01 Temmuz 2001 21:00

Sigara savaşları

Dünyanın en büyük tütün tekeli ABD'li Philip Morris'le, ikinci devi BAT arasındaki rekabet,Yolava'nın istifasına neden olmuştu.

Paylaş
Sigara savaşları
Haber Analiz - Fatih Polat
Dünyanın en büyük tütün tekeli ABD'li Philip Morris, yirmi yıla yakın bir süredir devlet katında etkin bir lobi faaliyeti yürüterek Türkiye tütün pazarından en büyük pastayı alan yabancı tekel durumuna geldi. Büyükelçiler, bakanlar, başbakanlar hatta cumhurbaşkanlarına kadar geniş bir çevrenin "gönlünü kazanan" Philip Morris'in (PM), dünyanın ikinci büyük tütün devi BAT'la ( British-American Tobacco) girdiği kapışma, Bakan Yüksel Yalova'nın istifasının perde arkasındaki etkenlerin başında geliyor. Türk tütüncülüğünü bitirip, 4.5 milyonu aşan tütün üreticisi ve ailelerini ekmeğinden eden PM egemenliğine karşı halkta oluşacak tepkiyi yumuşatmak için Kurtuluş Savaşı'nın simgelerinden ilk Meclis binası da bu tekele restore ettirildi. IMF'nin dayattığı Derviş yasaları arasında yer alan Tütün Yasası'nın PM'ye ayrıcalık tanıyan bir biçimde çıkmasından rahatsız olan BAT da, yasada belirtilen 2 milyarlık üretim sınırını aşmak için İzmir Tire'de fabrika kurmaya hazırlanıyor. Türkiye tütüncülüğünü bitirecek olan bu savaş alttan alta, Türkiye sermayesinin etkin isimleri Sabancı ve Koç'un da desteğiyle Meclis koridorlarına kadar uzanıyor.
PM ÜLKEYE ÖZAL'LA GİRDİ
Marlboro ve Parlament markaları ile tanınan Philip Morris Türkiye pazarına Özal dönemi ile birlikte girdi. Daha önce gazetemizde, bu tütün devinin kendi yazışmalarına dayanılarak yayınlanan dizide, PM'in yöneticisi Niki Hauser'in 1984 Kasım'ında Büyükelçi Varol Özkoçak ve Rasim Öğüt ile yemek yediği, Özkoçak ve Öğüt'ün bu yemekte Hauser'e Türkiye tütün pazarını ele geçirmek için taktikler verdiği belirtilmişti. PM'nin döneme ait yazışmalarında, dönemin Tarım Bakanı Hüsnü Doğan ile Sağlık Bakanı Mehmet Aydın'ın, Öğüt'ün eski dostları olduklarına dikkat çekilerek, "Bu nedenle Türk tütün pazarına girmenin tam zamanıdır" ifadeleri yer almıştı. Philip Morris'in ikinci raporunda ise Türkiye'deki pazar payını artırmak için, "Ek ithalata izin vermesi için, TEKEL nezdinde lobi faaliyeti, yerel üretim için Sabancı Holding ve TEKEL ile işbirliğine devam etmek, bürokrasi ve özellikle de Başbakan Turgut Özal ile ilişkileri geliştirmeyi sürdürmek" gibi kararlar alındığı belirtilmişti. Bu raporda halka şirin görünmek ve Türkiye'de daha hızla yol almak için ABD'de açılan "Sultan Süleyman" sergilerinin sponsorluğunu yapmak gibi numaralara bile yer verilmişti. Bu tekelin, 1992 tarihli ve "Türkiye Reklam Yasağı Teklifi" başlıklı tasarısı ile kapsamlı sigara yasağı tasarısını yenilgiye uğratmak için harekete geçtiği de kendi belgelerinde bulunmaktadır. Demirel nezdinde harekete geçiliyor ve Sabancı'dan dönemin Maliye ve Eğitim Bakanları ile toplantı yapması isteniyor.
Tekel 2000'inin pazar payını kapmak için fiyat ayarlamalarına kadar varan türlü oyunlar da gerçekleştiren PM, Türkiye'de işbirlikçilerinin yardımıyla Tekel 2000'ine karşı açtığı savaştan da galip çıkıyor.
PM'nin belgelerinde Özal'dan başlayarak, Sümer Oral ve bir dizi başka siyasetçinin de adı geçiyor. Bu belgelerde şu çarpıcı ifadelere de rastlanıyor: "Bildiğiniz gibi Sabancı'yı seçtik. Çünkü Turgut Özal hükümeti ile ilişkileri mükemmeldi. Bugün ise, PHILSA ile Sabancı'nınkinden bile iyi ilişkileri kendimiz kurmuş durumdayız."
PM'nin Türkiye tütün pazarı içindeki egemenlik savaşı Özal döneminde başladı, Demirel döneminde iyice gelişti, icraatlarını "milliyetçi" söylemlerle maskeleyen DSP-ANAP-MHP döneminde de pekişti.
BAKAN GÖTÜRTEN YASA
Geçtiğimiz ay yasalaşan Tütün Yasası'nda "Philip Morris ve Sabancı Maddesi" olarak adlandırılan 7. fıkrada, "Türkiye'de marka bazında sigara için en az 2 milyar adet" yıllık üretim kapasitesi sınırlaması getirildi.
