip, Türkçe ve Kürtçe olarak sunacaklarını ifade etti. Fotoğraf atölyesiyle de ortak bir çalışma yaptıklarını söyleyen Köz, “Özcan Yaman ve öğrencilerinin çektiği fotoğraflara bakarak şiir ya da bir iki cümle yazalım dedik. Kampa katılan gençlere bir şeyler öğretirken ben de onlardan bir şeyler öğrendim. Bu şekilde bir zenginleşme oluyor. Kampın amacı da o zaten. Sadece atölye hocaları öğrencilerle bir şeyler paylaşmıyor onlar da bizlere bir şeyler katıyorlar” dedi. Gençlerin yeni bir dünya kurma isteğinin kamp alanına sindiğini kaydeden Köz “Ben de her yıl gençlerle birlikte tazeleniyorum.” (Selçuk/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et