30 Haziran 2001 21:00

'Biz bazıları gibi

   uzaktan kumandalı televizyon değiliz'

Paylaş
'Biz bazıları gibi
    uzaktan kumandalı televizyon değiliz'
Özer Akdemir
Bergama köylülerinin Eurogold (Normandy) Şirketi'ne karşı verdikleri 11 yılılık mücadele, köylülerde gelişen çevre bilincinin, topraklarını yağmalamak isteyen uluslararası sermayeye karşı bağımsızlık mücadelesine doğru evrilirken, yabancı sermayenin ve medya ve her köşedeki uşaklarının iftira ve çirkeflikte nerelere varacağı da gözler önüne serilmektedir.
İzmir 1. İdari Mahkemesi'nin 1 Haziran'daki oturumunda verdiği, Anayasa'nın ilgili maddelerine atıfta bulunularak siyasi iktidara "kendi koyduğunuz yasalara uymak zorundasınız" mesajını da içeren, "Madenin insan sağlığı ve çevre açısından büyük zararlar yaratabileceği bilirkişi raporuyla sabitlenmiştir.
Buna rağmen madene izin vermek Anayasa'yla, kamu haklarıyla ve hukuk devleti olma nitelikleriyle bağdaşmaz" içerikli kararından sonra, kararı şenliklerle kutlayan Bergamalılar, "Bu iş henüz bitmedi. Maden gidene kadar, evlerimize girmeyeceğiz" demişlerdi.
Bila, emperyalistlere hizmet ediyor
Dün Milliyet gazetesinin manşetinden verilen Fikret Bila imzalı haber, Bergama köylülerini bir kez daha haklı çıkararak, bu işin daha bitmediğini, Bergamalının altına karşı yaşam-emperyalist yağmaya karşı ulusal onur mücadelesinin yeni yeni evrelerden geçerek, daha da sert bir şekilde devam edeceğini gösterdi. Bila'nın, MTA ve ODTÜ'nün raporlarının yanında DSP Milletvekilleri Erol Al ile Hasan Özgöbek tarafından hazırlanan ve Başbakanlık'a sunulan rapora dayanarak verdiği "bilgilere" göre; dünyanın ikinci büyük altın rezervine sahip olan Türkiye'de, bu altının çıkarılmaması için özellikle siyanürle altın çıkarılmasına karşı mücadele eden kitle örgütlerinin Almanya tarafından örgütlendiği edildiği iddia ediliyor. Bunun nedeni olarak da, Almanya'nın her yıl Türkiye'ye 800 milyon dolar tutarında altın ihraç etmesi gösteriliyor. Yine DSP Milletvekilleri Erol Al ve Hasan Özgöbek Başbakan'a verdikleri, onun da Fikret Bila kanalıyla (Bila'yla Ecevit'in arasındaki sıcak ilişki herkesin malumudur) kamuoyuna duyurduğu raporda, siyanür konusunda birtakım bilgiler verildikten sonra, Milletvekili Al, siyanürün çevreye ve halka zarar vermeyeceğini kanıtlamak için atık havuzunda yüzebileceğini de söylüyor. Çernobil kazasından sonra "Çaylarda radyasyon olmadığını" kanıtlamak için çay içen bakanları gören Türkiye insanına DSP'li Al'ın bu teklifi hiç de yabancı gelmezken, habere tepki gösteren Bergamalılar Miletvekili Al'ı noter huzurunda havuza girmeye davet ettiler. Görüşlerini aldığımız Bergamalılar gazetemize şunları söyledi:
Milletvekili olmaya benzemez!
Oktay Konyar (Bergama Çevre Yürütme Kurulu Başkanı): Bergama üzerinde oynanan oyunlar aslında ülkedeki demokrasi ve huhkuk üzerinde oynanmaktadır. Halkın onurlu mücadelesini rant ve para adına yok saymak köylüyü incitmiştir. Bu utanmaz şirketler mahkemelere takıldıkça, inanılmaz ilişkilerle varlıklarına devam etmek için her şeyi yapıyorlar. 12 yıllık bir mücadele var ve bu çocuk oyuncağı değil. Bu mücadele birilerinin iki dudağı arasından çıkan kelimelerle milletvekili olmaya da benzemez! Bizim duruşumuz ortada, bırakın herhangi bir yerden yardım almayı, bütün masraflarını kendi ceplerinden karşılayan bu onurlu köylü onlara yardım bile edebilir. O iddiaları ispat etmek dürüst insanların işidir. Kadınların ziynet eşyaları için yargı kararlarını bu kadar yok saymak yerine, ülkenin en ezilmiş kesimi olan üretici köylülerin sorunlarını gündeme getirsinler.
Köylüler ne dedi?
Sabahat Gökçeoğlu: Bergama köylüsü bazıları gibi uzaktan kumanda edilen televizyon değildir. Eurogold (Normandy) kendine yeni kılıflar aramasın. Yargı kararlarını yok saymasın, pılını pırtını toplayıp gitsin. Bizler 11 yıldır Bergama'nın diri kalması, ölmemesi için mücadele ediyoruz. Siyanür havuzunda yüzerim diyen milletvekilini de bizim gözümüzün önünde havuza girmeye davet ediyorum.
Sezgin Çorman: Bizler Ankara'ya, İstanbul'a giderken kendi cebimizden topladığımız ortak paralarla gidiyoruz. Resmen iftira atıyorlar. Bunlar bizim mücadelemizi karalamak için her şeyi yaparlar. Havuzdaki suyun rengi daha şimdiden yemyeşil oldu. Hadi gelsin girsin bakalım o milletvekili, öyle uzaktan girerim demekle olmaz. Alaattin Ceylan: Biz kendi yağımızla kavruluyoruz. Çünkü burası bizim toprağımız, burada biz yaşıyoruz. Madende dinamit kullanımı hâlâ sürüyor. Evler zangır zangır sallanıyor. Birçok evde çatlaklar oluştu. O havuzda yüzmeyi boşverin, o siyanürden bir damlayı üzerine atsınlar da görelim.
Rıza Bilgin: Madeni kapatmamak için ne yapacaklarını şaşırdılar. Bir ay içinde yargı kararı uygulanmak zorunda. Biz 11 yıldır mücadele ediyoruz, hemen herkes bizimle bu konuda hemfikir. Madenin zararlarını daha şimdiden görmeye başladık. Zeytinlerimizin bile bu yıl hepsi döküldü.
ÖNCEKİ HABER

Kaynaklar borca gidecek

SONRAKİ HABER

Ölüm Orucu'nda gecikmiş tahliye

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...