19 Temmuz 2001 21:00

120 bilim insanından

   Normandy'cilere yanıt

Paylaş
120 bilim insanından Normandy'cilere yanıt
Yeni adı Normandy olan Bergama Ovacık Altın Madeni İşletmecisi Eurogold'un, 15 "bilim insanı"nı kullanarak başlattığı ve siyanürlü atık havuzunda yüzme ve su içirme ile sürdürdüğü kampanyaya 120 bilim insanından yanıt geldi. TMMOB'a bağlı Çevre, Jeoloji, Kimya ve Metalurji Mühendisleri Odaları ile bir araya gelen 14 ayrı üniversiteden 120 bilim insanı, siyanürlü altın çıkarmanın riskler barındırdığını ortaya koyarak, yargı kararlarının uygulanmasını, firmanın yasadışı faaliyetine son verilmesini istedi.
Jeoloji Mühendisleri Odası'nda basın toplantısı düzenleyen odalar ve bilim insanları, halka ve yargı kararlarına rağmen, sürdürülen yalan kampanyaları ile üretime başlayan Normandy Şirketi'nin kampanyasına alet olan akademisyenleri de kınadılar. Toplantıda konuşan TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Ethem Torunoğlu, Başbakanlık talimatlarıyla siyanürle altın çıkarmanın zararlı olmadığına dair TÜBİTAK'a raporlar hazırlatıldığını, son olarak da atık havuzunda yüzüp, bir dönem radyasyonlu çayları halka içirenler gibi su içerek şov yapıldığını anlatarak, siyanürle altın işletmenin kamu yararı taşımadığını vurguladı.
'Ya mahkemeler, ya maden'
Torunoğlu, basında köylülerin altını görünce madene karşı çıkmaktan vazgeçtiğine dair haberler çıktığını anımsatarak, "Geçen hafta Bergama'daydık. Köylülerin fikri kesinlikle değişmemiş. 'Ya mahkemeler kapatılsın ya da maden' diyorlar. Madene yakın tütün ve pamuk tarlalarında ciddi bozulmalar var" dedi. Maden lehine açıklama yapan akademisyenler için ise Torunoğlu, "Ne idüğü belirsiz 15 tekelin sözcülüğünü yapanlara karşı gerçek bilim insanları ve aydınlar olarak bu madene karşıyız. Şirket ülkeyi terk edene kadar mücadelemiz sürecek" dedi.
6500 değil 300 ton
Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Aydın Çelebi, 6500 ton altın çıkarılacağını ve 400 milyar dolar gelir elde edileceğini öne süren şirketin gerçekleri çarpıttığını vurgulayarak, 6500 rakamının şu anda Normandy şirketinde bilgi işlem müdürü olarak çalışan Prof. Dr. Ayhan Erler ve Vedat Övgün'ün yaptığı bir modelleme çalışması tahminlerindeki üst rakam olduğunu, çalışmada 1700 ile 6500 ton arasında altın bulunabileceğinin belirtildiğini, ancak özellikle en üst rakamın kamuoyuna duyurulduğunu söyledi. Maden Tetkik Arama'nın madende, 300 ton civarında ve yine Eurogold Şirketi adına Vedat Övgün'ün 1996'da 135 bin ton civarında altın bulunduğuna ilişkin verilerinin bulunduğuna dikkat çeken Çelebi, "Kriz ortamından yararlanarak kamuoyu yanlış bilgilendirilmek ve yönlendirilmek isteniyor" dedi. Çelebi, 15-20 yıldan sonra ancak yılda 1 milyar dolar gelir elde edilebileceğini, bunun da Türkiye için abartılacak bir kaynak olmadığını ifade ederek, "Sıkışan şirketin son çırpınışları bunlar. Tahrip edilmiş doğa, hastalıklı bir nesil oluşacak, ülke, toplum zarar edecek, emperyalist şirket kazanacaktır sadece" dedi.
Atık sorunu
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gürel Nişli ise, şirketin kullandığı siyanürlü altın çıkarma yönteminin eski ama verimli bir yöntem olduğunu belirterek, buna rağmen risklerinin büyük olduğunu vurguladı. Nişli, arıtmanın tam olarak yapılamadığını, arıtma mekanizmasının açık ve net olmamasının da riskleri artırdığını ifade etti. Nişli, atıkların çözümünün güç olduğunu kaydederek, ABD'de ve aynı yöntemle altın çıkarılan diğer ülkelerde atık sorunuyla karşılaşıldığını, atıkların temizlenmesinin elde edilen kazancı aşan maliyete sahip olduğunu vurguladı. Arıtmada yaşanacak herhangi bir aksama sonucunda 24-48 saat içinde her şeyin olup biteceğini ve engel olunamayacağını belirten Nişli, bu süre içinde siyanür ve ağır metallerin yol açacağı kirliliklerin çözülemeyeceğine dikkat çekti.
Halka ve hukuka rağmen
Çevre Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Tezcan Abay, 3.5 milyon tonluk tehlikeli atık oluşacağını belirterek, bu atıkların temizlenmesi için 800 milyon dolar harcanması gerekeceğini söyledi. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gürol Ergin ise "Halka ve hukuka karşı bir yönetim var Türkiye'de. İsterse kirletmesin maden, yörenin halkı istemediği takdirde hiçbir yönetim o madeni açamaz" dedi. Ergin İstanbul'da şirket lehine açıklama yapan 15 akademisyeni kınadıklarını vurgulayarak, "Madem Türkiye'nin bu kadar altın rezervi vardı, bu isimler bugüne kadar neden sustular, neredeydiler? Başka amaçları varsı bunu halkın bilmesi gerekir" dedi.
Atık havuzu baştan savma
ODTÜ Mühendislik Bilimleri Bölümü'nden Doç. Dr. Zülfü Aşık, atık barajının dere yatağına yapılmasının ve atık barajındaki plastik örtüde yırtılmalar, delikler olmasının çok önemli riskler olduğunu söyleyerek, şirketin süzme deneylerini yapmadığına, atık havuzunun da baştan savma olduğuna dikkat çekti.
Papua Yeni Gine'de aynı şirketin bıraktığı atıklardan zarar gören halkın Avustralya'dan tazminat kazandığını belirten Aşık, şirketin pek çok ülkede madeni olduğunu ve sicilinin temiz olmadığını dile getirdi.
ODTÜ Ekonomi Bölümü'nden Yard. Doç. Dr. Serap Türüt Aşık ise, altının fiyatının düştüğüne, altına talebin azaldığına işaret ederek, 'Türkiye'nin kriz nedeniyle bu maden sayesinde çok kazanacağı' sözlerinin gerçeği yansıtmadığını kaydetti. ODTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü'nden Doç. Dr. Göksel Demirer ise; Türkiye'de içme suyu, evsel atık, sanayi atıklarının ancak ortalama yüzde 10'unun arıtıldığına dikkat çekerek, "Daha basit atıkları arıtmayı beceremeyen bir ülkede, siyanür içeren suların, atıkların arıtılacağı konusunda bana nasıl garanti vereceksiniz? Şirketin verdiği garanti bana inandırıcı gelmiyor" dedi.
ÖNCEKİ HABER

Programın altında kaldılar

SONRAKİ HABER

OHAL'in 15 yıllık tahribatı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa