30 Temmuz 2001 21:00

Işığın neonla dansı

Şehir ışıkları üzerine çok şiir yazılmış ve çok söz söylenmiştir; ya o ışıkların sürekliliğini sağlayan neon gazını işleyenler, o ışıklı tabelaları yapanlar? Neonculardan, yani bu ışıklı tabelaları hazırlayan işçilerden sadece 6 tane kalmış İstanbul'da. Onlar da Beyoğlu'nda toplanmış.

Paylaş
Işığın neonla dansıBülent KılıçNeoncuların tümü Beyoğlu'nda toplanmış. Işıklı tabelaları yapanlara, halk arasında neoncu denmesinin nedeni, cam borulara doldurularak ışığın sürekliliğini sağlayan neon gazı. Neoncular, reklam şirketleri tarafından yapılan çizimler üzerinde çalışıyorlar.Neoncu Bekir Kılıç, "Büyük marketlerde, işyerlerinde, gazinolarda, sokak başlarında gördüğünüz ışıklı reklamlar hep bizim ürünümüz" diye söze başlıyor. Yaklaşık on yıl önce Ardahan'dan İstanbul'a göç etmiş Kılıç ve İstanbul'daki serüveni gazino garsonluğu ile başlamış. Gazinoya ışıklı tabela yapmak için gelip giden Trabzonlu bir neoncuyla tanışan Kılıç, kısa süre sonra da sempati duymaya başladığı neon işine başlamış. Yaklaşık dört yıl çırak olarak çalıştıktan sonra kendi yerini açmaya karar veren Kılıç, "Tam Neonculuk Atölyesi"ni açarak üretmeye başlamış.

En büyük sorun sıcakEn büyük sorunun sıcak ocağın başında çalışmak olduğunu söyleyen Bekir Kılıç, kendisinin zamanla bu sıcaklığa alıştığını ancak yanında çalışan arkadaşının zaman zaman sıcaktan baygınlık geçirdiğini söylüyor. İki çocuğu bulunan usta, oğlunu iyi bir şekilde okutmayı düşünüyor fakat bu mesleği de mutlaka öğrenmesinden yana.Bekir Kılıç, bir yandan çalışıyor, diğer yandan neonculuğun 'inceliklerini' anlatıyor. Işıklı bir tabelanın hammaddeleri, işlendiğinde her türlü rengi kazanabilen kimyasal tozlar, cam borular, işlenme aşamasında etkili olan argon gazı ve kazanılan rengi muhafaza eden neon gazı. Öncelikte tüpü yakarak, argon gazı ile cama, şablonlarla gelen şekli veren Bekir Kılıç, daha sonra kimyasal tozlarla istenilen rengi elde ederek camın içine yerleştiriyor.

Vazgeçilemez el sanatıOcağın başında cam tüplere şekil veren Bekir Kılıç, renk kazanan cam tüpten basınç makinesiyle havayı çekip neongazını da koyduktan sonra, sürekli ışıldayan bir reklam tabelası ortaya çıkıyor. Harfinin on beş milyon liradan yapıldığı reklam yazılarının dışında figürler de çizdiğini söylüyor Kılıç. Geçen yıllarda çizdiği bir insan figürünün aşağı sokakta hâlâ ışıldadığını övünerek anlatıyor. Bu işin kendisi için vazgeçilmez bir el sanatı olduğunu dile getiren Kılıç, sakız haline gelen camın çok dikkatli bir şekilde işlenmesinin gerekliliğine değiniyor.

Kriz olumsuz etkilediKriz, bütün esnafları olduğu gibi, neoncuları da kötü etkilemiş. On beş gündür tüp açamadıklarını anlatan Bekir Kılıç, bunun nedenini yurtdışından gelen hammaddelere bağlıyor. Yükselen dövizle beraber ışıklı reklamın da yüksek bir maliyete ulaştığını söyleyen Kılıç, dövizin yüksek seyrine el emeği de eklenince tabela maliyetin bir hayli yükseldiğini söylüyor.Türkiye çapında iş yaptığını ve geçen yıl Adana'ya ve hatta Münih'e çalıştığını belirten Bekir Kılıç, neoncunun az bulunmasını işi bilenin ve yapanın az olmasına bağlıyor.
ÖNCEKİ HABER

İncirlik'te kaçak işçi sayısı artıyor

SONRAKİ HABER

Hazar kaynakları paylaşılamıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...