26 Temmuz 2001 21:00
Pişkinsüt: OHAL sansürü utanç verici
Pişkinsüt: OHAL sansürü utanç verici
Gazetemizin yayın hayatına girdiği ilk sayısında OHAL'in sansürüne uğramasına tepki gösteren Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt, bu tür uygulamaların demokrasi açısından utanç verici olduğunu söyledi.
Pişkinsüt, gazetemize yaptığı açıklamada, her yıl sansürün kaldırılışının biçimsel olarak kutlandığını hatırlatarak, "Acaba Türkiye'de sansür gerçekten kalktı mı?" diye sordu. Kaba anlamda sansür uygulamalarının örneklerinin hâlâ yaşandığını, Evrensel'in OHAL bölgesine sokulmamasının bunun bir örneği olduğunu ifade eden Pişkinsüt, basın ve medyanın ekonomik güç odaklarının denetimine girmesine de dikkat çekti. Basının ve medyanın büyük ölçüde ekonomik güç odaklarının denetiminde olması nedeniyle halkın gerçek bilgi almasının önüne geçildiğini ifade eden Pişkinsüt, bu durumun sadece Türkiye'ye özgü olmadığının da altını çizerek, "İtalya bunun en tipik örneğidir" dedi.
Dolaylı ama çok daha etkin bir sansür olan, basın ve medya kuruluşlarının ekonomik güç odaklarının denetimine geçmesini önlemenin mücadelesi verilmesi gerekirken, hâlâ kaba sansür uygulamalarıyla uğraşıldığını hatırlatan Pişkinsüt, "Bunlar demokrasimiz açısından utanç oluşturmaktadır. İfade ve düşünce özgürlüğü açısından da göstermelik atılımlardır" diye konuştu.
'Kabul edilemez' Genel-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada da, OHAL yasağı ile halkın haber alma hakkının kısıtlandığı ve engellendiği belirtildi. Yaşamın her alanında daha çokdemokratikleşme talebi varken herhangi bir yayın organının yasaklanmasının ve sansüre tabi tutulmasının kabul edilebilir bir durum olmadığının ifade edildiği açıklamada, "Emekçilerin sesi olmuş Günlük Evrensel gazetesinin OHAL bölgesinde yasaklanması kararının bir an önce kaldırılmasını istiyoruz" denildi.
Haber alma özgürlüğüne darbe Tüm Banka-Sen İzmir Bölge Başkanı Mustafa Berberoğlu, işçinin, memurun, emekçinin sesi olan, gerçek haber sunan Günlük Evrensel gazetesinin ülkemizin 80 ilinden 76'sına girerken 4 ilimize OHAL yasağı nedeniyle girememesini halkın haber alma özgürlüğüne indirilmiş bir darbe olarak gördüğünü belirtti. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Şirketler için kriz fonu Devlet Bakanı Kemal Derviş, "zor durumdaki şirketleri kurtarmak için" yeni bir fon kuracaklarını söyledi. Rehabilitasyon ve Yeniden Yapılandırma Fonu adıyla kurulacak fon, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'ndan sonra ülke kaynaklarını bankalara ve şirketlere aktaran ikinci bir fon olacak. Derviş programında revizyon tartışmaları Uluslararası Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fisher'in Türkiye ziyareti nedeni ile yoğunlaşırken, patronlar programda kendilerine yönelik revizyon isteklerini dile getirmeye başladılar. "Şimdiye kadar mali sektöre yardım edilde, şimdi sıra bizde" diyen patronlar ihracat kolaylığından, teşviğe, ucuz enerjiden SSK primlerinin düşürülmesine kadar pek çok konuda isteklerini dile getirmeye başladılar. Patron örgütleri IMF'nin ve Dünya Bankası'nın vereceği kredilerden de pay istediler. Patronlar inracatı destekleyen Eximbank'a kaynak ayrılmasını da istediler. Patronlar Eximbank'a verilecek paranın kaynağını da IMF ve Dünya Bankası kredileri olarak gösteren patron örgütleri bunu "reel sektörü canlandıracak" önlemler dizisinin ilk uygulaması olarak tanımlıyorlar.
Yeni fon hazırlığı Derviş programına 14.5 milyar dolarlık kredi desteği sağlama sözü veren IMF ve Dünya Bankası bu güne kadar 1.5 milyar dolarlık iki kredi dilimini serbest bıraktı. Bu para "mali sistemin rehabilite edilmesi" amacı ile mali sektöre aktarılırken aslan payını Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu bünyesine alınan batık bankalar aldı. Türkiye ekonomisine 20 milyar doların üstünde zarar veren bu bankalar IMF ve Dünya Bankası'ndan gelen paralarla sermaye yapıları güçlendirilerek satışa çıkarılıyor. Batık bahkalardan Demirbank'ın HSBC'ye, Sümerbank'ın ise OYAK ve yabancı bir ortağına satılması gündemde. Diğer bankalar için ise özellikle yabancı bankalar sıraya girmiş durumda. Bu durumda IMF bir eliyle verdiğini diğeriyle geri alırken kredilerin geri ödemek yine emekçilere kalacak. Mali piyasaların bu şekilde IMF kredilerini "yalayıp yutması" sanayicilerin de ağzını sulandırdı. Derviş ile yaptıkları her görüşmede taleplerini dile getiren ve "yardım sözü" alan patronlar bunun bir an önce hayata geçirilmesini istiyorlar. Derviş de önceki gün İstanbul Sanayi Odası'nda yaptığı konuşmada bunun işaretlerini verdi. Derviş, zor durumda kalan şirketlerin kapanmasını önleke için bir Rehabilitasyon ve Yeniden Yapılandırma Fonu kuracaklarını açıkladı. Böylece Derviş "şirket kurtarma" adı altında patronlara yeni kıyakların sözünü vermiş oldu.
