08 Temmuz 2001 21:00

Dün Yunanlılardı bugün Almanlar!

Siyanürcü şirket Eurogold'a karşı 12 yıldır mücadele ettikleri için Almanya'dan destek almakla suçlanan Bergamalılar, 5 yıl önce de Yunanistan'la işbirliği yapmakla suçlanmıştı.

Paylaş
Dün Yunanlılardı bugün Almanlar!
Özer Akdemir
Bergama eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın, 5 sene önce kendisinin ve arkadaşlarının Yunanistan'la işbirliği yapmakla suçlandığını belirterek, şimdi de Almanya'nın Bergamalıları desteklediğinin söylenmesinin "geleneksel emperyalist taktikler" olduğunu ifade etti.
Eurogold'un dünyanın her tarafına yayılmış kollarını araştıran, içinde yer aldığı kirli ilişkileri inceleyip "Siyanürcü Ahtapot"(*) adlı kitapta toplayan Taşkın, gazetemize yaptığı açıklamada, Eurogold'un ilk üç ortağından birinin Almanya'nın en büyük sanayii kuruluşlarından Metallgesellshaft (MG) olmasının da siyanürcü lobinin tezlerini çürüttüğünü ifade etti.
Yunanistan histerisi!
1989-1999 yılları arasında Bergama Belediye Başkanı olan Sefa Taşkın'ın gazetemize anlattıkları, uluslararası sermayenin bir kolu olan Eurogold'un, kendisine karşı çıkan Bergamalılara bugüne kadar birçok suçlamada bulunduğunu gösteriyor. Taşkın, kendisinin ve arkadaşlarının bundan 5 sene önce Yunanlılarla işbirliği yapmakla suçlandığına dikkat çekiyor.
Bu suçlamanın gerekçesi ise, Yunanistan'da özellikle Selanik ve Gümülcine yakınlarındaki altın madenlerine karşı çıkan halkla, ortak sorunları olan Bergama halkının dayanışma içinde olmasıydı. Yine Bergama'ya sadece 20 kilometre uzaklıktaki Midilli halkı da altın madenine karşı Bergamalılarla birlikte hareket ediyorlardı. İki komşu halk arasında ortak sorun olan siyanürlü madenlere karşı mücadele, her iki ülkedeki siyanür lobilerince "karşı tarafın işbirlikçileri"nce desteklenen faaliyetler olarak karalanmak isteniyordu.
Taşkın, her iki halkında siyanürlü maden istemediğini, bu nedenle karşılıklı görüştüklerini ifade ederek, şöyle devam etti: "Ama Eurogold öyle bir propaganda yapıyordu ki... Türkiye'de 'Yunanlılar bizim zenginleşmemizi istemedikleri için altın madenine karşı çıkıyorlar' deniliyordu. Karşı tarafta da 'Türkler Yunanlıların zenginleşmesini istemedikleri için madene karşı Yunanlılarla dayanışıyorlar' türü propagandalar yaratıyorlardı."
'Emperyalist taktikler'
Sefa Taşkın, siyanür lobilerince son günlerde başlatılan kampanyaları "geleneksel emperyalist taktikler" olarak niteledi. Taşkın, Amerika'da kendileriyle birlikte dayanışma içinde olan, Birleşmiş Milletler'in Danışmanı Mineral Poliacy Center adlı çevre örgütünün bu davranışı, "Amerikalıların madenin çalışmaması için Bergamalılara yardımı" olarak yorumlanamayacağı gibi, Alman FIAN Vakfı'nca yapılan dayanışmaların da bu şekilde değerlendirilemeyeceğini söyledi.
Taşkın, "Ona bakarsanız Eurogold'un en büyük destekçilerinden birisi de Amerikalı Chase Manhattan Bank'tır. Elbette onlar bankalarla, uluslararası sermayeyle ilişki içinde olacaklar, bizler de çevreci kuruluşlarla" dedi. FIAN Vakfı'nın, siyanürcü lobi tarafından öne çıkarılmasını Taşkın, "Söylenmesi kolay olduğu için FIAN Vakfı'nı öne çıkardılar" şeklinde yorumladı.