Tütün Yasası'nın bu biçimde çıkmasında, Sabancı ve Derviş'in tercihleri belirleyici olmuş, altan alta yürüyen bu rekabet de BAT'ın ortağı Koç'la yakın teması gündeme gelen Bakan Yüksel Yalova'nın istifası yaşanmıştı.
Bu istifaya kadar varan gelişmelerin kulisi Melih Aşık'ın köşesinde şu satırlarla dile getirilmişti: "Devlet Bakanı Kemal Derviş ile eşi Catherine Ankara'dan uçakla İstanbul'a gelmiş ve doğruca 'Şevket Paşa Yalısı'nın yolunu tutmuşlar. Şevket (Sabancı) Bey'in Derviş'e verdiği davette, Sakıp Bey ile Güler Sabancı da bulunmuş. Davette neler konuşuldu? Sabancı ailesi Philip Morris-Sabancı ortaklığının yeni Tütün Yasası ile ilgili kaygılarını (isteklerini) Derviş'e bildirme imkânı buldu mu? Yoksa Derviş bunları zaten biliyordu da gece başka konular üzerinde mi duruldu? Bilemiyoruz... Ancak şunu biliyoruz... Tütün Yasası'nda Derviş'le tartışarak istifa eden (ya da yabancı şirketlerin zorlamasıyla istifa ettirilen) Bakan Yüksel Yalova da bir hafta önce Mustafa Koç'un davetlisi olarak Koç'ların yalısında ağırlanmıştır. Bu daveti de orada hazır bulunan Ertuğrul Özkök Hürriyet'teki sütununda bizlere duyurdu. Koç Holding, British American Tobacco (BAT)'nun Türkiye'deki ortaklığıdır... Türk tütün pazarında BAT ile Philip Morris arasındaki kavga, Koç-Sabancı çekilmesi olarak da kendini göstermektedir." (Milliyet, 6/6/2001)
Ancak Yüksel Yalova'nın istifasını isteyenler, ne de Yalova'nın kendisi bunlardan hiç söz etmediler ve bu gizli ve kirli hesaplar bilinmediği için de Yalova'nın istifası, ABD'li Bakan Yalova'ya karşı bir "onur savaşı" gibi sunulabildi. İngiliz bandıralı bir İngiliz Amerikan ortaklığı olan BAT, daha önce Akhisar Tütün Fabrikası'na da talip olmuş, ancak Akhisarlı üreticilerin kararlı tutumu ve oluşan tepki üzerine BAT'ın ve işbirçilerinin yolu tıkanmıştı. Ayrıca BAT'ın Maltepe ve Samsun sigaraları üzerinde de hesapları olmuş, şu ana kadar PM'nin sağladığı olanakları yakalayamamış olan BAT, çareyi yeni bir tütün fabrikası kurmakta bulmuştu. Dönemin TEKEL'den Sorumlu Devlet Bakanı Eyüp Aşık'ın fabrikaların BAT'a satılması için büyük çaba sarf etmesi, tartışmalara yol açmıştı.
Koç ile ortaklık anlaşması imzalayan BAT'ın Türkiye Genel Müdürü Paul Helderman, Koç Holding'e ait Düzey Pazarlama ve Sunel Ticaret Türk AŞ ortaklığı ile İzmir'in Tire ilçesinde bir sigara fabrikası kuracaklarını açıkladı. Fabrikanın temelinin temmuz ayında atılacağını belirten Helderman, "Fabrikada dünyaca ünlü markaları üreteceğiz. Yılda 2 milyar adet sigara üreteceğiz" dedi. Bu iki milyar adet sınırlaması, Tütün Yasası'nda yer alan Philip-Morris-Sabancı fıkrasındaki çıtayı ifade ediyor. Helderman, önümüzdeki on yıl içinde de Türkiye'de 200 milyar dolar yatarım yapacaklarını açıkladı.
SABANCI'DAKİ GİZLİ TOPLANTI
Bunlar olup biterken, geçtiğimiz ayın sonunda, kamuoyundan gizlenen Sabancı'nın evsahipliğinde önemli bir toplantı daha yapıldı. Toplantının en önemli konuğu ABD'nin eski Türkiye Büyükelçisi ve CIA'nın "gözde" simalarından Morton Abramowitz'ti. Bu toplantı, arkadaşımız Taylan Bilgiç'in gazetemizde yayınlanan özel haberi dışında başka hiçbir yerde yer almadı. PM'nin devletin en üst katlarına kadar uzanan Türkiye'deki macerası büyükelçilerin lobiciliğiyle başlamıştı. Güvenlik ya da başka bir konuda yapılan bir toplantı için İstanbul'da bir kısmı resmi birçok mekân bulunuyor. Sabancı'nın evsahipliğinde yapılan bu toplantıda Philip Morris'in "yeni" istekleri ve planları konuşuldu mu?
Özal'dan önce kaçak satılan, tombalacılarda bulunan Marlboro'nun Türkiye sınırları içindeki hakimiyeti, yakında Türk sigaralarının yavaş yavaş dışına itildiği rafların neredeyse tümüne yerleşmeye aday. BAT ve R. J Rainolds'un kıyasıya rekabete girdiği sigara savaşının mağdurları ise, yüzbinlerce tütün üreticisiyle birlikte, aslında egemenlik hakkı yabancı sigara tekellerine devredilmek istenen, batısından doğusuna tüm Türkiye halkı.
ÖNCEKİ HABER

İlk gerçekçi hikâyenin yazarı

SONRAKİ HABER

Lastikte sözleşme delindi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...