'Kabul edilemez' Genel-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada da, OHAL yasağı ile halkın haber alma hakkının kısıtlandığı ve engellendiği belirtildi. Yaşamın her alanında daha çokdemokratikleşme talebi varken herhangi bir yayın organının yasaklanmasının ve sansüre tabi tutulmasının kabul edilebilir bir durum olmadığının ifade edildiği açıklamada, "Emekçilerin sesi olmuş Günlük Evrensel gazetesinin OHAL bölgesinde yasaklanması kararının bir an önce kaldırılmasını istiyoruz" denildi.
Haber alma özgürlüğüne darbe Tüm Banka-Sen İzmir Bölge Başkanı Mustafa Berberoğlu, işçinin, memurun, emekçinin sesi olan, gerçek haber sunan Günlük Evrensel gazetesinin ülkemizin 80 ilinden 76'sına girerken 4 ilimize OHAL yasağı nedeniyle girememesini halkın haber alma özgürlüğüne indirilmiş bir darbe olarak gördüğünü belirtti. src=/resim/b1.gif width=5>



Şirketler için kriz fonu Devlet Bakanı Kemal Derviş, "zor durumdaki şirketleri kurtarmak için" yeni bir fon kuracaklarını söyledi. Rehabilitasyon ve Yeniden Yapılandırma Fonu adıyla kurulacak fon, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'ndan sonra ülke kaynaklarını bankalara ve şirketlere aktaran ikinci bir fon olacak. Derviş programında revizyon tartışmaları Uluslararası Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fisher'in Türkiye ziyareti nedeni ile yoğunlaşırken, patronlar programda kendilerine yönelik revizyon isteklerini dile getirmeye başladılar. "Şimdiye kadar mali sektöre yardım edilde, şimdi sıra bizde" diyen patronlar ihracat kolaylığından, teşviğe, ucuz enerjiden SSK primlerinin düşürülmesine kadar pek çok konuda isteklerini dile getirmeye başladılar. Patron örgütleri IMF'nin ve Dünya Bankası'nın vereceği kredilerden de pay istediler. Patronlar inracatı destekleyen Eximbank'a kaynak ayrılmasını da istediler. Patronlar Eximbank'a verilecek paranın kaynağını da IMF ve Dünya Bankası kredileri olarak gösteren patron örgütleri bunu "reel sektörü canlandıracak" önlemler dizisinin ilk uygulaması olarak tanımlıyorlar.
Yeni fon hazırlığı Derviş programına 14.5 milyar dolarlık kredi desteği sağlama sözü veren IMF ve Dünya Bankası bu güne kadar 1.5 milyar dolarlık iki kredi dilimini serbest bıraktı. Bu para "mali sistemin rehabilite edilmesi" amacı ile mali sektöre aktarılırken aslan payını Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu bünyesine alınan batık bankalar aldı. Türkiye ekonomisine 20 milyar doların üstünde zarar veren bu bankalar IMF ve Dünya Bankası'ndan gelen paralarla sermaye yapıları güçlendirilerek satışa çıkarılıyor. Batık bahkalardan Demirbank'ın HSBC'ye, Sümerbank'ın ise OYAK ve yabancı bir ortağına satılması gündemde. Diğer bankalar için ise özellikle yabancı bankalar sıraya girmiş durumda. Bu durumda IMF bir eliyle verdiğini diğeriyle geri alırken kredilerin geri ödemek yine emekçilere kalacak. Mali piyasaların bu şekilde IMF kredilerini "yalayıp yutması" sanayicilerin de ağzını sulandırdı. Derviş ile yaptıkları her görüşmede taleplerini dile getiren ve "yardım sözü" alan patronlar bunun bir an önce hayata geçirilmesini istiyorlar. Derviş de önceki gün İstanbul Sanayi Odası'nda yaptığı konuşmada bunun işaretlerini verdi. Derviş, zor durumda kalan şirketlerin kapanmasını önleke için bir Rehabilitasyon ve Yeniden Yapılandırma Fonu kuracaklarını açıkladı. Böylece Derviş "şirket kurtarma" adı altında patronlara yeni kıyakların sözünü vermiş oldu.
Evrensel'i Takip Et