Katliam lanetlenecek

Katliam lanetlenecek
Sivas'ta 2 Temmuz 1993 tarinde Madımak Oteli'nde katledilenler, katliamın 8'inci yıldönümünde Ankara'da yapılacak "Demokrasi ve Laiklik Mitingi" ile anılıyor. Birçok parti, kitle örgütü ve sendikanın düzenlediği miting için bugün saat 11.00'de Toros Sokak'ta toplanılacak ve saat 12.30'da başlayacak miting için Abdi İpekçi Parkı'na yürünecek.
Aralarında partiler, dernekler, kitle örgütleri ve sendikaların da bulunduğu 39 örgüt tarafından düzenlenen "Demokrasi ve Laiklik Haftası"nda miting sonrasında da etkinlikler devam edecek. "Madımak'a şiirler" konulu şiir dinletisi bugün saat 19.00'da 68'liler Birliği Vakfı'nda yapılacak. 6 Temmuz günü saat 12.30'da ise Karşıyaka Anıt Mezarı'nda yatan Sivas şehitleri ziyaret edilecek ve akşam 19.30'da Ankara Sanat Tiyatrosu'nda "Gülün Kokusu Bitti" başlıklı bir türkü semah gösterisi sergilenecek.
'Unutma, unutturma'
Pir Sultan Abdal, 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı Başkanı Murtaza Demir, yaptığı yazılı açıklamada, Sivas katliamının bir grup çapulcunun işi olmadığını vurgulayarak, 1993'te Sivas ateşe verildiğinde, yalnız Madımak ve Madımak'taki canların değil halkın, aydınların da bağrının yandığını belirtti. Sivas katliamının unutturulmaması gerektiğini ifade eden Demir, katliamın arkasındaki sorumluların, katilleri himaye edenlerin açığa çıkarılmasını istedi.
Ortamı hazırlayanlar suçlu
Katliamın 8. yıldönümü nedeniyle Adana'da düzenlenen "Susmak Ortak Olmaktır. Unutmadık! Unutmayacağız" başlıklı panelde ise, katliamın, egemen anlayışın, "toplumu birbirine kırdırma" politikasının bir ürünü olduğu ifade edildi.
Önceki gün saat 13.30'da, Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda başlayan ve Pir Sultan Abdal Kültür ve Dayanışma Derneği (PSAKD) Adana Şubesi tarafından düzenlenen panele, Oral Çalışlar (Gazeteci-Yazar), Mehmet Metiner (Gazeteci-Yazar) ve Mehdi Bektaş (Avukat) konuşmacı olarak katıldılar.
Avukat Mustafa Çinkılıç'ın yönettiği panelde ilk olarak söz alan Sivas katliamı davası müdahillerinden Avukat Mehti Bektaş, dava süreci hakkında bilgi verdi. Bu süreçte öne çıkan önemli bir konunun da, davanın çoğu zaman yalnızca aileler tarafından izlenmesi ve gerekli toplumsal desteğin sağlanamaması olduğunu savunan Bektaş, "Bu dava teknik açıdan belki sonuçlanmış olabilir. Ama hem hukuki açıdan hem de toplumsal açıdan bu davanın sonuçlanması öyle kolay bir şey değil. Birtakım insanları bu işe yönlendirmeden, bu insanların doğrudan doğruya suç işlemesi mümkün değildir. O ortamı yaratanların onları o olanağı sağlayanların bence Sivas olayının gerçek suçluları olması gerekir" diye konuştu.
'Farklı olanı yok et!'
Türkiye tarihinin acılarla ve katliamlarla dolu olduğunu ifade eden Oral Çalışlar ise, bu acıların en büyüğünün Sivas olduğunu söyledi. Böyle büyük katliamların bir iç kavganın kışkırtılması veya varmış gibi gösterilmesi üzerine inşa edildiğini de aktaran Çalışlar, konunun yargıyla çözülebilebilecek bir mesele olmadığını, siyasi bir mesele olduğunu vurgulayarak, "Farklı olanı yok etme geleneği Osmanlı'da başlamış" dedi. Sivas katliamını kınamak için Alevi olmak gerekmediğini belirten Mehmet Metiner de, toplum içerisinde farklılıkları olanların, farklı kültürleri yaşayanların dönem dönem birbirine düşürüldüğünün altını çizerek, şöyle konuştu: "Bizi birbirimize düşürmeye çalışan ağa politikasına hep birlikte inatla direnirsek bu oyunu boşa çıkartırız. Hiç kimse kendi adına özgürlük isteyerek demokrat olamaz. İnsan ancak 'öteki'nin hak ve özgürlüklerini savunduğu zaman demokrat olabilir.