Halbuki "Başbakan'ın önündeki raporda" adı sıkça geçen FIAN Vakfı'nın Bergamalılara destekleri birinci mahkeme kararının uygulanmamasından sonra Başbakanlık ve ilgili bakanlıklara birer mektup yazma ile 1992 yılında iki otobüsle Almanya'ya gidip, Eurogold'a kredi veren Dresdnerbank önünde yapılan protesto gösterilere katılmaktan öteye pek geçmiyor.
Öte yandan Bergamalıların dayanışma içinde oldukları örgütler arasında İngiliz Minewach adlı kuruluş ve Alman Yeşiller Partisi de var. Hatta şu an iktidarda olan Alman Yeşiller Partisi'nin Bergama'yla ilgili bir masası da bulunuyor. Yine Avustralya'dan çeşitli sivil inisiyatifler Bergama köylülülerinin mücadelesini çeşitli biçimlerde destekliyor.
Siyanürü Almanya sermayesi getirdi
Sefa Taşkın, Eurogold'un kimliği, uluslararası ilişkileri ve bağlantıları incelendiğinde, siyanürcü lobi tarafından sürdürülen kampanyanın en önemli argümanlarından olan; "Almanlar Türkiye'de altın çıkarılmasını istemiyorlar, çünkü Türkiye'ye her yıl önemli miktarda altın ihraç ediyorlar" tezinin de kendiliğinden çürüdüğü ifade etti. Taşkın, Eurogold'un arkasındaki Almanya sermayesini şöyle anlattı: "Türkçe açılımı 'Avrupa altını' olan Eurogold 1989 yılında kurulurken üç ortaklı bir şirketti. Birincisi Avustralyalı Normany Posiedon Şirketi, ikinci ortak Fransa'nın devlet kuruluşu olan BRGM ve üçüncü ortak da Almanya'nın en büyük sanayii kuruluşlarından Metallgesellshaft (MG). MG Şirketi'nin ortakları arasında da yine tanıdık büyük tekelleri Siemens ve Daimler Benz'i görüyoruz. Lenin'in 'MG tekelci kapitalizmin ürettiği bir canavardır' sözleriyle adlandırdığı Metallgesellshaft, Eurogold'la olan ortaklığında kendi yüzünü göstermeyerek, Kanadalı Metall Mining adlı paravan bir şirketi kullandı. Eurogold'un madeni işletmek için Avrupa'da kredi aldığı bankalara bakıldığında ilk göze çarpanlar Dresdnerbank ve Deuchebank gibi büyük Alman bankaları olacaktır. Bir başka nokta ise; altın madenini işletmek için gerekli olan siyanür de, dünyada ABD'li Deupon (Sabancıların ortağı olan şirket)'dan sonra siyanür üreten en önemli kuruluş olan Alman Degussa şirketince sağlanacaktır. Ki bu Degussa şirketi, İkinci Dünya Savaşı sırasında toplama kamplarında öldürülen Yahudilerin, altın dişlerini söküp pazarlamaktan sabıkalı bir şirkettir aynı zamanda."
Tüm bunlardan sonra, Metallgesellshaft, Dresdnerbank ve Degussa şirketlerinin Eurogold'la olan direkt ya da dolaylı ilişkilerinin, Türkiye'deki altın madenciliğinin arkasındaki en büyük gücün Almanya olduğunu kanıtlamaya yettiğini söyleyen Taşkın, siyanürcü lobinin "Bergamalıları Almanlar kandırıyor" safsatalarının aksine, Bergama'ya siyanürü Alman sermayesinin getirdiği vurguladı.
Bergamalıların 12 yıla yayılan mücadeleleri sırasında Eurogold'un yapısında da birçok değişiklikler meydana geldiğini söyleyen Taşkın, yapılan uluslararası protestolar ve kampanyaların da etkileri nedeniyle, ortaklıktan en önce Alman Dresdnerbank çekilerek Eurogold'a kredi açmadığını kaydetti. Daha sonra Fransız BRGM ve en son olarak da yine Alman Metallgesellshaft ortaklıktan çekilince tüm hisselerin Avustralyalı Normandy Posiedon Şirketi'ne geçmiş olduğunu belirten Taşkın, bunun üzerine "Eurogold" adının Normandy olarak değiştirildiğini anlattı.
* Siyanürcü Ahtapot, Sefa Taşkın, Sel Yayınları, Mart 1998
ÖNCEKİ HABER

Toplumsal olaylar ışığında insan

SONRAKİ HABER

Haydar Yılmaz işçiden öç alıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa