05 Temmuz 2001 21:00
Yoksulluk kriz masası kurdurdu
Batman'da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndan yoksulluktan dolayı yardım almak zorunda kalanların sayısı il merkezindeki nüfusun yarısını geçmiş durumda.
Yoksulluk kriz masası kurdurdu
Haber Analiz / Bülent Falakaoğlu
Bir zamanların mütevazı, kendi halinde bir şehir görüntüsünden çıkıp bir sanayi şehrine hatta Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin sanayi ve ticaret merkezi haline gelen Antep şimdi zor günler geçiriyor. Antep fıstığının yüzde 90'ı, kırmızı kabuklu mercimeğin yüzde 80'i, makarnanın yüzde 60'ı, makine halısının yüzde 80'i, çelik kasa üretiminin yüzde 80'i, PVC'nin yüzde 25'ini üreten, tekstil sektöründe Türkiye'nin lokomotifi haline gelen bu şehrin zor günler geçirmesinin sebebi ise hem "küresel" hem de ülkenin yaşadığı yerel krizler.
ANADOLU KAPLANLARI TAKİPTE
Körfez Krizi, Asya Krizi, kasım ve şubat krizlerinin tüm ağırlığını hissettirdiği bu şehirde, GAP'ı gözetip, buradan yetişecek ürünlere göre şekillenen ve adına "Anadolu Kaplanları" denen sanayi siteleri şimdi banka borçları nedeniyle takipte. Antep artık, işsizliğin her geçen gün arttığı, sokakta çalışan çocukların ve sokak çocuğu sayısının katlandığı, ekonomik olumsuzluklara bağlı suçların geçen yıllara göre birkaç kat arttığı, binlerce kişinin yeşil kartlı olduğu, binlercesinin aşevleri önünde kuyrukta beklediği bir kent.
Kasım ve şubat aylarında patlak veren ekonomik kriz ile tam anlamıyla sallandığı, gerek sanayici ve işadamlarının ortaya koyduğu tepki gerekse de esnafın alanlara inmesiyle anlaşılan Antep'te yine faturanın ağırını işçi ve emekçiler ödüyor. Birkaç ay içinde makine halısı sektöründe 10 bin, tekstilde 7000, ayakkabıcılıkta 5000, trikotajda 12 bin işçi kapının önüne konuldu, kapasite yüzde 15'lere kadar geriledi, Organize Sanayi Bölgesi'ndeki 300 fabrikadan 70'i kapatıldı, vardiyalar teke düşürüldü, kapasite önemli ölçüde geriledi.
Şubat 2001'den bu yana geçen 5 aylık sürede iktisadi anlamda Antep açısından değişen bir şey olmadı. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in Anadolu gezisine Antep'ten başlaması dışında tabii. Derviş ise, reel sektör temsilcileri ile bir araya geldi, alanlara inerek hükümeti istifaya çağıran esnafın öfkesini dindirmeye çalıştı, "baklavanın ve kebabın" tadına baktıktan sonra da çekip gitti. Kemal Derviş'in programı ve Antep gezisine destek veren TOBB ve TÜSİAD bağlantılı oda, sanayici ve işadamları da artık yavaş yavaş sızlanmaya, "KOBİ'ler ve reel sektör çözüm bekliyor" demeye başladılar. MÜSİAD, Hür Sanayici ve İşadamları Derneği, MESANDER gibi sermaye temsilcisi ise var olan eleştirilerini daha da yoğunlaştırdılar. Esnafın, köylünün, işçinin, memurun, emeklinin ve diğer emekçi kesimlerin öfkesi de ise her geçen gün büyüyor.
ANTEP BÖYLEYSE GERİSİ...
Hızlı yoksulluğun kentin her yanını "kondukent" haline getirmiş olması aslında tüm bölgenin yoksulluğun pençesinde kıvrandığının bir göstergesi. Çünkü, Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE)'nün verilerinin bölgenin hızla yoksullaştığını ortaya koyduğu bir durumda bölgenin en zengin şehrinin acı gerçekleri, bölgedeki diğer illerde yaşanan sefaletin tahminini kolaylaştırıyor. Bu gerçekler toprak reformu, tarımsal üretime ve tarıma dayalı sanayiye ağırlık verilmesi, GAP'ın tekellerin yağmasından kurtarılarak bölgenin kalkınmasının bir projesi haline getirilmesi ve benzeri talepleri çok daha önemli kılıyor. Ama hükümetin bu talepleri karşılamak bir yana Başbakan Bülent Ecevit'in imzasıyla yayınlanan 2002 yılı bütçe çağrısında, yatırıma ve istihdama yönelik bir düşüncenin olmaması yaşanan sorunların daha da ağırlaşacağını gösteriyor.
BATMAN'IN DURUMU
Bölgenin diğer illeri yoksulluk pençesinde kıvranıyor. Halk arasında Fak-Fuk-Fon olarak bilinen Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nın kurulduğu 1986'dan bu yana, Batman'da 144 bin kişi Fon'dan yardım aldı. Bölgedeki yoksullaşmanın çıplak bir göstergesi olan bu veri, bölge halkının toprak reformunun yapılması, GAP'tan tekeller yerine bölge halkının yararlanması, arıcılık, tütüncülük ve hayvancılık gibi ekonomik faaliyetlerin canlandırılması için gerekli donanımların sağlanması ve teşvik edilmesi gibi acil ve somut taleplerinin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
1997 nüfus sayımına göre il nüfusu 400 bin 380 olan Batman'da Fon'dan yardım isteyen sayısı merkez nüfusun yarısına yaklaşması üzerine kentte Yoksulluk Kriz Masası kurulması için hazırlık başlatıldı. Yoksulluk Kriz Masası'nın oluşturulmasının nedeni aslında, halkın acil taleplerini karşılamanın ötesinde ilde yoğunlaşan gasp, hırsızlık ve benzeri gelişmelere karşı önlem almak. Batman il merkezindeki devlet okullarında eğitim gören yetim çocuk sayısının ve çocuğunu okutan dul anne sayısı binlerle, il genelindeki yetim çocukların sayısı ise 10 binlerle ifade ediliyor. Bu tabloyu ortadan kaldırmak için yetkili makamların ne gibi önlem alacağı ise merak konusu.
FON NEREYE KADAR GİDER?
1997 nüfus sayımına göre, Batman Merkez nüfusu 236 bin 47 iken, yoksulluktan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndan yoksulluktan dolayı fondan yardım almak zorunda kalanların sayısı il merkezindeki nüfusun yarısını buluyor. Yardım için taleplerin özellikle 1996 yılından sonra yoğunlaşarak fondan yardım alanların sayısının 90 bin kişiyi bulması üzerine harekete geçen yetkili makamlar Yoksulluk Kriz Masası oluşturdu. Değişik kurum ve kuruluş temsilcileri görev yapacağı Yoksulluk Kriz Masası hakkında yapılan açıklamada şu ifadelere yer veriliyor: "Oluşturulan kriz masası açlık ve yoksulluğa çareler bulmaya çalışacak; artan hırsızlık, kapkaççılık, fuhuş gibi toplumsal sorunların üstesinden gelmek için çözümler üretecek." Ama, nereye kadar?
Haber Analiz / Bülent Falakaoğlu
Bir zamanların mütevazı, kendi halinde bir şehir görüntüsünden çıkıp bir sanayi şehrine hatta Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin sanayi ve ticaret merkezi haline gelen Antep şimdi zor günler geçiriyor. Antep fıstığının yüzde 90'ı, kırmızı kabuklu mercimeğin yüzde 80'i, makarnanın yüzde 60'ı, makine halısının yüzde 80'i, çelik kasa üretiminin yüzde 80'i, PVC'nin yüzde 25'ini üreten, tekstil sektöründe Türkiye'nin lokomotifi haline gelen bu şehrin zor günler geçirmesinin sebebi ise hem "küresel" hem de ülkenin yaşadığı yerel krizler.
ANADOLU KAPLANLARI TAKİPTE
Körfez Krizi, Asya Krizi, kasım ve şubat krizlerinin tüm ağırlığını hissettirdiği bu şehirde, GAP'ı gözetip, buradan yetişecek ürünlere göre şekillenen ve adına "Anadolu Kaplanları" denen sanayi siteleri şimdi banka borçları nedeniyle takipte. Antep artık, işsizliğin her geçen gün arttığı, sokakta çalışan çocukların ve sokak çocuğu sayısının katlandığı, ekonomik olumsuzluklara bağlı suçların geçen yıllara göre birkaç kat arttığı, binlerce kişinin yeşil kartlı olduğu, binlercesinin aşevleri önünde kuyrukta beklediği bir kent.
Kasım ve şubat aylarında patlak veren ekonomik kriz ile tam anlamıyla sallandığı, gerek sanayici ve işadamlarının ortaya koyduğu tepki gerekse de esnafın alanlara inmesiyle anlaşılan Antep'te yine faturanın ağırını işçi ve emekçiler ödüyor. Birkaç ay içinde makine halısı sektöründe 10 bin, tekstilde 7000, ayakkabıcılıkta 5000, trikotajda 12 bin işçi kapının önüne konuldu, kapasite yüzde 15'lere kadar geriledi, Organize Sanayi Bölgesi'ndeki 300 fabrikadan 70'i kapatıldı, vardiyalar teke düşürüldü, kapasite önemli ölçüde geriledi.
Şubat 2001'den bu yana geçen 5 aylık sürede iktisadi anlamda Antep açısından değişen bir şey olmadı. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in Anadolu gezisine Antep'ten başlaması dışında tabii. Derviş ise, reel sektör temsilcileri ile bir araya geldi, alanlara inerek hükümeti istifaya çağıran esnafın öfkesini dindirmeye çalıştı, "baklavanın ve kebabın" tadına baktıktan sonra da çekip gitti. Kemal Derviş'in programı ve Antep gezisine destek veren TOBB ve TÜSİAD bağlantılı oda, sanayici ve işadamları da artık yavaş yavaş sızlanmaya, "KOBİ'ler ve reel sektör çözüm bekliyor" demeye başladılar. MÜSİAD, Hür Sanayici ve İşadamları Derneği, MESANDER gibi sermaye temsilcisi ise var olan eleştirilerini daha da yoğunlaştırdılar. Esnafın, köylünün, işçinin, memurun, emeklinin ve diğer emekçi kesimlerin öfkesi de ise her geçen gün büyüyor.
ANTEP BÖYLEYSE GERİSİ...
Hızlı yoksulluğun kentin her yanını "kondukent" haline getirmiş olması aslında tüm bölgenin yoksulluğun pençesinde kıvrandığının bir göstergesi. Çünkü, Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE)'nün verilerinin bölgenin hızla yoksullaştığını ortaya koyduğu bir durumda bölgenin en zengin şehrinin acı gerçekleri, bölgedeki diğer illerde yaşanan sefaletin tahminini kolaylaştırıyor. Bu gerçekler toprak reformu, tarımsal üretime ve tarıma dayalı sanayiye ağırlık verilmesi, GAP'ın tekellerin yağmasından kurtarılarak bölgenin kalkınmasının bir projesi haline getirilmesi ve benzeri talepleri çok daha önemli kılıyor. Ama hükümetin bu talepleri karşılamak bir yana Başbakan Bülent Ecevit'in imzasıyla yayınlanan 2002 yılı bütçe çağrısında, yatırıma ve istihdama yönelik bir düşüncenin olmaması yaşanan sorunların daha da ağırlaşacağını gösteriyor.
BATMAN'IN DURUMU
Bölgenin diğer illeri yoksulluk pençesinde kıvranıyor. Halk arasında Fak-Fuk-Fon olarak bilinen Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nın kurulduğu 1986'dan bu yana, Batman'da 144 bin kişi Fon'dan yardım aldı. Bölgedeki yoksullaşmanın çıplak bir göstergesi olan bu veri, bölge halkının toprak reformunun yapılması, GAP'tan tekeller yerine bölge halkının yararlanması, arıcılık, tütüncülük ve hayvancılık gibi ekonomik faaliyetlerin canlandırılması için gerekli donanımların sağlanması ve teşvik edilmesi gibi acil ve somut taleplerinin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
1997 nüfus sayımına göre il nüfusu 400 bin 380 olan Batman'da Fon'dan yardım isteyen sayısı merkez nüfusun yarısına yaklaşması üzerine kentte Yoksulluk Kriz Masası kurulması için hazırlık başlatıldı. Yoksulluk Kriz Masası'nın oluşturulmasının nedeni aslında, halkın acil taleplerini karşılamanın ötesinde ilde yoğunlaşan gasp, hırsızlık ve benzeri gelişmelere karşı önlem almak. Batman il merkezindeki devlet okullarında eğitim gören yetim çocuk sayısının ve çocuğunu okutan dul anne sayısı binlerle, il genelindeki yetim çocukların sayısı ise 10 binlerle ifade ediliyor. Bu tabloyu ortadan kaldırmak için yetkili makamların ne gibi önlem alacağı ise merak konusu.
FON NEREYE KADAR GİDER?
1997 nüfus sayımına göre, Batman Merkez nüfusu 236 bin 47 iken, yoksulluktan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndan yoksulluktan dolayı fondan yardım almak zorunda kalanların sayısı il merkezindeki nüfusun yarısını buluyor. Yardım için taleplerin özellikle 1996 yılından sonra yoğunlaşarak fondan yardım alanların sayısının 90 bin kişiyi bulması üzerine harekete geçen yetkili makamlar Yoksulluk Kriz Masası oluşturdu. Değişik kurum ve kuruluş temsilcileri görev yapacağı Yoksulluk Kriz Masası hakkında yapılan açıklamada şu ifadelere yer veriliyor: "Oluşturulan kriz masası açlık ve yoksulluğa çareler bulmaya çalışacak; artan hırsızlık, kapkaççılık, fuhuş gibi toplumsal sorunların üstesinden gelmek için çözümler üretecek." Ama, nereye kadar?