18 Temmuz 2001 21:00
İşkenceciye yine komik ceza
Gözaltındayken işkenceyle öldürülen Birtan Altınbaş adlı üniversite öğrencisi ile ilgili dava 10 yıllık mahkeme sürecinin ardından dün sonuçlandı. 
İşkenceciye yine komik ceza
Gözaltındayken 1991 yılında işkenceyle öldürülen Birtan Altınbaş adlı üniversite öğrencisi ile ilgili dava sonuçlandı. Sanık polislerden 4'ü "suçunu itiraf ettirmek amacıyla öldürmek kastı taşımaksızın belli olmayacak şekilde ölümüne sebebiyet verdikleri" nedeniyle 4 yıl 5 ay 10'ar gün hapis cezasına mahkûm oldu.
Altınbaş'ın işkence sonucu öldürülmesi ile ilgili davanın 20. duruşması dün Ankara 2 No'lu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya, sanık polis Hasan Cavit Orhan, İbrahim Dedeoğlu ve avukatları ile müdahil avukatlar katıldı. Mahkeme Başkanı Nuri Yılmaz, sanıklardan Süleyman Sinkil ve Sadi Çaylı'nın avukatları Altınbaş'ı yakalayıp polise veren bir jandarma başçavuş ile 2 nezarethane görevlisinin tanık olarak dinlenmelerini istedi. Yılmaz, Cumhuriyet Savcısı Şemsettin Yeşil'in de talebi doğrultusunda, avukatların talebini reddetti.
Sanıklar Sinkil ve Çaylı'nın avukatı, esas hakkındaki savunmasında, Adli Tıp Kurumu'nca düzenlenen raporun yetersiz olduğunu ileri sürerek, durumun kuşkulu kaldığını iddia etti. Sanık Dedeoğlu da esas hakkındaki savunmasında, işkence yapmadığını, konumu itibariyle doğrudan sorgulara katılmadığını ileri sürdü. Sanık polis Orhan ise polislik mesleğini överek, talimatlar doğrultusunda hareket ettiğini savundu. Altınbaş'ın açlık grevinden fenalaştığını iddia eden Orhan, doktorun da bu durumu onayladığını söyledi.
Daha sonra kararını açıklayan mahkeme, sanıklar İbrahim Dedeoğlu, Sadi Çaylı, Hasan Cavit Orhan ve Süleyman Sinkil'in "suçu itiraf ettirmek amacıyla öldürmek kastı taşımaksızın müessir fiilde bulunarak faili belli olmayacak şekilde maktulün ölümüne sebebiyet verdikleri" nedeniyle Türk Ceza Kanunu (TCK)'nun 425/1 maddesi uyarınca 8'er yıl ağır hapis cezalarına çarptırıldığını açıkladı. Ancak sanıklar hakkında tüm indirim hükümleri uygulanarak cezalar 4 yıl 5 ay 10 güne düşürüldü. Hapis cezası alan sanıklara, 3'er yıl kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası da verildi. Sanıklardan Tansel Kayhan, Talip Taştan, Mehmet Kırkıcı ve Muammer Eti'nin "atılı suçu işledikleri yolunda iddiadan başka cezalandırılmalarına yeterli delil elde edilemediğinden" beraatlarını kararlaştıran mahkeme, Ahmet Taştan ve Naim Kılıç'ın uzun süren aramalara rağmen yakalanmadıklarından, bu sanıklar yönünden dosyanın ayrılmasına ve giyabi tutukluluk durumunun devamına karar verdi.
Gözaltındayken 1991 yılında işkenceyle öldürülen Birtan Altınbaş adlı üniversite öğrencisi ile ilgili dava sonuçlandı. Sanık polislerden 4'ü "suçunu itiraf ettirmek amacıyla öldürmek kastı taşımaksızın belli olmayacak şekilde ölümüne sebebiyet verdikleri" nedeniyle 4 yıl 5 ay 10'ar gün hapis cezasına mahkûm oldu.
Altınbaş'ın işkence sonucu öldürülmesi ile ilgili davanın 20. duruşması dün Ankara 2 No'lu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya, sanık polis Hasan Cavit Orhan, İbrahim Dedeoğlu ve avukatları ile müdahil avukatlar katıldı. Mahkeme Başkanı Nuri Yılmaz, sanıklardan Süleyman Sinkil ve Sadi Çaylı'nın avukatları Altınbaş'ı yakalayıp polise veren bir jandarma başçavuş ile 2 nezarethane görevlisinin tanık olarak dinlenmelerini istedi. Yılmaz, Cumhuriyet Savcısı Şemsettin Yeşil'in de talebi doğrultusunda, avukatların talebini reddetti.
Sanıklar Sinkil ve Çaylı'nın avukatı, esas hakkındaki savunmasında, Adli Tıp Kurumu'nca düzenlenen raporun yetersiz olduğunu ileri sürerek, durumun kuşkulu kaldığını iddia etti. Sanık Dedeoğlu da esas hakkındaki savunmasında, işkence yapmadığını, konumu itibariyle doğrudan sorgulara katılmadığını ileri sürdü. Sanık polis Orhan ise polislik mesleğini överek, talimatlar doğrultusunda hareket ettiğini savundu. Altınbaş'ın açlık grevinden fenalaştığını iddia eden Orhan, doktorun da bu durumu onayladığını söyledi.
Daha sonra kararını açıklayan mahkeme, sanıklar İbrahim Dedeoğlu, Sadi Çaylı, Hasan Cavit Orhan ve Süleyman Sinkil'in "suçu itiraf ettirmek amacıyla öldürmek kastı taşımaksızın müessir fiilde bulunarak faili belli olmayacak şekilde maktulün ölümüne sebebiyet verdikleri" nedeniyle Türk Ceza Kanunu (TCK)'nun 425/1 maddesi uyarınca 8'er yıl ağır hapis cezalarına çarptırıldığını açıkladı. Ancak sanıklar hakkında tüm indirim hükümleri uygulanarak cezalar 4 yıl 5 ay 10 güne düşürüldü. Hapis cezası alan sanıklara, 3'er yıl kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası da verildi. Sanıklardan Tansel Kayhan, Talip Taştan, Mehmet Kırkıcı ve Muammer Eti'nin "atılı suçu işledikleri yolunda iddiadan başka cezalandırılmalarına yeterli delil elde edilemediğinden" beraatlarını kararlaştıran mahkeme, Ahmet Taştan ve Naim Kılıç'ın uzun süren aramalara rağmen yakalanmadıklarından, bu sanıklar yönünden dosyanın ayrılmasına ve giyabi tutukluluk durumunun devamına karar verdi.
YAZARLAR
A. Cihan Soylu
Türkiye İslamcı hareketi ve Filistin sorunu
İhsan Çaralan
İsrail’in İran’a ‘meşru müdafaa’ saldırısını açıkça ilan etmesi ne anlama geliyor?
Şebnem Korur Fincancı
Şiddetsiz bir geleceği birlikte inşa edelim
Sultan Özer
Diyanet İsrail’den vize aldı
Erkan Aydoğanoğlu
1 Mayıs’ın tarihi ve 2024 1 Mayıs’ının önemi
Arif Nacaroğlu
Yapay zeka
Mehmet Özyazanlar
Federasyon değişecek, işler düzelecek!..
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
