27 Haziran 2001 21:00

Özelleştirme mağdurları iş istiyor

Petrol-İş, Selüloz-İş, Ağaç-İş ve Denizciler sendikalarına üye 800 civarında özelleştirme mağduru işçi, iş isteği için Ankara'ya geldi.

Paylaş
Özelleştirme mağdurları iş istiyor
Türkiye'nin dört bir tarafından aileleri ile birlikte Ankara'ya gelen özelleştirme mağduru işçiler, işlerini geri istediler. Sabah saatlerinde Türk-İş'e gelen Petrol-İş, Selüloz-İş, Ağaç-İş ve Denizciler Sendikası üyesi 800 civarında işçi, "Kahrolsun IMF, bağımsız Türkiye", "İş, ekmek yoksa barış da yok", "Hükümet sözünü tut" sloganlarıyla Süleyman Sırrı Sokak'taki SSK ek binası önüne kadar alkış ve sloganlarla yürüdü. Ardından otobüslerle iktidar partilerinin genel merkezlerine giderek, iş taleplerini yinelediler.
Türk-İş önünde toplanan işçilere seslenen Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral, özelleştirme nedeniyle işten atılanların başka kurumlara yerleştirilmesi sözünü hükümetten aldıklarını söyledi. Hükümetin sözünü yerine getireceğine inancını dile getiren Meral, "Siz sorun yaratmak için değil, sorununuzun çözümü için buradasınız. Partilere de o amaçla gidiyorsunuz" diyerek, işçileri sükûnetlerini bozmamaları konusunda uyardı. İşçilere, "belli programınız var, partilere o program dahilinde gidin, sorunlarınızı iletin" uyarısında bulunan Meral'in sözleri, bazı işçiler tarafından tepkiyle karşılanarak, "alanlara çıkılması" gerektiği hatırlatıldı.
Konuşmaların ardından kortej oluşturan işçiler, "Kahrolsun IMF, bağımsız Türkiye", "Birlik, mücadele, zafer", "İş, ekmek yoksa barış da yok", Hükümet sözünü tut" sloganlarıyla otobüslerinin bulunduğu SSK ek binasına kadar yürüdüler.
İşçiler otobüslerle önce ANAP'a giderek, Genel Başkan Yardmcısı Ali Doğan'la görüştüler. Devlet yapısının hantallaştığını dile getiren Doğan, özelleştirmelerin kaçınılmaz olduğunu öne sürdü. Doğan'ın talepleri Başkanlık Divanı'na ileteceğini söylemesi üzerine ayağa fırlayan bazı işçiler, siyasilerden somut şeyler istediklerini, aylardır raporlar hazırlayıp yetkililere sunduklarını, ancak bugüne kadar hiçbir sonuç alamadıklarını belirttiler. Bir işçinin, "Bize tarih verin. Bu söylemleri hep dinliyoruz" demesi üzerine, Ali Doğan da "Benim yetkim yok" dedi.
DSP işçileri kabul etmedi
Daha önce DSP'den görüşme taleplerine cevap alamayan işçiler, DSP Genel Merkezi'ne geldiler. İşçiler otobüsler içinde beklerken, temsilciler görüşmek üzere DSP merkezi önünde bir süre yetkili bekledi. Kimsenin gelmemesi üzerine DSP'den ayrılan işçiler, MHP Genel Merkezi'ne geçtiler. Burada polis barikatıyla karşılaşan işçiler, toplantı salonuna sığmayacakları gerekçesiyle içeri alınmadılar. Sadece temsilciler içeri alındı ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Uçar ile görüştü.
İşçiler görüşmelerin ardından, verilen sözlerin tutulmadığını ve bundan sonra da tutulacağına inanmadıklarını belirttiler. Dalaman SEKA'dan 3 ay önce atılan Asım Çakmak, 22 yıldır SEKA'da çalıştığını dile getirerek, "Memur, sözleşmeli personel kamu kuruluşlarına atanıyor. Bizim suçumuz ne? Onlar IMF'nin isteklerini yerine getirme peşinde. Bizim sorunlarımıza çözüm getireceklerine inanmıyorum" diye konuştu. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Türkiye, AİHM'de
    yargısız infaz nedeniyle mahkûm
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'nde, duruşma süresinin uzunluğuyla ilgili bir şikâyet başvurusunda Türkiye, maddi tazminat ödemeyi kabul ederek, "dostane çözüme" gitti. Türkiye ayrıca yargısız infaz nedeniyle yine mahkûm edildi.
Mehmet Dindaroğlu, Ömer Dindaroğlu, İsmail Dindaroğlu, Hacer Dindaroğlu, Ahmet Altekin, Nevzat Altekin, Sati Altekin, Zeynep Altekin, Hamide Altekin, Ayşe Altekin, elektrik çarpması sonucu hayatını kaybeden bir yakınlarının hakkını aramak için Türkiye Elektrik Kurumu'nu mahkemeye vermişlerdi. Türkiye'deki mahkemenin 11 yıl sürmesi sonucu, söz konusu kişiler AİHM'ye başvurarak, Türkiye'nin makul bir zamanda mahkemenin sonuçlanmasıyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesini ihlal ettiğini belirtmişlerdi. Dostane çözüme gidilmesiyle birlikte Türkiye, mahkeme masrafları da içinde olmak üzere, başvuruyu yapanların hepsine 55 bin Fransız Frangı maddi tazminat ödeyecek.
Türkiye ihlali kabul etti
Öte yandan, AİHM, Faysal Akman'ın oğlunun güvenlik güçleri tarafından öldürülmesi sonucu yaptığı şikâyet başvurusunda, Türkiye'yi yargısız infaz yaptığı için mahkûm etti. Türkiye'nin yaşam hakkını ihlal ettiği görüşünu kabul eden AİHM, Akman'a 85 bin İngiliz Sterlini ödenmesini kararlaştırdı.
Bu arada Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Walter Scwimmer, AİHM kararlarına uyulmasının zorunlu olduğunu belirterek, Türkiye'nin Rum Titiana Loizidou'ya maddi tazminat ödemeyi reddetmesini eleştirdi. Genel Sekreter, dün düzenlediği basın toplantısında bir soruyu yanıtlarken, AİHM kararlarına uyulmasının Avrupa Konseyi üyeliğinin temel koşullarından biri olduğunu söyledi. Scwimmer, Avrupa Konseyi'nin karar organı Bakanlar Komitesi'nin Türkiye'ye baskı yapması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin AİHM kararına rağmen Loizidou'ya maddi tazminat ödemeyi reddetmesi, Ankara ile Avrupa Konseyi arasında uzun zamandır sorun yaratıyor.
ÖNCEKİ HABER

GAP'tan ne umdular ne buldular!

SONRAKİ HABER

'Caz'la buluşmaya az kaldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...